G7 Zirvesi sona erdi

Japonya'da yapılan G7 Zirvesi sona erdi. Sonuç bildirisinde Brexit ve mülteci sorunları da yer aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Japonya'da yapılan G7 Zirvesi'nin sonuç bildirisinde, mülteciler ve yerlerinden edilmiş insanlar ile onları misafir eden ülkelerin ihtiyaçlarının karşılanması için küresel yardımların artırılacağı taahhüt edildi.

Sanayileşmiş 7 ülkeyi bir araya getiren G7 Zirvesi Japonya'nın ev sahipliğinde Ise-Şima'da düzenlendi.

İki günlük zirvenin sonunda yayınlanan sonuç bildirisinde, küresel ekonomik büyümenin potansiyelin gerisinde olduğu ifade edilirken, zayıf büyüme riskinin sürdüğü, jeopolitik anlaşmazlıklar, terörizm, sığınmacı krizi ve diğer zorlukların küresel sisteme zarar verdiği belirtildi.

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasının, küresel ticaret ve yatırım trendlerini ve bunların oluşturduğu istihdamı "tersine çevirebileceğine" dikkat çekildi ve büyümeye karşı "ciddi riskler" oluşturabileceği uyarısı yapıldı.

Öncelikli konu ekonomik büyüme

Bildiride, küresel ekonomik büyümenin öncelik olduğu vurgulanırken, ülkelerin özellikleri de dikkate alınıp güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme modeli için gerekli ekonomik politikalar konusunda işbirliğinin süreceği ifade edildi. Borçlanmayı sürdürülebilir hale getirerek, küresel talebi güçlendirmek ve arz sınırlamasını çözmek için parasal, mali ve yapısal dahil gerekli tüm araçların kullanılacağı taahhüt edildi.

Bildiride, serbest ticaretin güçlendirilmesi için kurala dayalı çok taraflı ticaret sistemlerinin kuvvetlendirilmesi ve Dünya Ticaret Örgütü müzakerelerinin destekleneceği taahhüt edildi. Trans-Pasifik Ortaklığı (TTP), Japonya-AB Ekonomik Ortaklık Anlaşması, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması (TTIP) ve Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması (CETA) dahil bölgesel ticaret anlaşmalarıyla ticaret serbestisi çabalarının teşvik edildiği belirtildi.

'Endişelendirici risk'

Japonya Başbakanı Shinzo Abe, 2008 yılında Lehman Brothers firmasının çökmesinin ardından başlayan küresel ekonomik krizi hatırlatarak, G7 ülkelerinin "krize dair güçlü ortak duyguları" olduğunu söyledi ve talebi artırmak için ortak hareket edileceğini belirtti.

Bir basın toplantısında konuşan Abe, gelişen ülke ekonomileri öncülüğünde yaşanabilecek bir küresel ekonomik daralmanın "en endişelendirici risk" olduğunu belirtirken, "Eğer uygun politikalar üretilmezse küresel ekonominin krize girme riski var" dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise küresel ekonominin şu an bir krizde olmadığını, fakat bunun bir daha krizde olmayacağı anlamına gelmediğini söyledi.

Hollande, "Bugün(dün) bir önceki krizin nedenlerini ele aldık, ve bu nedenden dolayı bazı gelişmeleri de görebilmiş olduk" dedi.

G7 tarafından yapılan 32 sayfalık deklarasyonda piyasa bazlı kur oranlarına sadık kalınması ve "rekabetçi devalüasyonlardan" uzak durulması gerektiğinin altı çizilirken, şiddetli kur hareketleri konusunda da uyarılar yapıldı.

Açıklama metninin bu kısmı yenin aşırı değer kazanması durumunda müdahale etmeye hazır olduğunu söyleyen Japonya ile piyasanın belirlediği şartlara karışılmaması gerektiğini savunan ABD arasında bir uzlaşmayı temsil ediyor.

Sığınmacı krizi

Bildiride, büyük ölçekli mülteci ve göçmen hareketlerinin küresel bir zorluk olduğu ve küresel bir müdahaleyi gerektirdiği aktarılarak, "Mülteciler ve yerlerinden edilmiş insanlar ile onları misafir eden toplumların acil ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için küresel yardımı artırmayı taahhüt ediyoruz" ifadesi kullanıldı. G7'nin, finansal ve teknik desteği artırmaları konusunda uluslararası finansal kuruluşları ve bağışçıları desteklediği bildirildi.

Sığınmacı sayısının İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek sayıya ulaştığına işaret edilen bildiride, sorunun kaynağında bulunan Suriye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerde nihai çözümün ancak sürdürülebilir bir siyasi geçiş ile sağlanabileceği savunuldu.

Terörle mücadele

Terörün her türlüsünün güçlü bir şekilde kınandığı belirtilirken, IŞİD, El Kaide ve diğer terör örgütlerinin düzenlediği saldırıların barış ve uluslararası güvenliği ciddi şekilde tehdit ettiğinin altı çizildi.

Terör tehdidi ile mücadelenin, özel sektör, sivil toplum ve kurumlar ile işbirliği içerisinde aktif bir şekilde sürdürülmesi çağrısı yapılırken, G7'nin terör ile mücadelede "lider rol oynayabileceğinin" altı çizildi.

G7 Terörle Mücadele Eylem Planı oluşturularak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) çalışmalarını destelemek üzere, bilgi paylaşımı, sınırların güvenliğini artırma, uçuş güvenliği, terör finansmanı ile mücadele gibi konularda kapasitenin güçlendirileceğine vurgu yapıldı.

Ukrayna-Rusya ilişkisi

Ukrayna'daki çatışma ortamının sadece diplomatik yollardan çözülebileceğine dikkat çekilip, bu ülkenin egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının, uluslararası hukuk çerçevesinde garanti altına alındığı bir çözüm bulunması çağrısı yapıldı.

Rusya'ya uygulanan yaptırımların, Minsk Anlaşması'nın gereklerine ve Ukrayna'nın egemenliğine saygı duymasına bağlı olduğu hatırlatılarak, Ukrayna sorunun çözüme kavuşması adına uzun vadeli desteğe hazır olunduğu aktarıldı.

Ortadoğu barış süreci

Bildiride, taraflara "İki devletli çözüme" engel teşkil edecek "gerginliği tırmandırmaktan kaçınma" çağrısı yapılarak, Paris'te düzenlenecek Dışişleri Bakanları Konferansı'nın da memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

Suriye'ye Cenevre çağrısı

Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun çabaları doğrultusunda ülkedeki tüm düşmanlıklara son verilmesi çağrısı yapılırken, Suriye rejiminin sivilleri hedef alan saldırılarının kınandığı kaydedildi. Rusya ve İran'ın, rejime, sivillere yönelik saldırılarını durdurma çağrısı yapmasının beklendiği kaydedildi. Cenevre Konferansı çerçevesinde bu ülkede siyasi geçiş sürecinin başlatılması çağrısı yapıldı.

Çin denizleri sorunları

Doğu ve Güney Çin denizlerindeki durumdan "endişe" duyulduğu bildirilen bildiride, ihtilafların çözümünde barışçıl yollara başvurulmasının önemine vurgu yapıldı.

G7 dışişleri bakanlarının, okyanuslarda güvenlik konusunda yaptıkları açıklamanın desteklendiği kaydedildi.

Kuzey Kore'nin nükleer denemeleri

Kuzey Kore'nin ocak ayında yaptığı nükleer denemeleri ve sonrasındaki uzun menzilli füze denemelerinin "kınandığı" belirtilen bildiride, bu durumun bölgesel ve uluslararası barışı tehdit ettiği ve BMGK'nın ilgili kararını açık bir şekilde ihlali niteliğinde olduğuna değinildi.

Sağlığın ekonomik refah ve güvenliğin temeli olduğu aktarılan bildiride, her şeyi kapsayan sağlık sigortasının yaygınlaştırılacağı taahhüt edildi. Mikropların ilaçlara direnç kazanmasının önemli ekonomik sonuçlar doğuracağına dikkat çekilirken, acil sağlık durumlarına müdahalenin güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Kadınların ekonomide daha aktif rol alması gerektiğine işaret edilen bildiride, eğitim ve öğretimin yanı sıra aktif rol vererek kadınların bu konudaki kabiliyetlerinin artırılacağı kaydedildi.

Açık, erişilebilir, güvenilir ve güvenlikli sanal dünyanın ekonomik büyüme ve refahın temellerinden olduğu belirtilerek, bilgiye ve iletişim teknolojilerine erişimin artırılması ve dijital okuryazarlığın yaygınlaştırılmasının desteklendiği ifade edildi.

Şeffaflığın artırılması ve yolsuzluğun önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması konusundaki kararlılık vurgulanırken, küresel ölçekte yolsuzlukla mücadelenin desteklendiği, G7 ülkelerinin bu konuda örnek olmaya kararlı olduğu bildirildi.

İklim değişikliği ve enerji

G7'nin İklim değişikliğiyle ilgili Paris Anlaşması'nın sağlıklı bir şekilde uygulanması için gerekli adımları atacağı ve bu konuda liderlik rolünü sürdüreceği belirtildi.

Bildiride, yeni ve çevreci enerji teknolojilerinin destekleneceği vurgulanırken, daha az karbon salımı ile ekonomik büyümenin sağlanması için gerekli yatırımların destekleneceği vurgulandı. Enerji fiyatlarındaki belirsizliği atıfta bulunularak, enerji yatırımlarının, özellikle de kaliteli enerji altyapısı ve akımıyla ilgili yatırımların destekleneceği kaydedildi.