İthal ipliğe ek vergi talebine hazır giyimci tepkisi

Hazır giyim sektörü temsilcileri; hammaddeye gelecek vergilendirmenin imalatçılar, dokumacılar, örgücüler, kumaş satıcıları, boyahaneler, konfeksiyon ve mağazalara kadar tüm sektörü etkileyeceğini savundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Esra ÖZARFAT - Emine ŞİMŞEK

BURSA-DENİZLİ - Üreticilerin ithal ipliğe ek vergi talebine, hazır giyim sektöründen cevap geldi. Türkiye’de sadece birkaç firma tarafından iplik hammaddesi üretildiğini ve bunun da Türkiye’nin ihtiyacının ancak üçte birini karşıladığını belirten tekstil ve hazır giyim sektörü temsilcileri, özellikle hammaddeye getirilmesi düşünülen vergilendirmenin sektörü üretimden istihdama kadar pek çok alanda olumsuz etkileyeceği görüşünde.

Hammaddenin zorunlu olarak yurt dışından getirilip Türkiye’de işlenip katma değerli hale getirildiğini ifade eden sektör temsilcileri; hammaddeye gelecek vergilendirmenin imalatçılar, dokumacılar, örgücüler, kumaş satıcıları, boyahaneler, konfeksiyon ve mağazalara kadar tüm sektörü etkileyeceğini savundu. Türkiye’de üretilmeyen ya da üretimi yeterli olmayan hammadde ithalatının vergi kaynağı olarak görülmesinin yanlış olduğunu belirten tekstil ve hazır giyimciler, ancak ithal edilen işlenmiş ipliğin vergilendirilebileceğini aktardı. Sektör temsilcileri üreticinin desteklenmesi ve rekabet gücünün artırılması için konfeksiyon ithalatına önlem getirilmesi görüşünde.

Gülle: Hem ihtiyaç karşılanamıyor hem de vergi talep ediyorlar

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin ihtiyacının üçte biri kadar poy ipliğin üretildiğini söyledi. Gülle; şu değerlendirmeyi yaptı: “Doğal olarak ithalat söz konusu. İthalatta da yerli fabrikalar kendini korumak adına ilave vergi talebinde bulunuyorlar. Yerli fabrikalarımızı koruyalım ama netice itibariyle bu fabrikalar da piyasa ve günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kendilerini organize edip büyütmeleri gerekiyor. Türkiye’de üretilmeyen malları korumanın anlamı yok. İçerideki firmaların bu talebi karşılayacak yatırımlar yapması lazım ki vergi anlamlı olsun. Aksi halde hem ihtiyacı karşılayamayıp, hem de vergi getirilmesini isteyerek daha yüksek kar elde etmeyi hedefliyorsun. Bu da etik bir ticaret şekli değil. Biz Türkiye’de olan fabrikalarımıza sahip çıkalım. Çalışsınlar ama onlar da piyasanın ihtiyacına cevap verecek yatırımlar yapsın.”

Çiftçi: Vergi gelirse Türkiye’de ucuza kumaş bulunmaz

Low Profile Genel Müdürü Ahmet Atilla Çiftçi, hazır giyim ve konfeksiyonda yerli kumaş kullanan firmalar için önemli olanın ucuz hammaddeye ulaşmak olduğuna işaret etti. Çiftçi, bu konuda da teşviklerle desteklenen Çin ile rekabet halinde olduklarını ve Pakistan ile imzalanacak olan serbest ticaret anlaşması dolayısıyla Çin kumaşının menşei değiştirerek Türkiye’ye gireceğine dikkat çekti. İç piyasadan kumaş tedarik ettiklerini vurgulayan Çiftçi, “Diğer yandan poy ipliğe de anti damping getirilmesi isteniyor. Türkiye’deki dokumacılardan ucuza kumaş alabiliyorduk. Ama ana hammaddeye kısıtlama gelirse Türkiye’de ucuza kumaş bulunmaz. Bu gözden kaçırılmaması gereken bir nokta. Biz bin 300 kişi çalıştırıyorduk. Şu anda 82 kişiyle üretim yapıyoruz. 2 yılda yaşandı bu. 25 yıldır ihracat yapan bir firmayız. Devam ediyoruz ama üretim Bulgaristan’a kaymak zorunda kaldı. Türkiye’deki ana hammadde girdisi olan poy ipliğe kısıtlama getirilmemesi lazım, ki kumaşı yurt içinden alalım ve ucuza alalım, konfeksiyon yapabilelim” dedi.

Kuş: Dokumadan konfeksiyona zincirleme etki yaratır

BTSO’da ilgili komite bünyesinde bu konuda bir toplantı yapılacağını söyleyen ve Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak yeteri kadar hammadde üretimi bulunmadığına vurgu yapan Kuş Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kuş da; “Dünya ile rekabette sıkıntı yaşarız. Maliyetler yükselir. Zaten karşımızda bir Çin faktörü var. Burada üretimi yeterli olmayan, iç tüketimi karşılamayan ipliklere antidamping getirilmesi doğru değil. Biz hammaddeyi işleyip dışarı satarsak yurt içinde bir istihdam oluşturuyoruz. Yurt dışına mal satamazsak dokuma ve boyadan başlayarak konfeksiyona kadar etkisi olacak” dedi.

Yedikardeş: Alınacak kararlar istihdama doğrudan etki eder

SYK Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Yedikardeş ise sektör için alınacak kararların ve yapılacak düzenlemelerin istihdama doğrudan etki edeceğini vurguladı.
Etkeser: Günlük 3 bin ton ihtiyacın bin tonu yerli üretimle karşılanıyor

Harput Holding bünyesindeki Miranlı İplik, 150 milyon liralık yatırımla Mustafakemalpaşa OSB’de geçen yıl üretime başladı. 5 yıl içinde tamamen devreye girecek olan yatırımın toplam tutarı 500 milyon lirayı bulacak. Tesisteki aylık 2 bin 500 ton tekstüre iplik üretiminin de 3 bin tona çıkarılması planlanıyor. Harput Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sadi Etkeser, Türkiye’de üretim miktarının ihtiyacı karşılamadığını, yatırım yapmaktaki hedeflerinin de bu boşluğu doldurmak olduğunu vurguladı. “Türkiye’de yaklaşık günlük 3 bin ton tekstüre iplik ihtiyacı söz konusu ancak bunun sadece bin tonu yerli üretimle karşılanıyor. Geri kalanı ithal ediliyor” diyen Etkeser, şunları kaydetti: “Çok ciddi oranlardan bahsediyoruz. Çin, Hindistan, Uzakdoğu çok ciddi oyuncular. Katma değerli işler yaparak, onlardan biraz daha sıyrılarak, özellikle yerli ipliğin kalitesini artırarak müşterilerimizi bu kaliteye yönlendirmeyi hedefliyoruz.”

“Penye pamuk ipliğinde ithalat minimum seviyelerde”

Uluslararası iplik piyasasında fiyatı belirleyen bir ülkenin olmadığını belirten Yağmur Tekstil’in sahibi Yavuz Kaya, “Arz talep dengesinde arz daha fazla talebe bağlı. Fiyatı belirleyen bir ülke konumu yok. Her ülke kendi iç piyasasını kullanıyor hem de ihracat yapıyor. Türkiye’ye penye pamuk ipliği Hindistan, Özbekistan ve Türkmenistan’dan geliyor. Çin’den Türkiye’ye pamuk ipliği gelmiyor. Ve Türkiye’de penye pamuk ipliğinde ithalat minimum seviyelerde” diye konuştu. Kaya, Türkiye’ye Nepal, Endonezya ve Vietnam gibi işçiliğin ucuz olduğu ülkelerden viskon iplik girişi olduğunu ve bu ürünlerde hâlihazırda anti-dampingin olduğunu belirtti. Kaya, şunları ekledi: “Türkiye’de pamuk ipliği fiyatlarının Hindistan’dan ya da Özbekistan’dan daha pahalı değil. 2013 yılından beri iplik fiyatları yurtdışıyla çok yakın gidiyor. Hindistan ve Özbekistan’da penye pamuk ipliğinin fiyatı 3.25- 3.30 ABD Doları arasında seyrediyor. Türkmenistan’dan gelen 16-1, 20-1 karde düşük kaliteli ipliğin fiyatı ise 2.60 dolar.”

Pamuk üretimi artmadığı sürece ithalat kaçınılmaz

Ek vergi talebi Denizli’deki tekstil üreticilerini de tedirgin etti. Türkiye’nin ürettiği pamuğum yaklaşık iki katını tükettiğine dikkat çeken Denizlili sanayiciler, pamuk üretimi artmadığı sürece ithalatın kaçınılmaz olduğunu söyledi. İplik hammaddesini kullananların dünya ile rekabet etmek zorunda olduğunu belirten sanayiciler, serbest piyasa koşullarına uyulmasını istediler. Tekstilciler iplik üreticilerinden daha fazla istihdam sağladıklarının da altını çizdiler. Sorunun sadece ek vergi getirilmesi ile çözemeyeceğini söyleyen sanayiciler, istihdam deposu tekstil sektörü için pamuktan başlayarak tüm süreçlerin devlet tarafından irdelenip stratejik bir plan dahilinde önlemler alınması gerektiğini ifade ettiler. Sanayiciler, kısa vadede ise devletin; hammadde olarak ipliği kullanan tekstil üreticilerine geçici olarak belli miktarda sübvansiyon uygulayabileceğini belirtti. Sanayiciler ayrıca, ithal ipliğin yerli iplikten yaklaşık yüzde 20 ucuz olduğunu belirtirken, “Biz bu kar marjlarıyla çalışmıyoruz. Bugün para kazanıyorum diyen sanayici maksimum yüzde 8-9 kâr marjı ile çalışıyor. Bu uygulama sektörü zora sokar” görüşünü belirtiyorlar. Sektör temsilcileri ayrıca ek vergi talebinin Türkiye’deki tekstilcilerin rekabet etme hırsını öldüren korumacı bir politika olduğunu düşündüklerini de belirtiyorlar.

Bu konularda ilginizi çekebilir