IMAP Başkanı Esbeck: 2010'dan ümitliyiz
Uluslararası Birleşme ve Devralma Ortakları Ağı Başkanı, 2009 yılında birleşme ve devralma işlemlerinin, 2008'in neredeyse yarısı olabileceğini belirtti
İSTANBUL - Uluslararası Birleşme ve Devralma Ortakları Ağı (IMAP) Başkanı Mark Esbeck, 2009 yılında birleşme ve devralma işlemlerinin sayısının ve hacminin, 2008'in neredeyse yarısı olabileceğini belirterek, ''2010'dan ümitliyiz. Hacim ve sayı olarak 2008 ve 2009 arasında bir yerlerde kapanmasını bekliyoruz'' dedi.
3 Seas Capital Partners ev sahipliğinde yarın düzenlenecek olan ''IMAP 2009 Küresel Birleşme ve Devralma Sempozyumu'' öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Esbeck, 40 yıla yakın bir geçmişi olan IMAP'ın, 30'dan fazla ülkede 50 ofis ve 400'e yakın danışmanla hizmet verdiğini belirtti.
"2010'dan ümitliyiz"
Esbeck, şunları kaydetti:
''2009 yılında birleşme ve devralma işlemlerinin sayısının ve hacminin, 2008'in neredeyse yarısı olacağını söyleyebiliriz. Bunun en büyük sebebi de multi milyar dolarlık işlemlerin çok olmaması. IMAP'ın kendi trendi de, genel piyasanın aynısı olacaktır muhtemelen. 2010'dan ümitliyiz. 2010'un hacim ve sayı olarak 2008 ve 2009 arasında bir yerlerde kapanmasını bekliyoruz.''
Bu işlemlerin artması için hem satın alanların hem de onları destekleyen fonların daha cesur olması gerektiğini, satın alanların yaklaşık 3 aydır daha cesur davrandığını, fonları sağlayanlarda da son dönemde hareketlenme görüldüğünü ifade eden Esbeck, ''Satanların da değerleme çarpanlarının doğru yerlerde olduğu konusunda rahat olmaları gerekir. Bu çarpanların ve değerleme seviyelerinin yeni norm olduğunu baz almaları gerekir. Bunun da yeni yeni başladığını görüyoruz. Değerleme çarpanlarında ortalama 2008 yılına göre yüzde 15-20 düşüş olduğunu söyleyebiliriz'' şeklinde konuştu.
"Güçlü bir birleşme ve devralma pazarına sahibiz"
3 Seas Capital Partners Üst Yöneticisi (CEO) Şevket Başev de, şirket olarak son 3 yılda, 2 milyar doların üstünde hacme ulaşan 30 kadar işlem gerçekleştirdiklerini belirtti.
Son 6 yılda Türkiye'de birleşme ve devralma işlemlerinin büyüklüğünün ciddi oranda arttığına işaret eden Başev, ''Artık geri dönüşsüz bir biçimde Türkiye'de çok güçlü bir birleşme ve devralma pazarına sahibiz'' dedi.
Konferansa ilişkin bilgi veren Başev, konferansı sadece teknik bilgi ve tecrübe paylaşımı olarak değil aynı zamanda birebir görüşmelerle iş yapma fırsatı yaratacak bir platform olarak planladıklarını anlattı.
Başev, toplantıya gelen IMAP misafirlerinin bir bölümünün yanlarında, Türkiye'ye yatırımı düşünen şirketler bulunduğunu ancak, birçoğunun da danışmanlığını yaptıkları şirketlere Türkiye'den yatırımcı ve ortak bulmak için burada olduğunu belirtti.
"Avantajımız, özsermaye birikimimizde"
Alıcılar açısından tedirginliğin azaldığını ancak, büyük işlemler için gerekli olan banka kredilerini sağlamada sıkıntı yaşandığını ifade eden Başev, ''Bankalar bu rahatlığa gelemediler. Bundan dolayı büyük alımları fonlamak hala Türkiye'de mümkün değil. Bu nedenle 2009 yılında Türkiye'de işlem hacminde ciddi bir küçülme bekliyoruz. Yarı yarıya hatta daha da aza inebilir'' dedi.
Başev, global düzeyde bakıldığında, yeni alımlarda ortak arayan şirketin değerlemesi ne kadar olursa olsun alıcı adaylarında yeterli öz sermaye bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti:
''Ama bizim şirketlerimizin birçoğunda, özellikle 2007 ve 2008 yılında önemli işlerini doğru fiyatla satmayı başaran işadamlarımızda hala ciddi bir özsermaye birikimi var. Bu özsermaye birikimiyle çok daha avantajlı bir şekilde, normalde alımını fonlamayla yapan şirketlere karşı ciddi bir şekilde rekabet edebiliyoruz. Uygun fiyatlı şirketleri almak için pazarlık ediyoruz. Ülke olarak en büyük avantajımız burada yatıyor.''
Türk şirketlerinin yurt dışı alımlarına ilişkin olarak halihazırda İngiltere, İtalya, Hırvatistan, Bulgaristan, Romanya ve Hindistan'da görüşmeleri bulunduğunu söyleyen Başev, ''2010 yılında işlem sayısında 2008'in de üzerine çıkabiliriz. İşlem boyutu olarak ise 2007-2008 seviyelerinin yüzde 20-30 altında kalacaktır'' dedi.
Başev, Körfez ülkelerinde ise uygun fiyatla alım yapmanın kolay olmadığını ve buradaki değerlerin alınabilir boyuta gelmesini de çok beklemediğini kaydetti.
2010 yılında Türkiye'de birleşme ve devralma işlemlerinin 3 temel alanda gerçekleşmesini beklediğini belirten Başev, bunları, belirli alanlarda fırsat gören grupların ana işleri olmayan alanlardan çıkmak üzere yapacağı satışlar, güçlü şirketlerin sermaye sağlamak amacıyla fonlarla görüşerek büyüme finansmanı sağlamak üzere satışları ve Türkiye'deki şirketlerin yurt dışında satın almaları olarak sıraladı.