”Krize mazeret üretiyor”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın 'Yağmurda yürüyüp ıslanmamak mümkün değil' sözlerini eleştirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "Hala krize kaşı neler yapılabilir?" tartışmalarının dillendirilmesinin, "Abesle iştigal ve sorumsuzluk örneği" olduğunu belirterek Başbakanın şimdiden krize karşı mazeretler üretmeye çalıştığını söyledi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Kurban Bayramı ve 2009 yılı bütçe görüşmeleri nedeniyle 2008 yılının son grup toplantısını yaptıklarını söyledi.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığına yapılan bombalı saldırı eylemini nefretle kınadığını belirten Bahçeli, "MHP'ye göre, siyasetin mücadele alanı yalnızca hukuki ve siyasi zemin olmalıdır. Millete hizmeti amaçlayan bu rekabet, tamamen meşruiyet içerisinde karşılıklı saygı ve ahlaka uygun olarak yapılmalıdır" dedi.

"Başbakanın sözünü ettiği yağmuru haber vermiştik"

MHP Lideri Bahçeli, hükümet tarafından, "Hala krize kaşı neler yapılabilir?" tartışmalarının dillendirilmesinin, "Abesle iştigal ve sorumsuzluk örneği" olduğunu söyledi. Bahçeli, "(Yağmurda yürüyüp ıslanmamak mümkün değil) diyerek şimdiden krize karşı mazeretler üretmeye çalışan Başbakan Erdoğan için, yoksulluk, işsizlik ve çaresizlik içinde çırpınanlar; sadece siyasi mülahazalar sebebiyle hatırlanıp gündeme getirilmekte ve politik hamlelerine alet edilmektedir. Biz Başbakanın sözünü ettiği bu yağmuru, daha kara bulutlar görünür görünmez aylar öncesinden haber vermiştik" diye konuştu.

Aradan geçen sürenin kendilerini haklı çıkarmak üzere olduğunu ifade eden Bahçeli, "Sürecin bu şekilde gitmesi durumunda, kriz, Başbakan Erdoğan ve partisini siyasi tarihin karanlık tüneline itecek bir daha da oradan çıkarmayacaktır. Burada bizi ilgilendiren asıl husus, Adalet ve Kalkınma Partisinin akıbeti değildir. Milletimizin her yönden maruz kalacağı ağır buhran halidir" dedi.

MB ile Başbakan'ın açıklamaları taban tabana zıt

Bahçeli, Merkez Bankası Başkanı ile Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının taban tabana zıt olduğunu belirterek, "Ekonomideki sorunlara karşı, tedbirler böylesine bir siyasi felç haliyle mi alınacaktır? Krizin baskısını ve etkisini hissettirdiği bu zaman içinde, var olan uyumsuzluğun ve çelişkinin hesabını kim verecektir?" diye sordu.

Bahçeli, krizi anlama ve teşhis konusundaki kaygı verici bunalımın, Başbakan Erdoğan ve ekonomi bürokrasisinde var olan kafa karışıklığının giderek yoğunlaştığını kaydederek, ekonomik krizin Avrupa kaynaklı olduğunu söylemenin yanlış olduğunu bildirdi. Türkiye ekonomisinde yaşanılacak her olumsuzluğun ve vatandaşların maruz kalacağı tehlikelerin tek sorumlusunun Hükümet olacağına dikkati çeken Bahçeli, şöyle konuştu:

"Türkiye ekonomisi her türlü şoka ve dalgalanmaya karşı son derece dayanaksız ve aciz bir konumdadır. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemlerde hayat şartlarının ağırlaşacağı, geçim zorluklarının artacağı, şikayetlerin yoğunlaşacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Daralan iç ve dış talep sonucunda, ekonomin çarkları durma noktasına gelmiştir. Bu nedenle, dış finansman imkanlarının azalması ve sermaye çıkışlarının hızlanması, önümüzdeki süreçte cari açığın finansmanında büyük zorluklar çıkaracaktır."

"Kriz milletimiz için bir fırsat değil, bir sosyal afettir"

Konuşmasında, "Başbakan Erdoğan'ın fırsattan kast ettiği; paradan para kazanan yağmacı, talancı, ihale komisyoncusu siyasi yandaşlarıysa, diyeceğimiz bir şey yoktur" ifadesine yer veren Bahçeli, şunları söyledi:

"Zira 6 yıldır gün onların günü olmuştur. Milletimizin alın teri, helal kazancı sömürülmüş, fakirlik ve mağduriyet reva görülmüştür. Nedense fırsatlar aziz millet fertlerine hiç uğramamış, sürekli olarak Başbakan Erdoğan ve siyasi çevresine rastlamıştır.

Çiftçimizin tarlasından elde ettiği ürünü para yapmamış, işçimiz tezgahının başında perişan olmuş, esnafımız mal satamamış, memurumuz ekmeğini dahi zor alır bir duruma gelmiş, emeklimiz pazarda sadece tezgahlara bakar olmuş; ancak Başbakan Erdoğan'ın yandaşları ise servetlerine servet katmıştır.

Bildiğimiz ve inandığımız bir şey vardır; kriz asla, ama asla milletimiz için bir fırsat değil, bir sosyal afettir."