Kalitesiz demir tehlike saçıyor

Standart dışı, kalitesiz inşaat demiri ithalatının, inşaat güvenliğini tehdit ettiğini belirten Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, Türkiye’nin değişik limanlarına 22 bin 500 ton İtalya menşeli sertifikasız, bekletilmiş ve paslanmış inşaat demiri indirildiğini açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye Çelik Üreticileri Derneğince, standart dışı ve kalitesiz demir ithalatının inşaat güvenliğini tehdit ettiği bildirildi.


Derneğin yaptığı açıklamada bazı müteahhitlerin inşaat demiri arzında sıkıntı yaşandığı yönündeki beyanlarının ardından, geçen hafta Türkiye'nin değişik limanlarına toplam 22 bin 500 ton İtalya menşeli TS 708 standardına uygun olmayan, sertifikasız, bekletilmiş ve paslanmış inşaat demiri indirildiği belirtildi.

Benzer nitelikteki kalitesiz ürün bağlantılarının devam ettiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 

"İtalyan üreticilerin söz konusu inşaat demirlerini Cezayir'de geçerli AFNOR standardına uygun olarak ürettikleri ancak bu ülkede satamadıkları ürünleri, yaklaşık 1,5 yıl beklettikten sonra Türkiye'deki alıcılara sattıkları öğrenilmiştir. Bu ürünlerin, Türkiye için geçerli TS 708 standardına uygun olmadıkları ve ciddi anlamda korozyona uğradıkları için deprem kuşağındaki ülkemizde kullanılmaması gerekmektedir. Türk çelik üreticileri, herhangi bir ihraç piyasası için ilgili piyasanın standardına göre ürettikleri ürünlerin ihraç fazlasını iç piyasaya sürememekte, söz konusu ihraç fazlası aynı ülkeden gelebilecek yeni siparişler için bekletilmekte veya sipariş alınamaması halinde yeniden ergitme yoluna gitmektedir. İtalya’dan gelen ürünler ise muhtemelen piyasadan daha düşük fiyatlarla Türkiye piyasasına satılmıştır"

"İnşaat güvenliğini tehdit ediyor"

Söz konusu demirlerin kullanılmasına izin verilmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, "Standart dışı, kalitesiz inşaat demiri ithalatı, inşaat güvenliğini tehdit ediyor. Türk çelik sektörünün en büyük ihraç kalemi olan inşaat demirinde, ithal ürünlerdeki kalitesizliğin yol açtığı olumsuzlukların önlenmesi, yalnızca inşaat güvenliğinin sağlanması açısından değil, yurt içindeki üreticilerin karşılaştıkları haksız rekabetin engellenmesi açısından da hayati önem taşımaktadır" değerlendirmesinde bulunuldu.