Hububat üretimini yüzde 50 artıracak proje

Avrupa Birliği "7. Çerçeve Programları" kapsamında desteklenen "Sürdürülebilir Tarım İçin C3 Fotosentezinin C4 Fotosentezine Dönüştürülmesi" projesiyle hububat üretiminin artırılması hedefleniyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME




KAHRAMANMARAŞ - Avrupa Birliği (AB) "7. Çerçeve Programları" kapsamında hazırlanan "Sürdürülebilir Tarım İçin C3 Fotosentezinin C4 Fotosentezine Dönüştürülmesi" projesiyle hububat üretiminin artırılması hedefleniyor.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferit Kocaçınar, projenin ana yürütücüsünün İngiltere'nin Sheffield Üniversitesi olduğunu, kendilerinin de projede Türkiye'yi temsil ettiğini belirtti.

Projenin AB tarafından desteklendiğini aktaran Kocaçınar, 5 yıl sürecek çalışmanın sonunda dünya hububat üretiminin yüzde 50 düzeyine kadar artırılmasının öngörüldüğünü kaydetti. Kocaçınar, 8,9 milyon euro bütçeli projenin hayata geçirilmesiyle sadece bir bitki türünde 103,6 milyar dolar gelir artışı beklediklerini ifade etti.

"Tarımda yeşil devrim"

Projenin ilk etaptaki hedefinin pirinç ve kanola bitkileri olduğunu belirten Kocaçınar, "Biz iki bitkiyle başlıyoruz ama daha sonra rahatlıkla buğday gibi diğer bitkilere de uygulayabiliriz. Bu proje tarımda yeşil devrimdir. Söz konusu çalışma bugüne kadar çok fazla araştırılmamış. Projeyle bitkilerden daha etkili fotosentezin sağlanmasını hedefliyoruz. Projemizin tamamlanması halinde üretim artışının yanı sıra sulama, gübreleme ve işlenen tarımsal alanlarda azalma sağlayacak. Yiyecek, biokütle ve bioyakıt için kullanılan bitkilerde önemli derecede gelişme sağlanacak" dedi.

Çalışmanın uluslararası düzeyde yürütüldüğünü anlatan Kocaçınar, "Pirinç C3 bitkisidir ve yetişmesi için aşırı su ve gübre ihtiyacına gereksinimi vardır. Biz bu çalışmayla C3 olan pirincin C4 fotosentezine dönüştürülmesini sağlayacağız. Bunu yaparken de biyokimya, hücre biyolojisi, bioteknoloji ve genetik biliminden faydalanacağız. Bu proje biyolojik alanda dünyada sayılı projelerinden bir tanesidir" dedi.

Bitkinin C3'ten C4 fotosentezine dönüştürülmesiyle birlikte üretim artışı olacağını aktaran Kocaçınar, "Çalışmanın sona ermesiyle yıllık 645 milyon dolar su tasarrufu öngörüyoruz. 13 milyar dolar azot gübreleme tasarrufuyla birlikte toplamda sadece bir bitki türünde 103,6 milyar dolar gelir artışı sağlanması planlanıyor. Buna diğer hububat bitkilerini de eklersek inanılmaz bir gelir artışı sağlanmış olacak" ifadelerini kullandı.

"Kurak alanda bitki yetişecek"

Projede dünyanın en son bioteknolojik imkanlarının kullanılacağı dile getiren Kocaçınar, çalışmanın sonucunda kurak ve çorak alanlarda bitki yetiştirilmesinin de hedeflendiğini kaydetti. Mısır, sorgum ve şeker kamışı bitkilerini "C4" bitki türü olduğunu pirinç, soya, kolza ve buğdayın ise "C3" bitkisi olduğunu aktaran Kocaçınar, "C4 bitkileri fotosentez olayını daha etkili kullandığı için bunu yaparken daha az su ve azot kullanmaktadır. C3 bitkilerinin C4 bitkilerine dönüştürülmesi ise C3 bitkilerinin biyokimyası, hücre biyolojisi ve yaprak gelişimindeki değişikliklerle mümkün olacaktır. Bunu yapmak için bütün gen dizilimleri açıklanmış model bitkilerden yararlanılacak ve bioteknoloji, genetik ve sentetik biyoloji yaklaşımları kullanılacak" diye konuştu.

C3 bitkilerinde ürün kayıplarına neden olan foto solunum olayının sentetik by-pass yaklaşımları kullanılarak bertaraf edileceğini, böylece C3 bitkilerinin daha fazla verim vermesi sağlanacağını ifade eden Kocaçınar, "Türkiye'de bütün transformasyonları tamamlanmış ekin, sera ve tarla koşullarında denenecek ve ürettikleri ürünler ve büyüme hızları ölçülecek. Bütün bu çalışmaların sonucunda bazı ekinlerin daha kurak ve çorak alanlarda yetiştirilmesi hedeflenmektedir" şeklinde konuştu.

Projenin dünya çapında 20 farklı araştırma kuruluşu tarafından desteklendiğini ve çok önemli bir çalışma olduğunu dile getiren Kocaçınar, "Ana yürütücüsü Sheffield olmak üzere Oxford ve Cambridge gibi üniversitelerinin yanı sıra Bayer şirketi bu çalışmanın içinde. Yine Fransa Ulusal Araştırma Kuruluşu, İtalya, Portekiz ve Çin gibi araştırmacıların içinde olduğu büyük konsorsiyum oluşturuldu. Türkiye'den de sadece Sütçü İmam Üniversitesi bu projede yer alıyor" dedi.