”İhracatını Avrupa'ya yapan daralmadan etkilenecek”

Bakanı Çağlayan, iş dünyası temsilcilerinin krizle ilgili değerlendirmelerini, görüş, tespit ve önerilerini dinledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Gelişen ve dünyayı kasıp kavuran" krizi yok saymanın mümkün olmadığını belirterek, "İhracatın yüzde 60'ını Avrupa'ya yapan ihracatçımızın Avrupa'daki daralmadan etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada hedef pazarlar, yeni pazarlar ve ihracat destekleri son derece önem arz ediyor" dedi.

Bakan Çağlayan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkan Vekili Ahmet Ciğer, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Uysal'la bakanlıkta 3 saate yakın süren bir görüşme yaptı.

Çağlayan, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, toplantıda girişimci bilgi sistemiyle ilgili çalışmayı ve sanayi stratejisiyle ilgili çalışmaları değerlendirdiklerini söyledi. Dünyada yaşanan ekonomik krizin Türkiye üzerinde olası etkilerinin de toplantıda gündeme geldiğini ifade eden Çağlayan, iş dünyası temsilcilerinin krizle ilgili değerlendirmelerini, görüş, tespit ve önerilerini aldıklarını kaydetti.

"Reel sektörün içinden gelen biri olarak Türk reel sektörünün, ticaret hayatının sinyallerini dikkate almak zorundayım" diyen Çağlayan, sektör temsilcileriyle geçmişte başlayan diyalog ortamının bundan sonra da "süratli ve sürekli bir şekilde" devam edeceğini belirtti. Bakan Çağlayan, şunları söyledi:

"Dünyada şu anda yaşanan, bu denli nereye gideceği ne olacağı belli olmayan bu krizin Türkiye üzerindeki olası etkileri konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ne dünya 15 yıl önceki konumda, ne de dünya 15 yıl sonra bugünkü konumda olacak. Krizin boyutlarının nereye gideceği, ne getireceği ülkeleri nasıl etkileyeceği daha net bir şekilde ortaya konmuş değil. Krizin Türk reel sektörünü herhangi bir şekilde etkilediği zaman bu etkilerin minimize edilmesi, en az hasarla atlatılması noktasında çalışmalarımızı kapsayan bir toplantıydı bu."

"Çok ciddi bir sıkıntı gözükmüyor"

Türkiye finans sektörünün "son derece sağlıklı bir yapıya" sahip olduğunu ifade eden Çağlayan, "Finans kesimimizin, bankalarımızın, mali sektörümüzün sermaye yeterlilik rasyoları, Avrupa'daki, Amerika'daki bankaların iki katından daha fazla" dedi.

Türkiye'de kamu iç-dış borcu, bütçe ve mali dengesi, Merkez Bankası rezervleri açısından da "çok ciddi bir sıkıntı" gözükmediğini dile getiren Çağlayan, şöyle konuştu:

"İhracatın yüzde 60'ını Avrupa'ya yapan ihracatçımızın Avrupa'daki daralmadan dolayı bu büyümenin küçülmesiyle beraber bundan etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada hedef pazarlar, yeni pazarlar ve ihracat destekleri son derece önem arz ediyor. Gelişen ve dünyayı kasıp kavuran bu likidite krizini yok saymak mümkün değil. Bu noktada adeta koruyucu hekimlik gibi hastalığın Türkiye'yi çok etkilememesi ve etkilerin en aza indirilmesi için gerekli tedbirleri zaten Ekonomik Koordinasyon Kurulu olarak sürekli görüşüyoruz. Önümüzdeki günlerde yapılacak değerlendirmelerle bir dizi çalışma tedbiri de ortaya konulacaktır. Şu anda kendi bünyemizde gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bunları derleyip toparlayıp Ekonomik Koordinasyon Kurulu ve Bakanlar Kurulu gündemine getireceğiz. Bunların müzakeresi yapıldıktan sonra da kamuoyuna açıklanacak."