Krizden çıkış, kriz kadar sancılı olacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Mayıs ayında ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, her ay devlet tahvili ve mortgage tahvili alarak piyasaya verdikleri 85 milyar doların miktarını bu yıl içinde azaltmaya başlayabileceklerini söylemesiyle dünya piyasalarında başlayan dalgalanma şiddeti artarak sürüyor. Şimdi nefesler tutulmuş 18 Eylül'de açıklanacak FED kararları bekleniyor.
Aslında FED'den olağanüstü kararlar veya büyük sürprizler çıkmayacak. FED ya tahvil alım programında ılımlı bir daraltmaya gidecek, ya da operasyonu birkaç aylığına ertelediğini açıklayacak. Ama erteleme operasyonun rafa kaldırılması anlamına gelmeyecek ve operasyon en geç 2014 başında devreye girecek.
Buna rağmen FED kararları 2008'de başlayan global kriz sürecinde yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Bu dönem bir-kaç ay değil 4-5 yıl süren bir dönem olacak. Üstelik özellikle gelişmekte olan piyasalar açısından kriz ateşini söndürme dönemindeki kadar sancılı bir süreç olacak.
FED toplantısını önemli kılan da para musluğunu kısmaya ne zaman başlayacağı ve ne kadar kısacağı konusunda vereceği karar değil, yeni sürecin başlatıcısı olmasından kaynaklanıyor.

BİRİNCİ AŞAMA MUSLUK KISMA

Yeni süreç kendi içinde de iki aşamadan oluşacak. 2014'ün ortalarına kadar sürmesi beklenen birinci aşamada FED, tahvil alım programını kademeli olarak azaltarak sonlandıracak.

Musluk kısma operasyonunun aylık tahvil alım miktarında 10-20 milyar dolarlık ılımlı bir azaltma ile başlaması bekleniyor. Operasyon başladığında FED, piyasaya yine her ay 65-75 milyar dolar fazla para pompalamaya devam ediyor olacak. İlk adımdan bir-kaç ay sonra aylık tahvil alım miktarının 55 milyar dolar dolayına çekilmesi, 2014 ortalarında ise tamamen sonlandırılması bekleniyor.

Birinci aşamada  FED, faiz artışına gitmeyecek ve fonlama faizini yine sıfıra yakın düzeyde tutmaya devam edecek. FED aynı zamanda tahvil alımı yoluyla piyasaya fazla para pompalamaya devam ediyor olacak. Hatta operasyonun ilk döneminde piyasaya verilen aylık para miktarı, üçüncü parasal genişleme operasyonundaki 40 milyar dolardan bile fazla olacak. Birinci aşamada piyasadan para çekilmeyecek; tersine parasal genişleme, hız keserek de olsa sürecek.

İKİNCİ AŞAMA DAHA SIKINTILI

Yeni sürecin ikinci aşaması, FED'in kriz sürecinde piyasaya sürdüğü aşırı parayı geri çekme dönemi olacak. FED, kriz döneminde piyasaya sürdüğü aşırı miktardaki parayı geri çekmek zorunda. Çünkü sıcak paraya dönüşen bu aşırı likidite uzun vadede enflasyon tehdidi oluşturmasının yanısıra riskli yatırımlar peşinde koşarak her an yeni bir finansal istikrarsızlık yaratma tehlikesi yaratıyor. Bu durum ayrıca Merkez Bankası'nın piyasaları etkileme gücünü de azaltıyor.

İkinci aşamanın ne zaman başlayacağı konusunda henüz açıklanmış bir strateji yok. Zaten birinci aşamanın yarattığı dalgalanmaların sonuçlarını görmeden bu konuda bir tahmin ve strateji oluşturmak da pek mümkün değil.

Ancak FED'in satın aldığı tahvilleri elden çıkarmak için ayrı bir operasyon yapmadığını ve tahvilleri vade sonuna kadar elde tuttuğunu varsayarsak, ikinci aşamanın 2016'da başlayarak 2019'a kadar süreceğini söylemek mümkün. FED'in elinde tuttuğu devlet tahvillerinin vadesi 2016'da dolmaya başlayacak. FED hiçbir şey yapmasa, itfalar yoluyla piyasadan 2016'da 173 milyar dolar, 2017'de yaklaşık 150 milyar dolar, 2018 ve 2019'da da 250'şer milyar dolar para çekecek. Bu durumda FED, 4 yıl üst üste milli gelirin yüzde 1-1.5'i kadar parayı piyasadan çekecek. Buna mortgage tahvillerinin itfası veya elden çıkartılması da eklenince piyasadan çekilecek miktar daha da artacak.

Şu anda piyasaya pompalanan paranın azaltılmasının piyasalarda yarattığı sarsıntı dikkate alınırsa, piyasadaki paranın yüksek miktarlarla geri çekilmesinin etkilerinin daha fazla olacağı söylenebilir. Üstelik bu dönem 4 yıl sürecek.

DALGALI YILLARA HAZIR OLALIM

FED'in parasal genişleme programları ABD ekonomisinden fazla gelişmekte olan piyasaları etkilemişti. Bu ülkelere akan sıcak para miktarını artırarak büyüme hızlarını artırmış ve borsaları yükseltmişti. Şimdi FED'in geri dönüş adımları da yine en fazla gelişmekte olan piyasaları etkileyecek.

Sıcak paranın geri çekilmesi, faizlerin yükselmesi geçmişte sıcak paranın geçici refahını yaşayan ülkelerde havayı kışa çevirecek. En fazla etkilenenler ise cari açığı yüksek, büyüme hızı ortalamanın altında, enflasyonu hedefinin üzerinde, bütçe açığı fazla olan ülkeler olacak. Politik belirsizlikler bu ülkelerin durumunu daha da zorlaştıracak.

Bu nedenle yeni süreçten en fazla etkilenen ülkelerin başında Hindistan, Endonezya, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye sayılıyor. Cari fazlası, dev miktardaki döviz rezervlerine ve geniş iç ekonomisine rağmen Çin'i bile ciddi sıkıntılar bekliyor.

Gelişmekte olan ülkelerdeki sorunlar, bunların ABD ekonomisine ters etkileri ve borç krizini hala tam atlatamamış Avrupa'daki gelişmeler bu sürecin dalgalı ve gelgitlerle ilerlemesine neden olacak.

Bu durumda ekonomi yönetiminden banka ve şirketlere, şirketlerden aile ve bireylere kadar herkesin uzun sürecek iniş-çıkışla ve sarsıntılı bir döneme hazırlık yapması gerekir. Her kesimin önlemlerini sadece bir-kaç ay sürecek dalgalanmalarla nasıl baş edeceğine göre değil, uzun sürece dayanıklılığını artıracak şekilde ele alması gerekiyor.

OPERASYONU SURİYE GECİKTİREBİLİR

Piyasalar, FED Başkanı Bernanke'nin mayıstaki açıklaması ile dalgalanmaya başladı. Öyle ki piyasalarda yaşanan sert tepki üzerine Bernanke hemen yumuşatıcı açıklamalar yapmak zorunda kalmıştı. Oysa FED, bunun sinyaline aylar öncesinde vermişti.
FED, aylar öncesinden gelecek bir-iki yıla ilişkin enflasyon tahminleri yüzde 2.5'e, işsizlik oranı da yüzde 6.5'e inene kadar, faizleri artırmayarak sıfıra yakın tutmaya devam edeceğini ilan etmişti. Mantıken parasal genişleme operasyonunun da faiz artırımına başlamadan çok önce tamamlanmış olması gerekiyor. Bu durumda enflasyonda artış eğiliminin ortaya çıkması ve işsizlik oranında hedefe doğru belirgin bir gerileme olması, tahvil alım programının azaltılması için yeterliydi.

İkinci çeyrekte büyüme beklentileri de aşarak yüzde 2.5 olurken şirket karları birinci çeyreğe göre yüzrde 2.6, geçen yıla göre yüzde 5.8 arttı. İşsizlik ise yüzde 7.4'e kader indi. Bunlar FED'in para musluklarını kısmayı gündemine almasına temel oluşturan faktörler.

Ancak işsizlikteki azalmanın ne kadar istikrarlı olduğu konusunda soru işaretleri de var. Bu yüzden bu hafta açıklanacak işsizlik verileri FED'in kararında önemli bir rol oynayacak.
Öte yandan son gelişmeler, FED'in operasyonu 2014 başına kadar erteleyebileceği tahminlerinin de artmasına yol açtı. Bunların en başında Suriye ile çatışma olasılığı geliyor. Suriye'deki çatışmanın petrol fiyatlarını yükselterek dünya ekonomik toparlanmasını kötü etkilemesinden kaygı duyuluyor. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde yaşanan dalgalanmanın oldukça şiddetli olması da soru işaretleri yaratıyor. Buna bir de ABD Hazinesi'nin kısa bir süre sonra borçlanma sınırına dayanacak olmasına rağmen hala bir anlaşma olmaması ekleniyor. Borçlanma sınırı ve bütçe açığı konusunda Obama yönetimi ile Cumhuriyetçi Parti arasında ciddi bir ayrılık var. Bu anlaşmazlık önümüzdeki bir ayın gerilimini artırıyor.

Bu kritik gelişmelerin FED'i, ihtiyatlı davranarak bir süre daha beklemeye yönelteceğini düşünenlerin sayısı son dönemde arttı.
 
• FED'in kararları sadece yeni bir parasal manevra değil, yeni bir süreci başlatacak.
• Yeni süreç birkaç aylık değil 4-5 yıla uzanan bir dönem olacak.
• Yeni dönem, krizin patlak verdiği ilk yıllardaki gibi sancılı olacak.
• Yeni süreç dalgalı, sarsıntılı olacak ve gel-gitlerle ilerleyecek.
• Yeni dönem en fazla cari açığı, bütçe açığı, enflasyonu yüksek ve büyümesi düşük gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek.
• En fazla etkilenecek ülkelerin başında Hindistan, Endonezya, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye sayılıyor.
• Tüm ekonomi aktörlerinin önce kısa vadeli dalgalanmayı atlatacak önlemler almaları zorunlu. Ama birkaç yıl sürecek bir sarsıntılı döneme, dayanıklılığını artıracak hazırlık ve önlemler için de çalışmak gerekiyor.