”Krizden çıkamanın yolu işçinin alım gücünü artırmak”
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, "Ekonomik krizden çıkmak isteniyorsa, işçinin alım gücünün artırılması gerekir." dedi.
KAYSERİ - Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, dünyada yaşanan ve Türkiye'yi de içine alan ekonomik krizin en ağır faturasını işçilerin ve çalışanların ödediğini ileri sürerek, "Ekonomik krizden çıkmak isteniyorsa, işçinin alım gücünün artırılması gerekir. Ekonomik krizden çıkmanın yolu, işçinin alım gücünü artırmaktan geçiyor" dedi.
Uslu, Çelik-İş Sendikası Kayseri Şubesi'nde düzenlenen ve Hak-İş Yönetim Kurulu üyeleri, şube başkanları, şube yönetimi ile iş yeri temsilcilerinin katıldığı toplantıda bir konuşma yaptı.
Uslu konuşmasında, demokrasinin eksik olduğu ülkelerde, sendikal hakların da eksik kaldığını ifade etti.
"Ülkenin bir yerinde bir kanunsuzluk, bir kayıt dışılık, bir hukuksuzluk, hak ve özgürlükleri kısıtlayan uygulamalar varsa, konfederasyon olarak bununla mücadele ediyoruz" kaydeden Uslu, şöyle devam etti:
"Eğer bir ülkede demokrasi istiyorsak, kayıt dışı siyaset de olmayacak, kayıt dışı ekonomi de olmayacak. Avrupa Birliği'ne geçmekte ayak sürümenin sebeplerinden biri, kayıt dışılığı sürdürme isteğidir. Bu kayıt dışı sistemin sürmesinden nemalanmak isteyenler var. Adalete, sisteme, hukuka güveni kaybetmiş bu düzen devam ediyor. Bununla mücadele etmek için sendikaların görevleri sadece toplu sözleşmeler imzalamak değil, aynı zamanda ülkenin sistemine demokrasinin, adaletin, hukukun egemen olmasına yardımcı olmaktır."
Uslu, işçi temsilcileri olarak, 1 sene 2 ay önce İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken paraların hükümet tarafından bir defaya mahsus olmak ve geri ödenmek kaydıyla kullanılmasına izin verdiklerini, ancak aradan geçen sürede bu fondan para kullanmanın hükümet tarafından adeta alışkanlık haline getirildiğini belirterek, "Gördük ki hükümet bu fondaki parayı kullanmayı kafasına koymuş. Aynı yasada 'Ödünç işçilik' konusu da yer almış. Bunun tam karşılığı 'kiralık işçiliktir. Ödünç işçilik uygulamasında sigorta yok, sendikal haklar yok, emeklilik yok, ücret talep etme hakkınız yok. Böyle bir düzen AB'ye girmek konusunda iddialı olan bir ülkeye yakışır mı? " diye konuştu.
Yasaya itiraz ettiklerini ve itirazlarını, sebepleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ilettiklerini kaydeden Uslu, "Cumhurbaşkanımız bu yasayı geri gönderdi. Başbakanımız da yasadan bu maddenin çıkarılması talimatını verdi. Türkiye adına bir ayıptan geri dönüldü" dedi.
İşçilerin sendikal haklarını da sonuna kadar kullanmaları gerektiğini vurgulayan Uslu, "Hiçbir işçi, sendikasına 'Katolik Nikahı'yla bağlı değildir. Sendikasının çalışmalarını beğenmiyorsa, hoşuna gitmiyorsa, başka bir sendikaya kolaylıkla geçmelidir. Bu, işçinin sendikasını seçme hakkıdır, en doğal hakkıdır" şeklinde konuştu.
"Krizin etkisi cebimizde"
Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin Türkiye'de de etkilerinin görüldüğünü kaydeden Salim Uslu, "Ekonomik krizin hepimizi ne kadar etkilediği cebimizden belli" diye konuştu.
Ekonomik krizden çıkmanın yolları olduğunu da dile getiren Uslu, şunları kaydetti:
"Ekonomik krizden çıkmak isteniyorsa, işçinin alım gücünün artırılması gerekir. Ekonomik krizden çıkmanın yolu, işçinin alım gücünü artırmaktan geçiyor. Hükümet, krizi önlemek için her türlü tedbiri aldı, ancak çalışanların alım gücünü artırıcı önlem almadı. Büyük patronları, zor günlerde işçiyle beraber sarsılmaya çağırıyoruz. Biz istemesek de şartlar bizi birbirimizle yakınlaşmaya, meselelere ortak kafa yormaya ve beraber olmaya zorluyor. O nedenle krizin yükünü de birlikte omuzlayacağız. İşçi krizden etkileniyorsa, büyük holding patronları da o kadar etkilenecek. Herkes taşın altına elini koyacak. Kötü günde yanımızda olanı, biz de ileriki zamanlarda el üstünde tutarız."
"Demokratil açılım, demokratik çözümler getiriyor"
Hükümetin, Kürt sorununun çözümü için gündeme getirdiği "demokratik açılım" konusunda da görüşlerini dile getiren Hak-İş Başkanı Salim Uslu, "Sayın İçişleri Bakanımız açılımla ilgili bizlere bilgi verdi. Biz de bu açıklamalardan memnun kaldık. Demokratik açılım, demokratik çözümler getiriyor" dedi.
Uslu, ilk kez devletin bütün birimlerinin söylem birliğinde olduğunu gördüklerini de ifade ederek, şöyle konuştu:
"Demokrasi dışı çözümler Türkiye'de sorunun çözümünü getirmemiş, aksine sorunu daha da ağır ve karmaşık hale getirmiştir. Bu çatışma halinin sürmesi, bize ağır faturalar ödetmiştir. Terörle mücadelenin 25 yıllık maliyeti görünen ve görünmeyen kısmıyla bize 1 trilyon dolar bedel ödetmiştir. Bu 1 trilyon dolar, Türkiye'nin 1 yıllık gayri safi milli hasılasının yüzde 50 fazlasıdır. Türkiye bu harcamaları yatırıma dönüştürecek yeni bir yol haritası çizer ve bunu başarabilirse, Türkiye birçok sorununu çözmekle kalmayıp aynı zamanda kendi coğrafyasında örnek bir ülke haline gelecektir. Kriz ortamında bile ümidini kaybetmeyen genç, dinamik bir ülkeyiz."
Demokratik sınırlar içerisinde bireysel hak ve özgürlüklerin sonuna kadar yaşanmasından yana olduklarını ifade eden Uslu, "Demokratik ve modern devlet olmanın gereklerini yerine getirmeliyiz" dedi.
Uslu, demokratik ve sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Cumhuriyetimizin 85. yılında bu Cumhuriyete gerçek anlamda bir Cumhuriyet, gerçek anlamda bir hukuk devleti çok daha yakışık alacak. Cumhuriyetimizi taçlandıracak bir reform olacaktır. Türkiye daha fazla zaman kaybetmeden bu çağdaş normları ıskalamamalıdır" diye konuştu.