Hisarcııklıoğlu: Giydiğimiz elbise dar geliyor
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "Giydiğimiz elbise artık, bu bedene dar geliyor. İşte şimdi, yeni elbiseyi dikmek zorundayız. Ama bu sefer terzi, milletin kendisi olmalıdır" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL -Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, milletin hedefleri ile mevcut sistemin uyuşmadığını belirterek, "Mevcut sistem, bu milletin gerçek potansiyelini engelliyor. Koşacak gücümüz varken, adeta yürüyoruz. Yani giydiğimiz elbise artık, bu bedene dar geliyor. İşte şimdi, yeni elbiseyi dikmek zorundayız. Ama bu sefer terzi, milletin kendisi olmalıdır" dedi.
TOBB Başkanı Rifat Hisancıklıoğlu, MÜSİAD'ın Olağan Genel Kurulu'nda konuşma yaptı. MÜSİAD kurulduğu günden bu yana, Türkiye'deki büyük bir boşluğu doldurduğunu, Türkiye'nin vazgeçilmezlerinden biri olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, Anadolu'daki girişimcilerin, iş adamı olmaları yolunda, bir okul vazifesi gördüğünü dile getirdi. MÜSİAD'ın Türkiye'de kavganın değil huzurun, çatışmanın değil diyaloğun, kutuplaşmanın değil istişarenin hakim olması için çalıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, "MÜSİAD Genel Başkanı, Ömer Cihat Vardan da, çok başarılı bir dört yılı geride bıraktı. Hem üyeleri, hem de Türkiye adına başarılı çalışmalara imza attı. Yönetimi ile birlikte, MÜSİAD'ı hem yurt içinde, hem de yurt dışında çok daha aktif hale getirdi. Ömer Bolat kardeşimden devraldığı çıtayı, çok daha yukarılara taşıdı. Ben kendisini, ve tüm yönetimini tebrik ediyorum" diye konuştu.
MÜSİAD DEİK bünyesinde söz sahibi oldu
Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD'la hep yakın temas halinde olduklarını, her platformda uyumlu çalıştıklarını dile getirdi. Bu dönemde MÜSİAD'ın DEİK bünyesinde söz sahibi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, İktisadi Kalkınma Vakfı çalışmalarına da katkı sağladığına dikkat çekti. "Hatırlayın, Ömer Cihat kardeşim göreve geldikten hemen sonra küresel kriz patlak vermişti. Güçlü bilinen ekonomiler sarsılmıştı. O dönemde, Türkiye hakkında da, çok olumsuz beklenti içine girenler; Türkiye'nin krize yenileceğine inananlar olmuştu. O süreçte biz, Türk iş dünyasının çatı kuruluşu olarak, bir yandan hükümetimizle istişareler yaparken, diğer yandan da iş dünyamızın yatırımlarını ertelememesi için çaba harcadık. Ama en az onun kadar önemli olan, beklentilere yön vermek, kriz psikolojisini kırmaktı. Biz de o süreçte hızla ‘Üreten Türkiye Platformu'nu kurarak, Türkiye çapında bir kampanya başlattık. Tüm Türkiye'de insanımızı yatırıma, istidama ve alış-verişe devam etmeye çağırdık. ‘Biz bu kriz sürecini rahatlıkla aşarız. Bizim buna gücümüz de var, inancımız da var' dedik.
İftiharla söylemeliyim ki, bu Platforma ilk destek veren kuruluş MÜSİAD olmuştu" şeklinde konuştu.
Gelinen nokta bizi haklı çıkardı
"Memnuniyetle ifade ediyorum ki, bugün gelinen nokta bizi haklı çıkardı" diyen Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyasının küresel krize meydan okuduğunu belirterek Türkiye'nin, krizden daha da güçlenerek çıktığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Dikkat edin, bir yanda, Batımızdaki Avrupa'da ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor. Kriz nedeniyle, son iki yıl içinde Avrupa'da tam 14 Başbakan değişti. Öte yandan, güneyimizdeki ülkeler siyasi krizlerle boğuşuyor. Son bir yıl içinde, bu ülkelerde de 4 devlet başkanı, halkı tarafından devrildi.
Ama bu ateş çemberinin tam ortasındaki Türkiye, 2011 yılında yüzde 8.5 büyüyerek, tarihinde ilk defa, dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü ülkesi oldu. Coğrafyamız kaynarken biz, 135 milyar dolar ihracat yaparak, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Son bir yıl içinde bu ülkenin özel sektörü, 140 milyar dolar yatırım yaptı. 1 milyon 300 bin kişiye kayıtlı istihdam sağladı. Ekonomik başarımız öyle bir yankı uyandırdı ki, bir zamanlar bizim vatandaşlarımızın iş bulmak için gittiği Avrupa'nın gençleri, İstanbul'da iş bulmak ümidiyle, Türkçe öğrenmeye başladı. Bu başarıyı, sağlanan güven ve istikrar ortamı sayesinde, bu salonu dolduran sizler yaptınız. Yatırım yaparak, üreterek yaptınız. Alın teri ile akıl terini birleştirerek, helal kazancın peşinden koşarak yaptınız. Ahlakınızı ticarete; Anadolu'nun değerlerini küresel pazarlara taşıyarak yaptınız. Bugün bu salonda, "sıfır sermaye" ile yola koyulup, büyük girişimcilik hikayesi yazan işadamlarımız var.
Büyüklerinden aldıkları kültürle, peygamber mesleği olan ticarete atılan gençler var. Bu salonda, bu ülkenin geleceğine yatırım yapan, ihracat yapan, istihdam sağlayan MÜSİAD üyeleri var.Bunlar bir boyutuyla elbette ticarettir, rızık arayışıdır, yatırımdır. Ama öbür taraftan insanların en hayırlısı olma yarışıdır. Çünkü biz inanıyoruz ki, ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır' Bu gün bir insana iş verebilmek, aş verebilmek; karnını tok, sırtını pek tutabilmek hayırların en büyüğüdür."
Mevcut sistem kökten değişmeli
"Şimdi çok daha büyük hedeflerimiz var. Hükümetimiz, iş dünyamız ve milletimizle 2023 hedeflerine odaklandık" diyen Hisarcıklıoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
"Artık devlet ve millet olarak aynı hedefi, aynı ideali paylaşıyoruz. 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olacağız. 2 trilyon dolarlık bir ekonomi olup, 500 milyar dolar ihracat yapacağız. Bakın değerli dostlarım, 2023 hedefi neden önemli? Çünkü bu hedefe ulaşmak demek, Türkiye'deki her bireyin daha zengin olması demektir. İlk 10'a giren bir Türkiye'de, Kişi başı milli gelir 2.5 kat artarak, 25 bin dolara ulaşacak. İşte o zaman bizim vatandaşımız, Avrupalı vatandaşın hayat standardını yakalayacak. Aslında vatandaşımız, çoktandır hak ettiği refah düzeyine ulaşmış olacak. Ama bu hedefe ulaşmak için, mevcut sistemi kökten değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü artık, bu milletin hedefleri ile mevcut sistem uyuşmuyor. Mevcut sistem, bu milletin gerçek potansiyelini engelliyor. Koşacak gücümüz varken, adeta yürüyoruz. Yani giydiğimiz elbise artık, bu bedene dar geliyor. İşte şimdi, yeni elbiseyi dikmek zorundayız. Ama bu sefer terzi, milletin kendisi olmalıdır."
Bugüne kadar anayasaya milletin eli hiç değmedi
Bugüne kadar Anayasa'ya milletin elinin hiç değmediğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, millete hep, "siz bilmezsiniz" denildiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, "Bizim ne düşündüğümüzü ne hissetiğimizi sormadılar. Anayasa'yı kapalı kapılar ardında, elitlere yazdırıp, millete dayattılar. İşte bu yüzden, Mevcut sistem herkesi ötekileştirdi. Farklı düşünen herkesi dışladı. Bu ülkede insanları fikirlerine göre, inançlarına göre, hatta kılık kıyafetlerine göre sınıflara ayırdılar. Öyle günler oldu ki bu toprağın evlatları, kendi ülkelerinde, kendilerini bir yabancı gibi hissettiler. Varını yoğunu bu ülkeye yatıran iş dünyasını bile, renklere ayırdılar. Bunun ne demek olduğunu ben bilirim! Siz bilirsiniz! Çünkü o günlerin acısını birlikte yaşadık!
Ancak sadece bizler kaybetmedik. Sonuçta kaybeden Türkiye oldu, insanımız oldu. Ama artık Bu milletin kendine dair söyleyecek bir sözü var. Şimdi kimsenin ötekileştirilmeyeceği, kimsenin inancına göre, mezhebine göre, kılık kıyafetine göre dışlanmayacağı bir sistemi inşa etmek zorundayız. Bu ülkede fikir hürriyetini, teşebbüs hürriyetini ve din ve vicdan hürriyetini gerçek anlamıyla garanti altına alacak bir sistemi kurmak zorundayız. 74 milyonun sahipleneceği, ‘bu benim Anayasam' diyeceği Yeni bir Anayasa'yı yazmak zorundayız. Şimdi Meclisimiz de diyor ki: ‘Anayasa'ya artık, milletin eli değecek.' Yeni Anayasa, Seçkinlerin, muhtıraların, ara rejimlerin, darbelerin dayattığı değil, milletin arzuladığı bir Anayasa olacak" şeklinde konuştu.