”Gerekli tedbirler alınmazsa 2009 ve 2010'u kaybedebiliriz”
TÜGİK Genel Başkanı Sesli, yeni ekonomik tedbir paketinin bir an önce açıklanmasını istedi
İSTANBUL - Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Hazim Sesli, "Gerekli tedbirler alınmaz ise tıpkı 2007 ve 2008'de olduğu gibi 2009 ve 2010'u da kaybedebiliriz" dedi.
Sesle, TÜGİK tarafından düzenlenen ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, 1990 yılından bu yana üst üste krizler yaşayan Türkiye'nin, her krizden daha fazla yara alarak çıktığını, buna karşılık krizlerin Türkiye ve özellikle de iş dünyasına yeni tecrübeler kazandırdığını anlattı.
Güçlü mali yapısı, Merkez Bankası politikaları ve hükümetin alacağı ekonomik tedbirler ile Türkiye'nin, bu krizden 2009'un üçüncü çeyreğinden itibaren hızlı bir şekilde çıkabileceğine inandıkların ifade eden Sesli, "Ancak gerekli tedbirler alınmaz ise tıpkı 2007 ve 2008'de olduğu gibi 2009 ve 2010'u da kaybedebiliriz" dedi.
Edindikleri bilgilerin, önümüzdeki günlerde yeni bazı ekonomik tedbirlerin açıklanacağı yönünde olduğunu belirten Sesli, şunları kaydetti:
"Eli değil, vücudu taşın altında olan iş dünyası ile hükümetin birlikteliği neticesinde ortaya çıkacak yeni ekonomik tedbir paketi, bizleri de heyecanlı bir bekleyiş içerisinde bırakmıştır. Sizlerden talebimiz, yeni ekonomik tedbir paketinin bir an önce açıklanmasıdır. Psikolojik etkisini de göz önüne alarak krizi değerlendirdiğimizde, daha derin bir boyut kazanmadan, somut ekonomik yeni tedbirleri bir an önce açıklamanızı ve ondan sonra da birer birer uygulamaya geçmenizi talep etmekteyiz."
TÜGİK YİK Başkanı Oktay Mersin ise küresel mali krizin etkilerinin sanılandan daha da yıkıcı olacağının çok açık olduğunu söyledi.
İş adamları olarak, hükümetten, yapması zorunlu ve doğru olan atılımları daha fazla geciktirmeyerek, seçim ekonomisi yerine kriz ekonomisini benimsemesini istediklerini belirten Mersin, şöyle konuştu:
"Zira ekonomik durgunluğun birkaç yıl daha süreceğini görebiliyorsak, yeni alınacak bu önlemler bizleri en azından belirsizlik ortamından biraz da olsa uzaklaştırmış olacaktır. Yapılması gerekli işlerin en başında gelen ise IMF ile olan ilişkilerin bir an önce Sayın Başbakanımızın da dediği gibi ülkemizin yararları doğrultusunda sonuçlandırılmasıdır. IMF ile uygulanacak ortak bir program içine girilmesindeki en önemli fayda, böyle bir ortamda IMF'nin yanımızda durması, bize kredibilite sağlayacak olmasıdır. Buna karşılık, IMF ile ortak bir programa girilirken sıkı maliye politikalarından uzaklaşılabileceği konusunda uzlaşma sağlanmalıdır."