'Kaynak sorunu yok, Merkez en son çare'

Çankaya Köşkü’nde gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve medya temsilcileriyle iftarda bir araya gelen Başbakan ve AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, iç ve dış gelişmelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hakan GÜLDAĞ

Başbakan Binali Yıldırım, “Ekonominin kaynak sorunu yok. Her yönden olumlu mesajlar geliyor. Nakit, sermaye ihtiyacı doğarsa bunun da çözümü var. Merkez bankası şartlar icap ettirdiği zaman gereken adımları atar. Ama başka tedbirlerimiz de var. Merkez Bankası en son çare. Elimizde başka araçlarımız var” açıklaması yaptı.

Başbakan ve AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, cumartesi akşamı Çankaya Köşkü’nde gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ve medya temsilcileriyle bir araya geldi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un da bulunduğu iftarda iç ve dış gelişmelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteniz DÜNYA’nın, piyasadaki gelişmeler ve ekonomiyle ilgili sorularını da yanıtladı.

Döviz, borsa, üretim ve tüketim cephesinden olumlu sinyallerin geldiğine dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, “Ekonomide her şey yolunda” mesajı verdi.

Başbakan Yıldırım’a, davetine katılmadan önce, MÜSİAD Genel Kurulu’nda olduğumuzu, buradaki sohbetleri de izlediğimizi aktardık ve şu soruyu sorduk:

“Kredi Garanti Fonu üzerinden piyasaya önemli bir para girişi oldu. Bunun şirketlere ciddi anlamda nefes aldırdığını herkes söylüyor. Ancak devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin bazı endişeler var. Bankalar da son dönemde kredi artışında yavaşlama olabileceğine dikkat çekiyor. Sendikasyonların ancak sınırlarında döndüğü, şirketlerin ise borçlarının biraz daha arttığı bir ortamda büyüme, kaynak akışı ve kredilerde sürdürülebilirlik çok önemli hale geldi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?”

"Artık önümüzde seçim de yok"

Başbakan Yıldırım’ın yanıtı net oldu:

“Bankaların sermaye yeterlilik oranları rekor seviyede. Asıl Kredi Garanti Fonu teminatlı kredi kullanımı olmasaydı o zaman büyük sıkıntı yaşayacaklardı. Takibe düşen kredilerin miktarı artacaktı. Firmalar nakit sıkıntısından batmayla karşı karşıya kalacaklardı. Bütün bu tedbirler alındı ve işler yoluna girdi. Artık önümüzde seçim de yok. Öngörülemeyen bir süreç de olmadığı için rahat rahat uzun vadeli planlarını, yatırımlarını yapabilirler.”

Başbakan Yıldırım’a “Merkez Bankası’nın özel sektör borçlarının ve bazı kredi yüklerinin hafifl etilmesi konusunda devrede olabileceği” yönündeki tartışmaları da hatırlattık…

“Nakit, sermaye ihtiyacı doğarsa bunun da çözümü var” dedi Başbakan Yıldırım ve şöyle devam etti:

“Merkez Bankası şartlar icap ettirdiği zaman gereken adımları atar. Orada bir tereddüt yok. Ama başka tedbirlerimiz de var. Yani gerek özel sektörün gerek kamunun borç yükümlülüğünün yerine getirilmesi adına elimizde başka araçlarımız da var. İhtiyaç olduğunda hepsi adım adım devreye girer. Merkez Bankası en son çare… Kaldı ki, ekonominin bir kaynak sorunu yok. Her şey yolunda…”

"Göstergeler olumlu yöde gidiyor"

Başbakan Binali Yıldırım, “uluslararası piyasadan da iç piyasadan da olumlu mesajlar geldiğini” belirterek, “birçok gösterge olumlu yönde gidiyor. Dövizle, borsayla ilgili sanayi üretim artışı, tüketici güven endeksi, birçok gösterge hep Türkiye ekonomisinin lehinde. Uluslararası değerlendirme kuruluşları ve yatırımcılar da ekonomide olumlu yönde mesajlar veriyor. IMF, Türkiye’nin büyüme oranlarını olumlu yönde revize etti” değerlendirmesinde bulundu.

"İhalelerde zaman israf ediliyor, artık güvenlikte doğrudan alım yapılacak"

Şırnak’ta meydana gelen helikopter kazası ile ilgili olarak, daha önce de benzer durumların yaşandığı ve son dönemde bu konuyla bağlantılı olarak 50’ye yakın şehidin verildiği hatırlatılarak, “helikopterde engel tanıma sisteminin halen neden tamamlanmadığı” soruldu Başkakan Yıldırım’a… “Bu kazanların olmaması gerekir” dedi Başbakan Yıldırım ve şöyle devam etti: “Engel tanıma sistemi uzun yıllardır, haklısınız savunma sanayinin gündeminde olmuş. İhalelere çıkılmış, ihaleler iptal edilmiş. Bunun bir nedeni bürokrasi. İkincisi de, firmaların kendi aralarında sonuca rıza göstermemesinden kaynaklanan anlaşmazlıklar. Tabii bunun hiçbir mazereti olamaz.

Milli Savunma Bakanımıza hemen talimat verdik. Gerekirse hemen doğrudan temin suretiyle bu işi hemen halledin dedik. İhale olunca uygun fiyat verildi, verilmedi. Tekrar bunları yaşamak istemiyoruz. Maalesef bizdeki kamu ihale düzeni adeta zamanı israf eden bir yapıda. Pek çok işte bunu yaşıyoruz. Memurlar da, iş ne kadar acil olursa olsun, mevzuata aykırı iş yapmakta çekiniyor. Sonuç istenen zamanda elde edilemiyor. Dolayısıyla bu tip güvenlik gerekçesiyle yapılan alımlarda muafiyet uygulayacağız. Doğrudan temin cihetine giderek bunu alacaklar. Bu tip güvenlik alımlarının doğrudan alınması yönünde gerekli talimatları verdik.”

"Rakka operasyonu başladı"

Başbakan Yıldırım, kamuoyunda merak edilen Rakka operasyonunun başladığını da açıkladı. Yıldırım’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:

• 2 Haziranı 3 Hazirana bağlayan gece itibariyle daha önce planlanan Rakka operasyonu başladı. Bu konuda ABD gerekli bilgilendirmeyi operasyon öncesinde yaptı. Rakka operasyonunda Türkiye’nin ABD’nin uyguladığı yöntemi tasvip etmediği sır değil. Her düzeyde rahatsızlığımızı ifade ettik. Ancak ABD tarafı bunun bir seçim olmadığı, bir mecburiyet olduğu ve bu operasyon sonrası YPG ile ilişkilerin uzun süreli devam ettirilmeyeceğini ifade etti. Bunun taktiksel, kısa süreli bir işbirliği olduğunu söylediler ve bize de gerekli güvenceleri verdiler.

• Verilen güvence ne? Burada kullanılacak silahların daha sonra ülkemizdeki terör gruplarının eline geçmemesi, güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza karşı kullanılma ihtimalinin doğmaması konusunu özelikle takip edeceklerinin güvencesini verdiler. Biz de bu süreci yakından izliyoruz. Tedbirlerini alıyoruz. Bizim bu konuda değişmeyen stratejimiz ülkemizi tehdit eden terör grupları adı ne olursa olsun, içte ve dışta bizim hedefimizdedir. İnsanımızın güvenliği için gereken adımları atmaktan çekinmeyiz, geri durmayız.

Gündemde bedelli askerlik yok!

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile görüşmesinin ardından, bedelli askerlik konusunun gündeme geldiği yönündeki hatırlatma üzerine Başbakan Yıldırım, “Böyle bir şey yok, Bizim programımızda, hükümetin gündeminde bedelliyle ilgili bir konu yok. Şu anda bütün yoğunluğuyla terörle amansız bir mücadele içindeyiz. Bütün ağırlığımızı bu konuya verdik. Sayın Destici, ‘bedelli olsa da, bunlardan elde edilen geliri SMA hastalarına versek’ diye bir temennisi oldu. Bizim de ona karşılık bir cevabımız olmadı. Konu bundan ibaret” açıklamasında bulundu.

“İlişkiyi bozmak en son düşünülecek iş nihai hedefimiz ilişkilerin düzeltilmesi”

Başbakan Binali Yıldırım sorular üzerine, bir süredir gerginleşen Türkiye-Almanya ilişkilerinin hem siyasi hem de ekonomik boyutuna değindi. Yıldırım şunları söyledi: -Almanya ile Türkiye’nin ilişkilerinin bozulması en son düşünülecek bir iştir. Bundan Almanya da zarar görür, Türkiye de zarar görür. Kimseye faydası yok. Mesele şudur: Almanya ile anlaşamadığımız konular var. Bunun başında da, FETO darbecilerine karşı gerekli duruşu göstermemesi ve iltica taleplerine sıcak yaklaşmaları geliyor. Darbe sonrası faaliyetlerine gerektiği şekilde müdahale etmiyorlar. Ayrıca PKK terör örgütü yandaşlarının da oradaki faaliyetlerine daha müsamahakar davranıyorlar. Biz de bunu kabul etmiyoruz. Bu, iki müttefik hem NATO hem de tarihsel olarak stratejik ortaklığı bulunan iki ülkenin ilişkilerine zarar veriyor.

"Almanya Bakanı bugün geliyor"

Pazartesi Almanya Dışişleri Bakanı gelecek. Bu konuları Dışişleri Bakanımız ile enine boyuna görüşecekler. Hem İncirlik meselesi hem de bizim gündemimizdeki konular görüşülecek. Nihai hedefimiz ilişkilerin düzeltilmesidir. Özellikle halk oylaması kampanya süresince gerilen ilişkilerin bundan sonra Avrupa Birliği ortaklık sürecinin normalleştirilmesi hem de Almanya ile ikili İlişkilerimizin tekrar rayına oturtulması bizim temel düşüncemizdir. Ama bu tek tarafl ı bir iradeyle olacak bir şey değil.

Almanya’nın da bu minvalde hareket etmesi esastır. Ümit ederim ki, sağduyu galip gelir. Bizim genel prensibimiz dostlukları artırmak, düşmanlıkları azaltmak İncirlik ziyaretini de bu çerçevede değerlendireceğiz. Orada bir, iki çekincemiz var. Kendileriyle paylaştık. Ona göre karar verilecek. Başbakan Yıldırım, Alman heyetinin İncilrlik Üssü ziyaretine ilişkin olarak “Bu ziyarete katılacaklar arasında “ülkemiz aleyhinde keskin faaliyette bulunanlar olabilir. Varsa onlarla ilgili bir çekincemiz var. O değerlendirilecek” dedi.

"Ticari ilişkilerde bozulma beklemiyoruz"

Başbakan Binali Yıldırım, DÜNYA’nın Almanya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere ilişkin sorusunu da yanıtladı. Otomotiv yan sanayicilerinin son dönemde Alman üreticiler de dahil olmak üzere, yeni model siparişi almakta yaşadıkları sıkıntıları aktardık, bazı yan sanayicilere, “Kusura bakmayın, bugüne kadar iyi çalıştık, memnunuz, ancak aradaki sıkıntılardan dolayı, gümrük birliğine ilişkin tartışmalarla ilgili olarak, sizinle birkaç yıl çalışamayacağız” yönünde mektupların gittiğini hatırlattık. Bu sorunun aşılmasıyla ilgili, Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri ile temasları olup olmadığını sorduk.

Başbakan Yıldırım’ın cevabı şöyle oldu: “Tabii ki, hükümetler düzeyindeki gerginlik vatandaşlar düzeyine de yansıyor, ister istemez. Orada da bir olumsuz hava oluşuyor. Ama gerek Türkiye gerekse Almanya kamuoyunda makul çoğunluğun arasında bir sorun yok. Buradaki gerginlik yapay. Biraz konjontürel sebeplerden. Almanya seçimleri var. Bunun etkilediğini düşünüyorum. Biraz da bizim kampanya döneminde yaşadıklarımız var. Ancak bütün bunlar ilişiklerimize kalıcı bir hasar vermemeli. Bu düşünce bizde de var. Almanya yönetiminde de var. Dolayısıyla Almanya ile ticari ilişkilerimizin olumsuz yönde etkileneceğini öngörmüyoruz. Yani bunun kolay alınacak bir karar olmadığını da biliyoruz. Bundan Almanya da ciddi anlamda olumsuz etkilenir. Tabii ki, bizim üreticilerimiz de etkilenebilir.”

"Zeytin ağacı sayısında yüzde 72 artış var"

Üretim Reform Paketi kapsamında gündeme gelen zeytinliklerle ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara yanıt verirken önce düzenlemenin ilgili maddesini okudu Başbakan Yıldırım. Yapılacak düzenlemeye göre 9 kişilik kurulun uygun görmesi üzerine, zeytinlik sahaları ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede kimyasal atık oluşturacak yatırım tesisi yapılamayacağını belirtti. Yıldırım şunları söyledi:

• Alternatif olarak yatırım amaçlı bu alanların kullanılması icap ediyorsa bu bir kurul marifetipyle değerlendirilecek. Uygun görülmesi halinde de Bakanlığın oluruyla izin verilebilecek. Tabii bununla kalmıyor. Burada kullandırılan saha da aynı miktarda tekrar zeytinlik alanına dönüştürülmüş olacak…

• Bu daha çok eskiden zeytinlik alanda kurulan sanayi kuruluşlarıyla ilgili. Var olan durumun hukuku hale getirilmesiyle ilgili bir düzenleme. Bazen fiili durumlar var. Eskiden zeytinlik alanıymış ama sanayi tesisi yapılmış. O sanayi tesisinin bir sekilde var olar durumunun hukuki hale getirilmesi icap ediyor.

• Önemli olan nasıl orman alanları eksiltilmezse, anayasal güvence altındaysa, zeytinlikler ile de gerektiğinde başka alanlarda ilaveler yapılarak, üzerine konur eksiltilemez. O bölgede zeytinlik sanayi içinde kalmışsa, artık zeytinlik yapma imkanı yoksa, orada sanayinin ihtiyacı olan alanı kullanma imkanı veriliyor. Belirli şartların sağlanması ve kurulun uygun görmesi durumunda…

• Sanki zeytinlik alanlar imara açılıyor gibi bir algı yaratılıyor. Bu tamamen yanlış. Ülkenin ihtiyaçları, öncelikleri neyse karar almak, uygulamak, üstün kamu yararını gözetmek ülkeyi yönetenlerin sorumluluğundadır. Bu peşin istemzük tavrı, bu ülkeye çok şey kaybettirdi. Eğer biz bunlara kulak assaydık bugün dünyanın en büyük havalimanını, köprüleri, yolları şehir hastanelerini yapamazdık. Zaten ülkenin rekabet gücü kazanmasını istemeyenler bu alanda ciddi algı operasyonu yapıyorlar. Bu oyunlara gelmememiz lazım. Ülkemizi hepimiz seviyoruz. Hiç kimsenin bu ülkenin geleceğini karartmaya, bu ülkenin gençlerinin ihtiyacı olan yatırımlara referans sağlayacak işlere de engel olmaya hakkı yok.

"Kimse zeytin hamisi kesilesin..."

Başbakan Yıldırım, son yıllarda Türkiye’de zeytinlik alanlarda azalma değil ciddi miktarda artış olduğuna da dikkat çekerek şunları ifade etti: “Kaldı ki, son 15 yılda türkiye, zeytinlik alanlarda mevcudun üzerinde pek çok yeni alan oluşturdu. Şu anda Avrupa’da iki numarayız. 2030’da dünya birincisi olacağız. 2002’ye göre zeytin alanları, zeytin üretimi arttı. 2002’de 620 bin hektar olan zeytin üretim alanı, 2017 başında 845 bin hektara yükseldi. Zeytin ağacı sayısı da 1001 milyon 600 binden 173 milyona çıktı. Son 15 yılda, bütün zamanların üstüne yüzde 72 artış var. Zeytinyağı üretiminde 600 bin tondan 1 milyon 730 bin tona çıktık. Türkiye sofralık zeytinde dünya ikincisi, zeytinyağı üretiminde de dünya beşincisi. Yani, kimse zeytin hamisi kesilmesin, zeytinlerin sahibi burada!”

Kabine revizyonuna ilişkin açıklama yapmadı

Başbakan Yıldırım, kamuoyunda merak edilen ‘kabine revizyonu’ konusunda bir işaret vermedi. Israrlı sorular karşısında Başbakan, medya temsilcilerine esprili bir dille “Burada kabineye girme arzusunda olan var mı?” diye sordu. Sessizlik karşısında da, “O halde merak edilecek bir konu değil” dedi. “Kabine revizyonu biraz geri plana düştü, bu ay içinde olmayacak gibi… Yoksa bir sürpriz mi yapacaksınız” sorusuna da, “Arkadaşlar, kabine değişikliği konuşulmaz. Bir gün bakarsınız değişmiş” yanıtını verdi.