Güler Sabancı Filantropist ödülüne layık görüldü

İSTANBUL - Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, ailesinin hayırseverlik mirasının kendisine Raymond Georis Yenilikçi Filantropi Ödülünü almasının yolunu açtığını söyledi.

Güler Sabancı'nın Raymond Georis Yenilikçi Filantropi Ödülü'nü alması onuruna Sakıp Sabancı Müzesi'nde yerli ve yabancı konukların katıldığı bir resepsiyon verildi.

Resepsiyona ilişkin olarak Sabancı Holding'den yapılan açıklamada, Güler Sabancı'nın gecede yaptığı konuşmada, bu ödülün Avrupa Vakıflar Birliği, Mercator Fonu tarafından Roma'da gerçekleştirilen Avrupa Vakıflar Merkezi (EFC) Yıllık Konferansında verildiğini hatırlatarak, ancak kendisinin bu ödül törenine katılamadığını belirttiği kaydedildi.

Açıklamaya göre Güler Sabancı konuşmasında şunları söyledi:

''Ancak bu gece, sizleri Sabancı Ailesinin evi olan ve benim de çocukluğumu geçirdiğim Sakıp Sabancı Müzesi'nde ağırlamaktan dolayı çok mutluyum. Ailemin hayırseverlik mirası bana böyle bir ödülü alma yolunu açmıştır. Ailemin sahip olduğu en önemli değer; 'bizden daha az şanslı olanlara ulaşmanın, yardım etmenin ve onların hayatlarında fark yaratarak, daha yüksek yaşam standartlarına ulaşmalarına yardımcı olmaktır'. Ben bu değerle yetiştirildim. Sabancı olarak, yaptığımız her işte - Sabancı Üniversitesi'nde, Sakıp Sabancı Müzesi'nde ve Sabancı Vakfı'nda - ülke insanının her şeyin en iyisini hak ettiğine inanarak çalışıyoruz. Bizimki gibi gelişmekte olan bir ülkede, ilerlemeyi hızlandıracak tek yol, cesaretle en iyi sistemlerin uygulanmasından geçer. Farklı kurumların farklı yaklaşımları ortaya koymalarının bu gelişim sürecini hızlandıracağına yürekten inanıyorum.

Üniversitemizde, Müzemizde ve Vakfımızda gerçekleştirdiğimiz tüm projelerde, dünyadaki en iyileri örnek alıyoruz ve onların da üzerine çıkmak için çalışıyoruz.''

Üniversite ve Vakıf çalışmaları

Konuşmasında Sabancı Üniversitesi ve Sabancı Vakfının çalışmalarına da yer veren Güler Sabancı, ailesinin bir üniversite kurulmasına karar verdiğinde bu konunun kendi sorumluluğunda yürütülmesini istediğini, 1995 yılında ilk arama konferansıyla başladığı bu heyecan verici yolculuğun bugün de devam ettiğini vurguladı.

Sabancı, 2004 yılından bu yana ise Genel Müdür Hüsnü Paçacıoğlu'nun liderliğinde, Mütevelli Heyetinde görev alan kuzenleriyle birlikte, Zerrin Koyunsağan ve Filiz Bikmen'in de yer aldığı yetkin bir ekiple Vakfın yönetimini üstlendiğini anlattı.

Bu ekiple birlikte, Vakfı yeni açılımlara ulaştırmak için vizyon ve stratejilerini yeniden belirlediklerini belirten Güler Sabancı, Vakfın bugünkü başarılı seviyesine ulaşmasında katkısı olan herkese teşekkür etti.

Vakfın geleceğine dair çalışmalar sırasında edinilen tecrübelerden söz eden Sabancı, şunları kaydetti:

''Sabancı Vakfının en önemli filantropi girişimlerinden biri olan Sabancı Üniversitesi, aile değerlerimiz arasında yer alan yurttaşlık görevlerimiz ile farkındalığı kendi sistemlerinde bir araya getirmiştir:

Sabancı Üniversitesi, Türkiye'de ilk kez öğrencilerin zorunlu olarak dahil olduğu toplumsal katılım programını hayata geçirmiştir.

Türkiye'de eğitimin erişilebilirliğini ve kalitesini geliştirme yönündeki çabaların harekete geçirilmesinin savunuculuğunu üstlenen Eğitim Reformu Girişimi de üniversitemizde doğmuştur.

Akademik çalışmalar, araştırma ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan işbirlikleri neticesinde sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin sebeplerini ve bunların farklı şekillerde yönetilebileceğini, daha da net görmeye başladık.

Geçen 10 yıl içinde, Türkiye'de sivil toplumun rolü konusunda çok önemli bir değişime tanık olduk. Sivil toplum, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve gelişim hedeflerine yönelik kritik sonuçları olan projelerin uygulanmasında daha aktif olmaya başladı. Biz de bu durumu fırsata çevirerek, Sabancı Vakfı'nın ülkemizin gelişimine destek olması için yeni bir stratejik yön çizdik. Birkaç aylık yoğun araştırma ve düşünce sürecinin ardından yeni değişim ve program stratejimizi 'Kadınlar, gençler ve engellilere eşit fırsatların yaratılmasını ve topluma aktif katılımlarını destekleyen ortamların geliştirilmesine katkıda bulunmak' şeklinde belirledik. İki yıl içinde, hibe programı, uluslararası ortaklıklar ve Sabancı Vakfı Konferans Serisi gibi yeni programlarımızı oluşturarak çok büyük aşama kaydettik.''

Güler Sabancı, hala Sabancı Vakfı'ndaki heyecan verici yeni yapılanma ve yenilikçi filantropi yolculuğunun başında olduklarını da vurguladı.

Mercator Fonu Başkanı Norine MacDonald

Mercator Fonu Başkanı Norine MacDonald da konuşmasında, Güler Sabancı'nın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu Sabancı Vakfının, Türkiye'de sosyal adalet konusunda ilk defa hibe programı açarak, vakıf çalışmalarına Avrupa standartlarını getirmek konusunda öncü olduğunu belirterek, bu yılın jürisinin, Güler Sabancı'nın insanların düşlerini ve idealist umutlarını somut sonuçlara dönüştürmekteki özgün yeteneğinin ödülün ruhuyla son derece örtüştüğü görüşüne vardığını bildirdi.

Gulbenkian Vakfı ile Avrupa Vakıflar Merkezi Başkanı Emilio Rui Vilar da yaptığı konuşmada, İstanbul gibi güzel bir şehirde olmaktan ve aynı zamanda Sakıp Sabancı Müzesi'nde Gulbenkian Vakfının düzenlediği ''Lizbon: Bir Başka Şehirden Hatıralar'' sergisini gezmekten çok büyük keyif aldığını vurguladı.

Vilar, şunları kaydetti:

''Sayın Güler Sabancı'ya 'Raymond Georis Yenilikçi Filantropist Ödülü'nü şahsen takdim etmekten onur duyuyorum. Ödülün amacı, insanların hayatlarında gerçekten fark ve değişim yaratabilen kurum ve kişilerin takdir edilmesidir. Bu yıl tüm adayların arasından kendini insan haklarına, toplumsal gelişime adamış Türkiye'den bir iş kadını yükseldi. Güler Sabancı kariyeri boyunca eğitim, kültür-sanat ve kadının toplumda güçlendirilmesi konularında önemli çalışmalar yapmıştır.''

Raymond Georis Yenilikçi Filantropist Ödülü

Avrupa Birliği Konseyi ve Batı Avrupa Birliği Genel Sekreteri Javier Solana'nın başkanı olduğu jüri tarafından 2009 yılında Güler Sabancı'ya verilmesi uygun görülen Raymond Georis Yenilikçi Filantropist Ödülü'ne Avrupa'da yenilikçi ve toplumda derin etki yaratabilmiş kişiler ve vakıflar hak kazanıyor. Avrupa'nın en prestijli vakıf ve sivil toplum ödüllerinden biri olarak kabul edilen ödülü veren Mercator Fonu, uluslararası filantropi programları ve vakıfları arasında bağlantı kurarak beraber çalışmalarını destekliyor.