İflas ertelemede koruma zırhı 5’ten 2 yıla iniyor

İflas ertelemede istismarın artması üzerine harekete geçen ekonomi yönetimi, uygulamada 5 yıla kadar ertelenen borç ödeme süresini 2 yıl ile sınırlandırmak için hazırlık yapıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin GÖKÇE 

ANKARA - Son dönemlerde ödeme güçlüğü içindeki şirketlerin sıkça başvurduğu ve istismarların giderek arttığı iflas erteleme uygulamasında 5 yıla kadar uzayan koruma zırhının 2 yıl ile sınırlandırılması gündeme geldi. Kaynaklar, çok suiistimal edilen sistemin yerine halen mevzuatta bulunan ve iyi niyetli borçlular için önemli bir uygulama olan ‘konkordato’ mekanizmasının daha sık kullanılabileceğini kaydettiler. 

DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre, kamuoyunda artan şikayetler üzerine harekete geçen ekonomi yönetimi, borçlu şirketleri rahatlatan anacak alacaklıları sıkıntıya düşüren iflas ertelemede istismarı önleyecek adım atmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda halen verilen ek sürelerle birlikte, borçların ödenmesini 5 yıla kadar erteleyen sistemde süreyi 2 yıla düşürecek. 

Kaynaklara göre, iflas ertelemeyle ilgili sıkıntı sistemin işleyiş yönteminden kaynaklanıyor. Çıkış noktası iyi niyetli şirketleri kurtarmak olmasına rağmen, son dönemde iflas ertelemeye giren şirketlerde geri dönüş oranının yüzde 2’lerde kalması suiistimal iddialarını güçlendiriyor. 

Şirkete kayyım olarak atanıyorlar 

Mali durumu kötüleşen bir şirket, borçlarını ödeyemeyecek duruma gelince mahkemeye başvuruyor. Burada mahkemenin tayin ettiği bilirkişi ve yeminli mali müşavir, şirketin iflas ertelemesine girip girmemesi hakkında rapor hazırlıyor. Mahkeme de bu rapora istinaden iflas ertelemeye karar verirse, şirket kayyum tarafından yönetiliyor. Ancak burada asıl tartışma konusu, mahkeme sürecinde bilirkişilik yapan kişilerin aynı zamanda iflas ertelemesine karar verilen şirkette kayyım olarak görev yapması. Başka bir ifade ile şirketi iflas erteleme sürecine sokan kişinin aynı zamanda bu şirkette maaşlı olarak çalışmaya başlaması, sistemin en önemli sıkıntılarından birisi olarak gösteriliyor. 

Borçlu şirket nelerden kurtuluyor? 

Normal şartlarda ekonomik durumu gereği iflasına karar verilmesi gereken bir şirketin, mali durumunun iyileştirilmesi ihtimali dikkate alınarak, hazırlanacak proje ile birlikte mahkemeye başvuruluyor. Mahkeme, projeyi ciddi bulursa şirketin iflasının ertelenmesine karar veriyor. Bu süreçte, borçlu şirketin verdiği teminat mektuplarının nakde çevrilmesi durduruluyor. Borçlu şirketin borcundan dolayı elektrik, su, doğalgaz gibi ihtiyaçları kesintiye uğratılmıyor. Daha önce haczedilmiş ekipman ve demirbaşlar borçlu şirkete yedi emin olarak teslim ediliyor. Yasal takip yolları ve rehinli mallarının satışı durduruluyor. Borçlu şirketin mal varlığı olan gayrimenkuller ve araçlar üçüncü şahıslara devir ve temliki engelleniyor. Şirkete kayyum atanıyor ve iyileştirme projelerinin uygulanması ile ilgili raporlar hazırlanıyor. İflas erteleme ile borçlu şirket normal faaliyetlerine devam edebiliyor, kamu alacağı ve SSK primleri dâhil hiçbir yasal takip yapılamıyor. 

İflas ertelemesine karar verilen bir şirkette, koruma zırhı çeşitli süre uzatımlarıyla birlikte 5 yılı bulabiliyor. Bu durumun alacaklı şirketleri mağdur edeceği gerekçesiyle hareket eden ekonomi yönetimi, giderek artan şikayetler üzerine, koruma zırhının süresini en fazla 2 yılla sınırlandırmaya hazırlanıyor. 

Şirketlerin içi boşaltılıyor iddiası 

Öte yandan DÜNYA’ya bilgi veren kaynaklar, iflas erteleme sisteminin kötü niyetli kişiler tarafından kullanıldığını belirterek, kayyumlara rağmen, iflas erteleme sürecinde şirketlerin içinin sistemli şekilde boşaltıldığını öne sürüyorlar.

İflas erteleme alınması için hizmet sektörü oluştuğunu iddia eden kaynaklar, bundan yargı sisteminin de şikayetçi olduğunu, sistemin durdurulmasının milli menfaatler açısından yararlı olacağını ifade ediyorlar.

Sezer: Süre sınırı sorunu çözmez 

Güncen Denetim Yönetim Kurulu Başkanı Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, iflas ertelemede yasal bir değişiklik yapılmasının şart olduğunu, ancak süre kısıtlamasının sorunu çözmeyeceğini söyledi. Şirketin iflas ertelemede kaldığı süre değil, hangi koşullarda erteleme kararı alındığının önemli olduğunu dile getiren Sezer, “Bir kısır döngü yaşıyoruz. Ekonomi daralıyor, piyasa şartları ağırlaşıyor. Bankalar bırakın kredi vermeyi, önceki verdikleri kredileri geri çağırıyorlar. Bu durum zorda olan fi rmaları daha çok zora sokuyor ve çözüm olarak da iflas erteleme görülüyor. İflas erteleme alan fi rma sayısı arttıkça piyasa daha da daralıyor. Bu fasit daireyi kıracak bir önlem alınması gerekiyor. Ancak konkordato iflas ertelemeye alternatif olamaz" dedi.

Konkordato kurtuluş olabilir mi? 

Öte yandan halen Türk ticaret mevzuatında bulunan ‘konkordato’ müessesesinin de iyi niyetli şirketler yönünden, iflas erteleme yerine kullanılabileceği kaydediliyor. Konkordato, herhangi bir sebepten dolayı işleri bozulmuş, ödeme gücünü belli ölçüde kaybedip mali durumu bozulmuş iyi niyetli ve dürüst borçluları korumak amacıyla, borçlunun borcun 3’te 2’sini ödemesi şartıyla karşılıklı anlaşma ile kalan kısımdan vaz geçilmesini içeriyor. İki taraf arasında imzalanan sözleşme, ticaret mahkemesinin onayıyla geçerlilik kazanıyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir