”Hükümeti bizimle restleşmeye değil, uzlaşmaya çağırıyoruz”
"Çalışmama Hakkını Kullanma" eyleminde konuşan Kumlu, "Bu eylemlerimizle bizi anlamazlarsa yeni eylemlerimizle kendimizi anlatmaya çalışacağız" dedi
ANKARA - Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, "Hükümeti bizimle restleşmeye değil, uzlaşmaya çağırıyoruz" dedi.
Kumlu, Türk-İş'in 1 saatlik "Çalışmama Hakkını Kullanma" eyleminin Ankara ayağında işçiler, TEDAŞ Genel Müdürlüğü önünde toplandı.
Türk-İş'in eylemine, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Hak-Sen Genel Başkanı Ayhan Çivi, BASK ve KESK'e bağlı sendikaların yöneticileri de katılarak destek verdi.
İşçiler burada, "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma", "Vur, vur inlesin, hükümet dinlesin" şeklinde sloganlar attı.
Konuşmasına, "ekmek mücadelesi"nde kendilerine destek veren işçi ve memur konfederasyonlarına teşekkür eden Kumlu, "Evet, bu mücadele ekmek mücadelesidir. Yani eve giren paranın, sofraya konan yemeğin mücadelesidir. Çocuklarımızı okula gönderebilmenin, hastalarımıza ilaç alabilmenin, ev kirası ödeyebilmenin, gaz alabilmenin, elektrik, su faturalarını ödeyebilmenin mücadelesidir" dedi.
Tüm bunların insanların temel ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Kumlu, ne yazık ki bugünün Türkiyesinde temel ihtiyaçları karşılayabilecek bir gelire sahip olmak için mücadele etmek gerektiğini ifade etti.
"Biz istemez miyiz, hükümet derdimizden anlasın. Hiç böyle sokaklara dökülmeden hak ettiğimiz zammı bize versin ama vermediler" diyen Kumlu, kendilerine toplu sözleşmelerin birinci yılı ilk 6 ayında yüzde 3, ikinci 6 ayında yüzde 4 zam önerildiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 4'ü daha sonra yüzde 4,5 olarak ifade ettiğini anlattı.
Kumlu, "4-4,5 bizim için fark etmez. Sigorta kayıplarımız dururken, vergi kayıplarımız dururken biz bu orana nasıl imza atalım arkadaşlar" diye sordu. Kumlu, fazla bir şey istemediklerini sadece kaybettiklerini telafisini talep ettiklerini belirtti.
Başbakan Erdoğan'ın Sakarya İl Kongresi'ndeki sözlerini de eleştiren Kumlu, "Bizim için neler yapmışlar, neler, neler... Biz de farkında değilmişiz meğer. Onlar için en önemlisi bizimle diyalog içinde sorunları çözmekmiş. Bize danışmadan hiçbir şey yapmıyorlarmış" şeklinde konuştu.
"Esir pazarı kuruldu"
Özel istihdam bürolarıyla ilgili düzenlemeyle "esir pazarı kurulduğunu", işsizlik sigortası kaynağının işverenlere aktarılmak istendiğini, hastalardan katılım payı alınmasının yasalaştırıldığını savunan Kumlu, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan'a soruyorum, bu mu sosyal diyalog? Hepsi için Cumhurbaşkanı'nın kapısını çaldık. Cumhurbaşkanı'ndan bu düzenlemeleri veto etmesini istedik. İstemeye de devam edeceğiz. Kölelik düzeni ortadan kalkıncaya kadar, ellerini İşsizlik Sigortası Fonu'ndan çekinceye kadar, sağlık hizmetleri parasız oluncaya kadar mücadelemiz sürecek. Başbakan Sakarya'da dedi ki, 'istismar ediyorlar', biz hükümeti istismar ediyormuşuz, ne yapıyoruz peki? Yat, kat, han, hamam istemiyoruz. Milyonlarda gözümüz yok. Kayıplarımızın telafisini istiyoruz o kadar. Vergiyle, sigortayla, enflasyonla kaybettiklerimizi istiyoruz. Bu mu istismar Sayın Başbakan?
Bakın, daha ilgili bakanlarla görüşmelerimiz sürüyor. Sayın Bakan diyaloğu koparmıyor ama Başbakan çıkıyor diyor ki, 'ya yüzde 3-4'ü alın. Almazsanız da greve gidin' Daha dün Türkiye'nin dört bir yanında yüz binlerce işçi iktidar partisine yürüdük. Bugün yüz binlerce işçi, Türkiye'nin dört bir yanında 1 saat süreyle çalışmama hakkımızı kullanıyoruz. Yarın Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanıyor. Bundan sonra yapacağımız yeni eylemleri belirleyeceğiz. Bu eylemlerimizle bizi anlamazlarsa yeni eylemlerimizle kendimizi anlatmaya çalışacağız. Vermediler mi, elbette ki greve çıkacağız."
"Yalan yanlış haberler devreye sokulur"
Toplu sözleşmeleri masa başında bitirme istediklerini vurgulayan Kumlu, "Hükümeti, bizimle restleşmeye değil, uzlaşmaya çağırıyoruz" dedi.
Eylem süreci başladığında kimilerinin güçlerini kırmak için Türk-İş aleyhine haberler yapmak, yaptırmak için kolları sıvayabileceğini ileri süren Kumlu, "Yeni bir haber bulunamıyorsa eski yalan, yanlış haberler devreye sokulur. Biz bunları çok gördük, çok yaşadık. Öyle anlaşılıyor ki yaşamaya devam edeceğiz. Sevgili kardeşlerim, gözünüz, kulağınız bizden gelecek haberde olsun. Biz sizlerin haklarını korumaya mecburuz. Başka seçeneğimiz yok. Siz bize destek oldukça siz aldığımız kararları böyle karalılıkla, coşkuyla hayata geçirdikçe açamayacağımız hiçbir kapı yok" diye konuştu.