Kriz halı ihracatçısının rotasını değiştirdi

 

ANKARA - Euro Bölgesi'ndeki kriz nedeniyle pazarlarını çeşitlendirmeye yönelen halı ihracatçısı Afrika, Çin ve Orta Doğu ülkelerine ihracatını önemli oranlarda artırdı.

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, AB ülkelerine yapılan ihracatın daralmasına karşın toplam halı ihracatı bu yılın Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artarak 1,4 milyar dolara yükseldi.

 

TİM Sektör Konseyi Üyesi ve İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin dünyanın hemen her köşesine halı ihraç ettiğini belirterek, en önemli pazarlar olarak Orta Doğu ve AB ülkelerinin öne çıktığını söyledi.

 

Söz konusu ülkelerin yanı sıra ABD ve Japonya gibi ülkelere de yüksek oranlarda ihracat yapıldığını ifade eden Yılmaz, "Ekonomi Bakanlığımız ve TİM öncülüğünde, İHİB olarak biz, ihracatta pazar çeşitliliğini artırmanın önemine inanarak son yıllarda stratejimizin önemli bir kısmını yeni hedef pazarlar bulmaya yönlendirmiştik. Hükümetimizin de yoğun çabaları ile destek verdiği bu stratejimiz sayesinde daha önce hiçbir ticari ilişki kurulamayan ülkeler ile ticaretimiz arttı, daha önce sadece sembolik değerlerde ihracat yapılan ülkelere ciddi miktarlarda ihracat yapıldı" dedi.

 

Halı ihracatının önemli oranlarda arttığı ülkelere de değinen Yılmaz, bu ülkelerden Libya'ya ihracatın geçen yılın Ocak-Eylül dönemine göre 10 kattan fazla artarak 85,4 milyon dolara, Mısır'a yapılan ihracatın da 5 kattan fazla artarak 53 milyon dolara ulaştığını kaydetti.

Yılmaz, Libya ve Mısır'ın yanı sıra Suudi Arabistan, ABD, Irak ve Almanya gibi ülkelere de ihracatın arttığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Hedef pazarlarımız arasında gördüğümüz Çin'e yönelik ihracatımız da Ocak–Eylül 2012 döneminde yüzde 73 oranında arttı ve 22,5 milyon dolara ulaştı. İhracatta tek bir pazara bağımlı olmak o pazardaki olumsuz tüm şartlardan en sert şekilde etkilenmek anlamına gelmektedir. Daha önce çeşitli defalar ülke olarak tecrübe ettiğimiz üzere tek bir pazara odaklı ihracat stratejisi kısa vadede faydalı görünüyor olsa da hem küresel hem yerel ekonomilerin kırılgan bir seyir izlediği günümüz dünyasında uzun vadede kaybetmeye mahkumdur."

Yılmaz, Endonezya ve Malezya gibi Güney Doğu Asya ülkelerinin de hedef pazarlar arasında yer aldığını ifade etti.

 

Marka yaratma çalışmaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, markalaşmanın pazarlama ve satışın en önemli unsurlarından biri olduğunu dile getirdi.

Yılmaz, nihai tüketicinin anladığı anlamda markalar yaratabilmenin çok kolay bir iş olmadığına dikkati çekerek, "Markalaşma ciddi bir maliyeti, daha ciddi bir birikimi ve çok ciddi bir çalışmayı gerektiriyor. Tüm bu şartlar sağlansa bile tüketicinin talepleri ve beklentileri doğrultusunda başarısız olma ihtimali var. Tüm bu sebeplerle biz sahip olduğumuz çok daha değerli bir markaya odaklanılması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

Türk halısının, çok eski dönemlerden beri dünya çapında bir marka değerine sahip olduğunu belirten Yılmaz, bu tarihi ve kültürel zenginliğin en kıymetli marka olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Yılmaz, Türkiye'nin hem el hem makine halısında hem de toplam halı ihracatında dünyanın en büyük üç üreticisininden biri konumunda bulunduğuna işaret ederek, "Ülkemizin daha üst sıralara tırmanması hepimizin gönlünden geçen bir arzu ise de önemli olan konu ülkemizin ve dolayısıyla ihracatçılarımızın karşı karşıya kaldığı rekabeti önleyici şartların ortadan kaldırılması gerekliliğidir" diye konuştu.

 

Bu yılın sonunda halı ihracatının 2 milyar dolara ulaşmasını öngördüklerini ifade eden Yılmaz, 2023 yılı için belirlenen 500 milyar dolar mal ihracatı doğrultusunda tüm sektörler için kısa, orta ve uzun vadeli hedefler oluşturulduğunu kaydetti.

Yılmaz, halı sektörü olarak 2023 yılında 5-5,5 milyar dolarlık bir ihracat hedefine odaklandıklarını vurgulayarak, "Bu hedefe ulaşabilmek için gece gündüz çalışıyoruz. 2023 kapsamında yürütmekte olduğumuz çalışmalara hiç ara vermeden devam ediyoruz" dedi.