”Krizin çözümünü bilen yok”

Hisarcıklıoğlu, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen konferansta krize karşı öneriler sundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ELAZIĞ - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Daha önce haritası çıkartılmamış topraklardan geçiyoruz. Bu krizin çözüm yolunu bilen yok" diyerek, krize karşı Suriye ve Irak'a gidilmesini önerdi.

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası'nda "Küresel Finansal Kriz ve Türkiye'ye Etkileri" konulu konferans veren Rifat Hisarcıklıoğlu, bu yılın haziran ayında üyelerinden 5 bin 200 kişiye yaptırdıkları ankette, "Önümüzdeki 6 aya nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna karşı ilk kez olumlu bakanların oranının yüzde 22'ye düştüğünü söyledi. Bu oranın her zaman yüzde 50'ler civarında olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Olumsuz bakanlar yüzde 44'e çıktı. Türkiye'de ilk defa iş aleminde havanın tersine döndüğü bir dönemdeyiz" dedi. Dünyayı etkisine alan küresel finansal krizin "Dip noktası nedir? Nasıl durdurulacak?" konusunu hiç kimsenin bilmediğini anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:

"İnsanlık böyle zor bir durumda. Tatlı bir hayal dünyasındaydık. Dünya ticaretinin üstünde dünyada iki misli para dolaşıyordu. Para hem ucuz, hem boldu. Sanal olan para şimdi gerçek düzeyine geldi. Bütün dünyada böyle oldu. Aç doyar açgözlü doymaz. Tam açgözlülüğün ceremesini çekiyoruz şu anda. Daha önce haritası çıkarılmamış topraklardan geçiyoruz. Bu krizin çözüm yolunu bilen yok. Durum dünya için öyle vahim. Kriz gelişmiş ülkelerden gelişenlere doğru kayıyor ve bankacılıktan çıktı reel sektöre doğru geçiyor. Buna karşı 38 ülke etkisini azaltmak için tedbir aldı. Biz de Bakanlar Kurulu'ndan bekliyoruz. Bizim de tedbir paketimiz açıklanır inşallah hayırlara da vesile olur."

Sektörlerde küçülme yaşanıyor

Türkiye'de, kriz nedeniyle işlerin kötü olduğunu savunan Hisarcıklıoğlu, bir ülkenin ekonomik göstergelerinin ölçüldüğü birimin büyüme olduğunu bildirdi. Hisarcıklıoğlu, "2001'de eksi 1 büyümemiz vardı. 2004'de hızla çıktık. 2005'de rehavete kapıldık. 2006'da yükselme hızımız durdu. 2007'de birbirimize düştük rahatlık battı bize. Bir anda büyümemiz aşağıya düştü. Tüm dünyada büyüme hızı bu yıl düşerken bizde 2007'de düşmeye başladı. 2008'de de aşağıya doğru gidiyor" dedi.

Büyüme olmazsa işsizlik, aşsızlık olacağını ifade eden Hisarcıklıoğlu, tüketicinin güveninin azaldığını, böylece para dönüşü yaşanmadığını, bunun da sektörlerde küçülmeye neden olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, "İmalat sanayinin eylül ayında büyüme rakamı eksi 6.4. Biz fabrikalar çalışsın derken tam tersine kapasite düşüyor. Sektörlerimizin hepsinde eylül ayında küçülmüşüz. Sektörlerde küçülme yaşanıyor. Bunlar selektör veriyor. Diyor ki (aman iş kötüye gidiyor haberiniz olsun)" dedi.

Mali disipline dikkat edildiği için hazinenin borçlanma ihtiyacının düştüğünü, bu nedenle artık bankaların piyasaya kredi vermeye başladığını dile getiren Hisarcıklığoğlu, şöyle devam etti:

"Petrol fiyatları 150 dolardan 60 dolara düştü. Hammadde fiyatları, navlun düşüyor. Bu bizim avantajımız. Cari açığın maliyetini azaltıyor. Bankacılık sistemimiz sağlam. 2001 krizi bize müthiş bir ders oldu. BDDK ve Merkez Bankası, bağımsızlığını feda etmeyerek mali sistemi disiplin altında tuttular. Bazen ben bile kızıyordum. Bugün krizi dünyadan bu nedenle daha geç hissettik."

Krize karşı öneri: Suriye ve Irak'a gidelim

Hisarcıklıoğlu, işletmelerin tedbirli olmalarını, ama asla panik yapmamalarını istedi. Bu dönemde işletmelerin borç ve alacak vadeleriyle türlerinin aynı olması gerektiğini, verimli ve karlı işe yatırım yapılmasını öneren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

"İhracatta yeni pazarların aranması çok önemli. Bizim klasik pazarlarımız kapanıyor. Çünkü oralardaki büyüme oranı düşüyor. Küresel ekonomiye entegre olmayan ülkelere gitmemiz lazım. Suriye, Irak gibi. O ülkeler bu krizden az etkilenecekler. Bankalarla olan ilişkileri güçlendirmek lazım. Dedikoduya fırsat vermeyin. 2001'de biz bunu yaşadık. Dedikodular, bankaları ve şirketleri batırdı. (Küçük olsun benim olsun, ne iş olsa yaparım) devri bitti. Bundan sonra yapılacak iş ortaklık, kurumsallaşma, markalaşma ve bir nevi icat çıkarma gibi yenilikçilik olmalı."