IMF, 4. madde gözden geçirmelerini tamamladı
WASHINGTON - IMF, Türkiye'nin bu yıl yüzde 3 oranında, 2013'te de yüzde 3,5 oranında büyüyeceği tahmininde bulundu.
IMF'den kamu bilgi notu başlığı altında yapılan açıklamada, IMF İcra Kurulu'nun, Türkiye ile 4'üncü madde gözden geçirmelerini 16 Kasım'da tamamladığı belirtildi.
Konuyla ilgili bilgi notuna göre IMF, Türkiye'nin reel GSYİH'sının bu yıl yüzde 3, gelecek yıl da yüzde 3.5 oranında olacağı tahmininde bulundu.
Bu yıl tüketici fiyatlarında 12 aylık enflasyon oranının yüzde 7.5, 2013 yılında da yüzde 6.2 civarında olacağı tahminine yer verilen açıklamada, cari işlemler dengesinin GSYİH'ya oranı, 2012 için yüzde -7,5, gelecek yıl için de yüzde -7,2 olarak gösterildi.
IMF, ayrıca, Türkiye'nin GSYİH'sının bu yıl 1 trilyon 419 milyar lira, gelecek yıl ise 1 trilyon 585 milyar lira olacağını belirtti.
Açıklamanın "arka plan" başlıklı bölümünde, Türk ekonomisinin, 2010 ve 2011 yıllarında genel eğilimin çok üzerinde bir büyüme gösterdikten sonra, bu yıl daha sürdürülebilir yüzde 3 büyüme oranına yavaşladığı belirtildi.
Ülkede 2011 yılında uygulanan daha sıkı para politikası ve makro ihtiyati politikaların ardından iç talep ve ithalat yavaşlarken, büyümenin daha dengeli hale geldiği kaydedilen açıklamada, ihracatın da, yeni pazarlara başarılı yönelimler neticesinde iyi performans göstermeye devam ettiği tespitine yer verildi.
Açıklamada, kasım ayında Türkiye'nin notunun, kredi derecelendirme kuruluşu tarafından, yatırım yapılabilir seviyeye yükseltildiği hatırlatıldı.
Daha yavaş ve daha dengeli büyümenin, dengesizlikleri gidermeye yardımcı olduğuna işaret edilen açıklamada, cari işlemler açığının, 2012 yılının ilk 8 aylık döneminde, geçen yıla göre yüzde 33 gibi önemli bir oranda gerilediği belirtildi.
Açıklamada, dolaylı vergiler ve hükümetçe belirlenen fiyat tarifelerindeki son dönem artışlar yüzünden, rekabetçiliği olumsuz etkileyebilecek şekilde geçici olarak artan ana ve çekirdek enflasyonun da, 2012 yılı başındaki zirve noktasından düşüşe geçtiği kaydedildi.
Faiz dışı fazlanın 2012 yılında şu ana kadar, geçen yılın aynı dönemine göre önemli oranda düştüğüne dikkat çekilen açıklamada, bu yıl için öngörülen bütçe hedefinin yakalanmasının beklenmediği, bunun nedeninin özellikle, personel, sağlık ve sermaye harcamaları alanlarındaki aşırı harcamalar olduğu belirtildi.
Açıklamada, bankacılık sisteminin, yüzde 16'nın yukarısındaki sermaye oranları ve Basel II ve Basel II.5'in devreye girmesinden etkilenmemesiyle, iyi sermayelendirilmiş konumunu koruduğu kaydedilirken, karlılığın yüksek olduğu ve donuk kredilerin, geçen aylardaki hafif yükselmeye rağmen tarihi düzeyde düşük oranlarda kalmaya devam ettiği tespiti yapıldı.
"İcra Direktörleri Kurulu'nun Değerlendirmesi"
IMF açıklamasının "İcra Direktörleri Kurulu'nun Değerlendirmesi" başlıklı bölümünde de, İcra Direktörleri'nin, Türk yetkilileri, cari işlemler açığı ve enflasyondaki düşüşlerle birlikte, 2012 yılında daha sürdürülebilir ve dengeli büyüme için zemin hazırlamalarından dolayı takdir ettiği dile getirildi.
Direktörlerin, dış belirsizliklerin görünümü bulanık hale getirdiği ve hala büyük orandaki dış finansman gereksinimlerinden dolayı, Türkiye'nin piyasa duyarlılıklarındaki değişimlere karşı hassas olmaya devam ettiği tespitine yer verilen açıklamada, bu nedenle politika önceliklerinin, dengesizliklerin giderilmesinin devamı üzerine yönelmeyi sürdürmesine gerek duyulduğuna işaret edildi.
Açıklamada, iç tasarrufların artırılması ve ekonominin potansiyelinin geliştirilmesinin orta vadede önemli hedefler olduğu belirtildi.
Direktörlerin, 2013 bütçesinde önerilen daha sıkı mali politika duruşundan memnuniyet duydukları ve altyapı yatırımlarında öncelik korunurken, ücret ödemeleri dahil, cari harcamalardaki artışın kontrol altında tutulmasının öneminin altını çizdiği ifade edilen açıklamada, direktörlerin, vergi tabanının genişletilmesi, vergi yönetiminin geliştirilmesi ve bütçe esnekliğinin ilerletilmesine dönük sürdürülen adımlardan duydukları memnuniyet dile getirildi.
Açıklamada, harcama reformları başta olmak üzere, arzu edilen faiz dışı fazla düzeyine erişmek için daha fazla çabaya ihtiyaç duyulduğu, direktörlerin, 2013-2015 için orta vadeli mali programı, doğru yönde atılmış memnuniyet verici bir adım olarak nitelediği ifade edildi.
Tavsiyeler
IMF açıklamasına göre, enflasyonun hedef bandının üzerinde olmaya devam ettiğine ve enflasyon beklentilerinin yüksek düzeyde seyretmeyi sürdürdüğüne dikkat çeken direktörler, Merkez Bankası'nın, daha ileriye dönük bir para politikası duruşu benimsemesi ve iç talep, ücretler ve sermaye akışlarındaki gelişmeleri yakından izlemesi tavsiyesinde bulundu.
Direktörlerin, fiyat ve finansal istikrarı hedefleyen para politikası çerçevesinin zorlu bir ortamda işlediğinin farkında olduğu, birçok direktörün, güçlendirilmiş bir iletişim politikasıyla desteklenen, alışılagelmiş enflasyon hedeflemesi çerçevesi altında pozitif bir reel politikaya dönülmesinde yarar gördüğüne değinildi.
Açıklamada, direktörlerin bazılarının, sermaye akışlarının şu anki değişken ortamında, daha esnek politika çerçevesinin Türk ekonomisine iyi hizmet ettiği düşüncesinde oldukları belirtildi.
Direktörler, sağlıklı bir finansal sistemin ilerlemesi süreci ve 2011 FSAP güncellemesi gibi düzenleme ve denetleme çerçevesi konusunda yetkilileri takdir ederken, bankaların da Basel III kurallarına planlanandan önce girmek için iyi bir noktada göründüklerini kaydetti ve banka bilançolarındaki risklerin azaltılması için makro ihtiyati araçların genişletilmesi ve devamlı ihtiyatlı olunmasını teşvik etti.
Direktörler, bireysel emeklilikle ilgili son zamanlardaki reformu memnuniyetle karşılarken, mali politikaların da önemli rol oynadığını kaydetti. Direktörlerin bir çoğu, faiz dışı fazladaki önemli artışın ulusal tasarrufu artırabileceğini, bunun da ülkenin sermaye akışlarındaki çalkantılar ve yükseliş-çöküş döngülerine hassasiyetini azaltacağını değerlendirmesinde bulundu.
İş ortamı ve rekabetin geliştirilmesine yönelik ihtiyaca vurgu yapan direktörler, kayıt dışı sektörün azaltılmasına, iş piyasasının işleyişinin artırılması ve hizmet ve üretim sektörlerinde kapsamlı düzenlemelere yönelik çabaların devam etmesi gerektiğini bildirdi.
Direktörler, ayrıca, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve enerji üretim ve dağıtımındaki verimliliğin artırılması yönündeki adımlara destek verdi.