”Hükümet krizi yok saydı şeklindeki eleştiriler çok haksız”

Bakan Çağlayan, reel sektörün en az hasarla çıkması için 5 pakette 53 tedbir açıkladıklarını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "hükümet krizi yok saydı, geç gördü" şeklindeki eleştirileri çok haksız bulduğunu belirterek, "evet belki zamanlama konusunda gecikmeler olmuş olabilir. Belki biraz daha erken yapılması gereken biraz daha geç yapılmış olabilir, ancak bunun Hazinesi, Maliyesi, bütçe gibi birçok boyutunun olduğunu dikkate almamız gerekiyor" dedi.

Çağlayan, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Oda Meclisi Toplantısına katıldı. Burada yaptığı konuşmada, küresel krizden reel sektörün en az hasarla çıkması için 5 pakette 53 tedbir açıkladıklarını, bunlardan bazılarının proaktif bir yaklaşımla bazılarının ise biraz geç de olsa tatbik edildiğini vurguladı.

Alınan tedbirler çerçevesinde kısa çalışma ödeneğine değinen Çağlayan, bugün itibariyle 218 bin 744 kişinin çalıştığı 3 bin 359 firmanın bu ödenek için başvuru yaptığını, bin 96 firmanın başvurusunun kabul edildiğini söyledi. Bu firmalarda 106 bin 260 işçinin çalıştığını bildiren Çağlayan, çalışma kapsamında bu işçilerin 6 aya kadar varan bir süreyle kısa çalışma ödeneğinden faydalandığını ifade etti.

Otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve büro mobilyaları sektörlerinde yapılan KDV ve ÖTV indirimlerini de hatırlatan Çağlayan, indirimlerin ciddi şekilde etkisini gösterdiğini, otomotiv sektörünün ufak bir destekle 24 saat çalışmaya başladığını dile getirdi.

Otomotiv alımlarında bankalardan kullanılan kredinin ise yüzde 20 seviyesinde bulunduğunu anlatan Çağlayan, geri kalan yüzde 80'in "yastık altında bulunan defansa çekilmiş" paralar olduğuna dikkati çekti.

"Gelir vergisi tasarısı KOBİ'ler için bir devrim"

Bakan Çağlayan, bundan sonra yapılacak çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Çağlayan, Türkiye'nin önemli sorunlarından biri olarak firmaların küçük ölçekli olmasını gösterdi. Ölçek ne kadar büyükse o kadar fazla kar edildiğine dikkati çeken Çağlayan, KOBİ'lerin güçlenmesi için ortaklık yapılması gerektiğini ifade etti.

Çağlayan, bu çerçevede Gelir Vergisi Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören tasarıyı değerlendirdi. Bu tasarının "Türkiye'nin geleceğinin tasarısı" olduğunu belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

"Bu tasarı, KOBİ'lerin birleşmesini, güç birliği yapmasını, bilançolarının daha şeffaf hale gelmesini, bankaların kredi vermekte zorlandığı ve daha da zorlanacağı bir ortamda firmaların daha rahat kredi almalarını temin edecek. 

Bu tasarı KOBİ'ler için bir devrimdir, bir kilometre taşıdır. Bu tasarıyla 1-250 kişi arasında işçi çalıştıran işletmelerimiz ister kurumlar vergisi ister gelir vergisi mükellefi olsun bir araya gelip ortak bir anonim şirket altında toplanmaları halinde sabit kıymetlerini rayiç bedelle yapacak. Diğer iktisadi kıymetleri de vergi usul kanunu hükümlerine göre değerleyebilecek.

Birleşmeden doğan kar, yeni şirketin sermayesine eklenmek ve Nisan 2009'daki istihdamdan 3 yıl süreyle aşağı düşmemek kaydıyla kurumlar ve gelir vergisinden müstesna tutulacak. Yani bu birleşmeden doğacak kar, gelir vergisi ve kurumlar vergisinden istisna olacak.

Birleşme sonrasında birleşme dönemi dahil olmak üzere 3 hesap dönemi indirimli kurumlar vergisi uygulanacak. Yani 3 hesap döneminde kurumlar vergisi yüzde 75'e kadar indirilecek. Kurumlar vergisi yüzde 20. Bu ne demek biliyor musunuz? Yüzde 5'e kadar düşecek kurumlar vergisi.

Birleşme işlemine KDV istisnası da söz konusu olacak. Birleşen kurumların öz sermayelerini geçmeyen zararları yeni kurulan anonim şirketin kurumlar vergisi matrahından indirilebilecek."

Kredi Garanti Fonu

Çağlayan, Kredi Garanti Fonu ile ilgili yürütülen çalışma hakkında bilgi verirken de mevcut durumda fonun tıpkı bir banka gibi ipotek istemesini eleştirdi ve bu uygulamanın fonu anlamsız kıldığını söyledi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı, "Yeni oluşturulacak fonun fonksiyonu şu olacak; Hazine bir parayla katılacak bu işe ve yeni fonda yüzde 60'ı Hazinenin garantisi altında olacak. Yüzde 40'ını bankalar garanti edecek ve ortaya çıkan rakamla yeni işletme kredilerinin yapılması sağlanacak. Burada yaklaşık 10 milyar lira bir rakam öngörülüyor. Bu aslında şunu getirecek; bankacılık sisteminin şu anda fahiş şekilde uygulamış olduğu faizlerin düşmesini, ikincisi çok borcu olmayan şirketlerin borçlarını yeniden yapılandırmasını sağlayacak" dedi.

Bu konuda bankalara da uyarıda bulunan Çağlayan, "Fonu, 'yüzde 60 hazine garantisi var' diye tamamı kötürüm olmuş kredileri kurtarmaya yöneltmesinler" dedi.

Çağlayan Fonun tamamen "ufak bir omuz verildiğinde" yürümeye başlayacak veya yürüyen işletmelere destek sağlayacak bir mekanizma olacağını ifade etti.

Fonun, Merkez Bankasının reeskont imkanlarını kullanarak daha fazla geliştirilebileceğine işaret eden Çağlayan, farklı operasyonların da söz konusu olabileceğini bildirdi.

Kredi Garanti Fonunun faizlerin düşmesini sağlayacağını belirten Çağlayan, bankaların Merkez Bankasının faizleri düşürmesine paralel olarak mevduat faizlerini düşürdüğünü ancak ama kredi faizlerini hala düşürmediğini söyledi. Çağlayan, "yüzde 10'la mevduatı toplayıp yüzde 23-24'le satmanın bir tarifi yok. Ne ekonomik ne ticari tarifi var ne de etik boyutu var bu işin" dedi.

Bakan Çağlayan, Bankalar Birliğinin de sorunlu kredilerin yeniden yapılandırılması üzerinde çalıştığı bilgisini verdi.

"IMF anlaşması son derece önemli"

Konuşmasının sonunda IMF ile yapılacak anlaşmaya da değinen Çağlayan, bu anlaşmanın reel sektöre kaynak gelmesi noktasında son derece önemli olduğunu söyledi.

Bakan Çağlayan, sanayicilerin soruları üzerine, bugüne kadar açıklanan ekonomik tedbir paketlerinin maliyetinin 54 milyar lira olduğunu kaydetti.

ASO Başkanı Özdebir: tedbir alınmakta gecikilmemeli

ASO Başkanı Nurettin Özdebir de, krize karşı iç pazarı canlandıracak tedbirlerin alınmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Enflasyondaki görünüm ve iç talepteki durgunluğun Merkez Bankasının faiz indirimlerine devam etmesi gerektiğini gösterdiğini belirten Özdebir, "Ekonomideki bazı göstergeler en kötünün geride kaldığına ilişkin umut vermektedir ancak, ekonomideki canlanmanın başlaması için tedbir alınmakta gecikilmemeli" dedi.

Ekonomideki belirsizliklerin canlanmanın kalıcı olmasını engellediğini ifade eden Özdebir, şöyle konuştu:

"Bu nedenle başta IMF ile anlaşma konusundaki belirsizlikler olmak üzere hükümet değişikliği konusundaki belirsizlikler bir an önce giderilmeli. Kredi Garanti Fonu'na desteğin hayata geçirilmesi hem şirketler kesimini hem de bankaları rahatlatacaktır. Bu konuda da fazla gecikilmemelidir.

Krizden fırsat yaratmak isteyen, kriz döneminde de yatırımlarını sürdürmek isteyen girişimcileri desteklemek, yatırım kararlarını öne çekmek için 2009 yılında yapılacak yatırımlara mahsus olmak üzere yüzde 100 yatırım indirimi uygulaması getirilmesi yerinde olacaktır."

Özdebir, yeni tedbir paketinde işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının hafifletileceğini, son 3 yılda 600 gün prim ödeme koşulunun 300 güne ve son 4 ay kesintisiz çalışma koşulunun da son iki aya çekileceğini öğrendiklerini de sözlerine ekledi.