Küresel finans kuruluşları gidişattan endişeli
Başarısız darbe girişimi sonrası tüm dünyanın gözü Türkiye’de. AB ve ABD’den hukukun üstünlüğü çağrıları yapılırken Moody’s not düşürmeyi gündemine aldı.
Hilal SARI BAŞARAN
DIŞ HABERLER - Cuma günü gerçekleşen ve başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin ardından askeri ve sivil yönetimlerde binlerce tutuklama olması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın idam cezasının geri gelmesine yönelik konuşmalar, küresel finans dünyasında Türkiye’ye dair endişeleri artırıyor. ABD ve Avrupa Birliği yetkilileri Türkiye’de hukukun üstünlüğünden sapılmaması gerektiği çağrıları yaparken, Moody’s Türkiye’nin yatırım yapılabilir en düşük seviye olan Baa3 olan kredi notunun yatırım yapılamayacak seviyeye düşürülebileceğini açıkladı.
Bu arada Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu indirmeden önce bakacağı 3 kriteri açıkladı. Moody’s Siyasal Riskler Yönetici Direktörü YVes Lemay, Türkiye’de siyasi riskleri, ekonomik programı ve yabancı yatırımcıların durumunu incelediklerini ifade ederek, politik risklerin iki yıldır sürdüğünü vurguladı.
YVes Lemay: Üç temel alana odaklandık
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in “Türkiye’nin notunu indirim için izlemeye aldığını” açıklamasının ardından kuruluşun Siyasal Riskler Yönetici Direktörü YVes Lemay, BloombergHT’ye konuştu. Lemay, bu açıklamanın hâlen geçerli olduğunu söyleyerek incelemelerin sonuçlarının 1-3 ay içerisinde sonuçlanacağını söyledi. Üç temel alana odaklandıklarını söyleyenLemay, bu alanları şöyle sıraladı:
"1. Siyasi risklerin yükselmesini değerlendireceğiz.
2. Ülkenin ekonomik programında ilerleme olup olmayacağına bakacağız.
3. Ekonomisi yoğun şekilde yabancı yatırımcıya dayanan Türkiye’deki politik risklerin uluslararası yatırımcıların kararlarını aniden olumsuz şekilde değiştirmesinin Türk ekonomisine nasıl etkisi olacağını inceleyeceğiz."
Türkiye’de vadesi dolacak dış borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 25 olduğunu söyleyen Lemay, bunun diğer gelişen piyasalara oranla yüksek olduğunu belirtti. Lemay, yatırımcının güveninin temin edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Yves Lemay, siyasi riskin sadece darbe girişimden kaynaklanmadığını sorunun iki yıldır devam ettiğini söyledi. “Araştırmalarımıza göre siyasi riskler bir süre daha devam edecek” diyen Lemay, son iki yılda dört seçimin yapılmasını, başbakanın değişmesini, Güneydoğu'daki çatışmaları, Irak ve Suriye tehdidini politik riskler kapsamına aldı. Lemay, bu durumun yapısal reformların sürdürülmesine engel teşkil edebileceğini, ülkenin kırılganlığını artırabileceğini söyledi. Tecrübeli ekonomist, “Başbakan’ın yılın başında yaptığı açıklamayla çok kapsamlı bir reform gündemi ortaya kondu. Ancak bazı tedbirler henüz gerçekleştirilmedi. Özellikle iç tasaruf kapasitesinin ülke içinde artırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Moody’s, pazartesi günü Türkiye’nin “Baa3” ile “yatırım yapılabilir” seviyedeki kredi notunu “çöp” seviyesine indirmek için izlemeye aldığını açıklamıştı.
Moody’s öncesinde ise kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, “Türkiye’deki darbe girişimi ve yetkililerin verdiği tepkiler Türkiye’nin kredi profilindeki siyasi risklere dikkat çekiyor” açıklaması yaparken Standard & Poor’s “İç siyasi duruma uzun ve orta vadeli etkileri, yabancı yatırımcıların vereceği tepki ve kredi notuna potansiyeli değerlendirilecek” demişti. Türkiye’nin kredi notu bu üç kredi kuruluşunda sırasıyla Baa3 görünüm negatif, BBB- görünüm durağan ve BB+ görünüm durağan olarak açıklanmıştı.
Dünya liderlerinden ‘hukukun üstünlüğü’ çağrısı
Önceki gün Brüksel’de AB dışişleri bakanlarıyla bir araya gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye’deki gelişmelere ilişkin “Darbe girişimcilerini adalet önüne getirilmesini destekliyoruz, fakat işin bunun ötesine gitmemesi konusunda temkinliyiz” diye konuştu. Avrupa Komisyonu’nda Türkiye’den sorumlu yetkili bir yetkili ise Financial Times’ta yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimi öncesi hazırlanmış listelerle tutuklama yapmasını eleştirerek “Listeler hazırmış ve belli bir noktada kullanmayı bekliyorlarmış. Çok endişeliyim, tam da bundan korkuyorduk” diye konuştu. Fransa Dışişleri Bakanı “Askeri bir diktatörlüğü kabul edemeyiz fakat Türk otoritelerin politik sistemi demokrasiden uzaklaştırmamasına da dikkat etmeliyiz” derken, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in sözcüsü ise seçmenlerinin talebiyle idam cezasının geri gelmesinin AB üyelik sürecini bitireceğini aktardı.
‘Suudi Arabistan ve Katar darbe girişimini destekledi’
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Suudi Arabistan, Katar ve başka ülkelerin Türkiye’deki darbe girişiminin gerçekleşmesinden yana durduğunu iddia etti. Zarif, aralarında Suudi Arabistan ve Katar’ın da olduğu bazı ülkelerin Türkiye’deki darbe girişiminin başarılı olmasını istediklerini öne sürdü.
Fars haber ajansının iddiasına göre, Zarif kapalı bir parlamento oturumunda yaptığı konuşmada, “Suudi Arabistan ve Katar’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler Türkiye’deki darbe girişimi gerçekleşirken bundan rahatsızlık duymadılar. Bunun üzerine düşünülmesi gerekir” dedi.
Lagarde: Türk finans kurumları doğru adımlar attı
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, başarısızlıkla sonuçlanan askeri darbe girişimi ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve diğer kurumlar atılan hızlı adımların, finansal piyasaları sakinleştirmede olduğunu belirtti. Başkanı Christine Lagarde, TCMB ve diğer kurumlar tarafından atılan hızlı adımların, finansal piyasaları sakinleştirmede etkili olduğunu söyledi. Lagarde, bir televizyon röportajında “Hafta sonu boyunca hepimiz alarmdaydık. Doğru adımları atıp atmayacaklarını merak Merkez Bankası ve kurumlar dahil otoriteleri, likiditenin müsait ve bankaların görmeye etmesi birbirine bir şekilde tepki verdiler” diye konuştu.
Vİizesiz seyahat bu sene olmaz
Avrupa Komisyonu yetkilisi Günther Öttinger, darbe girişimi sonrası başlayan gözaltı ve işten çıkarmalardan dolayı, AB’nin Türkiye’ye bu yıl vizesiz seyahat hakkı vereceğini tahmin etmediğini söyledi. Dijital ekonomi ve toplum komiseri Öttinger, “Türkiye’yevizesiz seyahat temin etmeye dair yasa tasarısı şu an parlamentoda görüşülüyor. Fakat yıl sonundan önce Türkiye’yeyönelik vizesiz seyahat düzenlemesi yapılacağını sanmıyorum” dedi. Öttinger binlerce yargı üyesinin görevden alınmasını da eleştirerek, yargı bağımsızlığının çok kritik bir önemde olduğunu söyledi. Öttinger, idam cezasının geri getirilmesi için de “İdam cezasını getiren hiçbir ülke AB üyesi olamaz” dedi.