”Güvene dayalı bankacılığa geri dönmeliyiz”

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Yeni dönemde regülasyonlara daha çok ihtiyaç duyulacağını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, artık dünyadaki sermaye dolaşımında daha iyi kurallar gerektiğini belirterek, "Güvene dayalı bankacılığa geri dönmeliyiz. Toplumda, çevrenin korunması da dahil yeni bir hakkaniyet bilinci oluşacak" görüşünü dile getirdi.

Sabancı Holding'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Avusturya'nın en çok satan gazetelerinden Kurier, 2 Ağustos 2009'da yayımlanan sayısında Güler Sabancı ile yaptığı tam sayfa bir röportaja yer verdi. "Modern ve Güçlü Türk Kadını" başlığıyla çıkan haberde, Sabancı'nın "dünyanın en güçlü kadınları arasında yer aldığından" söz edildiği, röportajda Sabancı'nın iş yaşamı, liderlik özellikleri ve sosyal sorumluluk çalışmaları ile ilgili çok yönlü bir portresinin çizildiği ifade edildi.

Erkek egemen olan iş dünyasında nasıl başarılı olduğu sorusuna, Güler Sabancı, "Ben yemek yenirken iş konuşulan bir ailede büyüdüm. Üniversite eğitimimin ardından üretim ve organizasyonda görevler aldım. Ancak önemli olan yapılan işin en iyisinin yapılması ve başarıya odaklanılmasıdır. İş dünyasında kadınların veya erkeklerin birbirlerinden daha iyi ya da kötü olmaları söz konusu değildir. Ama bir farktan söz edilebilir. Ben kadınların duygusal zekalarının yüksek olmasının onlara bir avantaj yarattığını düşünüyorum" yanıtını verdi.

"Kriz ortamında önemli olan güvensizliği yönetebilmek"

Sabancı, dünyada yaşanan ekonomik kriz ve sonrasına ilişkin olarak, artık dünyadaki sermaye dolaşımında daha iyi kurallar gerektiğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

"Güvene dayalı bankacılığa geri dönmeliyiz. Toplumda çevrenin korunması da dahil, yeni bir hakkaniyet bilinci oluşacak. Tüketimdeki ve kaynak kullanımındaki davranışımızı değiştireceğiz. Kaynakları daha bilinçli kullanacağız. Dünyada da yeni bir güç dengesi oluşacak. Çin ve Hindistan yükselecek. Yeni dönemde regülasyonlara (düzenleme) daha çok ihtiyacımız olacak. Kriz ortamında önemli olan güvensizliği ve belirsizliği yönetmektir. Alternatif senaryolar düşünmek, bir A, B, C, D planına sahip olmak ve bunları hızla uygulayabilmek lazım. Kriz ortamında duyarlı, esnek ve önderlik vasıflarına sahip olmak gerekiyor."

"AB sürecinde iyimserim"

Güler Sabancı, AB ve Türkiye arasında tam üyelik görüşmeleri yapılması konusunda karara varıldığını hatırlatarak, hukuki olarak bu sürecin devam ettiğini, bu sürecin hukuken durdurulamayacağını belirtti.

Sabancı, "Burada önemli olan Türkiye'nin tam üyeliğe giden yoldan çıkmamasıdır. Bu sürecin devam etmesi, her iki taraf için de faydalı olacaktır. Sürecin sonunda Türkiye'nin ne kadar başarılı olduğuna ve Avrupa'ya ne kadar yaklaştığına bakılır. Söyleyecek sözü olan o zaman konuşur, bugün değil. Sürecin sonunda durumu herkes değerlendirebilir, elbette biz de değerlendireceğiz. Ama bu konuda oldukça iyimserim" ifadesini kullandı.

"Sosyal sorumluluk mirasını taşıyoruz"

Sabancı Topluluğunun sosyal sorumluluk projelerine verdiği öneme ilişkin bir soru üzerine de Sabancı, şunları kaydetti:

"İnsan kendisi için yeterli olana sahipse başkalarını da desteklemeli. Bu, benim ailemin düşünce ve davranış tarzının bir parçası. Büyük babam 1920'li yıllarda yeterince kazandığında, doğduğu köyün yolunu ve sonrasında da köyünde bir okul yaptırdı. Biz de bu mirası taşıyoruz, sosyal sorumluluğumuz var. O zamanlar sosyal görev olarak adlandırılıyordu. Anadolu topraklarında bu, yüzyıllardır yaşayan bir kültürdür. Büyük babam öldükten sonra babaannem bütün mal varlığını bağışladı, amcalarımın da katkılarıyla Sabancı Vakfı kuruldu. Babaannem ve amcalarım bu yardımseverlik ruhunu daha da ileriye taşımak için var güçleriyle çalıştılar. Sonuçta bugün kurumsallaşmış ve büyük işler başaran bir vakfa sahip olduk."