'Hindistan, Türkiye'nin Asya'ya açılan kapısı olabilir'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hindistan'a yapacağı ziyareti değerlendiren uzmanlar, iki ülkenin tarihten gelen bağlarının ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde itici güç olabileceğini ifade ediyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu başlayacak Hindistan ziyaretini değerlendiren uzmanlar, iki ülkenin tarihi bağlarının ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde itici güç olabileceğini belirtiyor.

Uzmanlar, Türkiye'nin Hindistan üzerinden Güney Asya'da ekonomik varlığını artırabileceğine işaret ediyor.

İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, 1990'dan bu yana dünyada ekonomik eksenin hızla Asya'ya kaydığına işaret etti.

Çin ve Hindistan'ın küresel ekonomide ciddi ağırlıklarının olduğunu dile getiren Tatlıyer, Hindistan'ın bu şekilde büyümesi halinde 2030'da dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü haline geleceğini ifade etti.

Türkiye'nin ise jeopolitik olarak bulunduğu coğrafyanın dünya ekonomisi ve sisteminin merkezinde olduğunu kaydeden Tatlıyer, Türkiye'nin tarihsel süreçte ekonomik yüzünü Batı'ya döndüğünü, ancak bugün gelinen noktada ekonomik eksenin Doğu'ya kaydığını anlattı.

Yrd. Doç. Dr. Tatlıyer, "Türkiye için ekonomik kalkınma ve büyümeye giden yol artık Asya tarafında." dedi.

Türkiye için Hindistan'ın ayrı bir yerinin olduğunu ifade eden Tatlıyer, tarihsel süreçte İslam ile Hindistan medeniyeti arasında yakın ilişkiler bulunduğunu, Hindistan'ın nüfusunun yüzde 14'ünün Müslüman olduğunu söyledi.

İki ülkenin birbirinden faydalanacakları alanların varlığına işaret eden Tatlıyer, taraflar arasında ekonomik anlamda kazan-kazan durumunun ortaya çıkabileceğini söyledi.

Hindistan'ın, Türkiye'nin Asya'ya açılması için fırsat olabileceğini vurgulayan Tatlıyer, "Çin ile ekonomik ilişkiler geliştirebiliriz ama aslında kültürel faktörler de önemli. Bu noktada çok farklı ögeler olmasına rağmen, Hindistan ve Türk kültürü ile İslam medeniyeti aslında birbirine çok yabancı ve uzak değil. Örtüşen taraflar var. İki kültür de birbirini tanıyor. Bu noktada Hindistan, Türkiye'nin Asya'ya açılan kapısı olabilir." diye konuştu.

Tatlıyer, Hindistan için de Türkiye'nin Ortadoğu'ya ve Avrupa'ya açılan bir kapı olarak görülebileceğini kaydetti.

Hindistan'da nüfusun üçte ikisinin kırsal kesimde yaşadığını bilgisini paylaşan Tatlıyer, ciddi altyapı ve şehirleşme sorunu olan Hindistan'a Türkiye'nin bu noktada inşaat tecrübesiyle katkı sağlayabileceğini belirtti.

Türkiye, ihracat pazarlarını genişletmek istiyor

Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Cemal Demir de iki ülke siyasi ve ekonomik ilişkilerinin bu ziyaretle dinamizm kazanacağını belirtti.

Taraflar arasındaki siyasi ilişkilerin derin tarihi geçmişinin olduğunu dile getiren Demir, özellikle Hint Müslümaların ve Hintlerin Kurtuluş Savaşı'nda Türkiye'ye yardımlarını hatırlattı.

Dünyada büyüyen bir ekonomi olan Hindistan'daki Türk yatırımlarının yeterli düzeyde olmadığını, ancak Türkiye'de çok fazla Hint firmasının yatırım yaptığını anlatan Demir, Türkiye'nin potansiyelini Güney Asya'da yeterli ölçüde kullanamadığını kaydetti.

Demir, Türkiye'nin tarihten gelen bağlarını kullanarak Hindistan ve Güney Asya'da ekonomik varlığını artırabileceğine dikkat çekti.

SETA Ekonomi Direktörü Nurullah Gür de dünyanın en büyük 7. ekonomisiyle, dinamik ve geniş bir pazar imkanına sahip Hindistan ile ekonomik anlamda ilişkileri kuvvetlendirmenin, Türkiye'nin yeni pazarlara açılması açısından önemli olduğunu belirtti.

Gür, "Türkiye, ekonomik olarak yönünü sadece ABD veya AB'ye çevirmek istemiyor. İhracat pazarlarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Bu açıdan Asya'dan Latin Amerika'ya ve Afrika'ya kadar bu bölgelerde etkili olmak istiyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, Hindistan'ın Avrupa ve Ortadoğu'ya açılması açısından önemli bir ortak olacağını kaydeden Gür, tarihi geçmiş ve kültürel benzeşmelerin iki ülkenin sıkı işbirliği yapmasına vesile olabileceğini anlattı.