Küresel kriz otomotivin hızını kesmedi Sektör 1 milyon araçlık ihracata koşuyor
Küresel kriz otomotivin hızını kesmedi Sektör 1 milyon araçlık ihracata koşuyor
İSTANBUL - Dünya piyasalarında yaşanan kriz, siyasal belirsizlik ortamı, artan petrol fiyatları rekordan rekoro koşan otomotiv sektörünün hızını kesmesi için yeterli olmadı. 2008 yılı için 950 bin araç ihraç etmeyi hedefleyen sektörün şimdiden bu rakamı aşması bekleniyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi devam ediyor. OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, 300 bin araç üretim hedefi olan bir firmanın yıl sonuna kadar yatırım kararı alabileceğini söyledi. Dünya piyasalarında yaşanan dalgalanma, petrol ve emtia fiyatlarındaki hızlı artış, ekonomik ve siyasal belirsizliğin iç piyasada yarattığı daralma otomotiv sektörünün hedef küçültmesi için yetereli olmadı. 1 milyon 300 bin otomotiv üretmeyi hedefleyen sektör 2008 yılında 1 miyon araçlık ihracat hedefini zorluyor. Geçen yıl 20 milyar dolar civarında olan ihracat geliri bu yıl 25 milyar doları aşacak. Türk otomotiv sanayi ile ilgili Dünya Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulunan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer, yılın ilk beş aylık döneminde üretimde yüzde 36, ihracatta yüzde 38'lik artış olduğunu ve 11 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde edildiğine söyledi. İki milyon otomotiv üretimi gerçekleştirmek için harekete geçen sanayiciler Marmara Bölgesi'nin lojistik haritasını çıkarıyor. Tezer 2 milyonlu araç üretimini başarmanın önemli bir eşik olduğunu belirtiyor. Zira bu rakama ulaşıldığında sektör İtalya, İngiltere gibi büyük oyuncuların önüne geçmiş olacak. Tezer yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisinin devam ettiğini 300 bin araç üretim hedefi olan bir firmanın yatırım için bu yıl karar vereceğini dile getirdi. Dünya piyasalarında yaşanan sıkıntıların sektörü etkilediğini belirten Tezer, "Biz bu yılın sonunda yüzde 15 artış bekliyorduk. Ancak siyaset, ekonomiyi her zaman etkiliyor. O nedenle bu yılın sonunda pazarın geçen yılın dolayında kalacağını tahmin ediyoruz" dedi. Petrol fiyatlarındaki tırmanışın devam etmesinin yarattığı olumsuz etkinin otomotiv sekötürünü de etkiledeğini belirten Tezer otomotiv sanayiinin ana pazarı olan Avrupa'da, Fransa, İtalya ve Almanya gibi pazarlarda sıkıntı yaşayabileceğini ve talep yavaşlamanın ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Tezer, yüzde 30 iç pazara yüzde 60 ihracata dönük çalışan sektörün yüzde 40 iç pazar yüzde 60 ise ihracata dönük çalışması gerektiğini belirtiyor. İlk 5 ayda üretimde yüzde 36 artış Bu yılın ilk beş ayında üretim ve ihracat rakamlarının çok pozitif çıktığını söyleyen Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer, üretimde yüzde 36, ihracatta yüzde 38'lik artış olduğunu ve 11 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde edildiğine söyledi. Hedeflerinin 2008'de 1 milyon 300 bin adet üretim, 950 bin adet araç ihraç etmek olduğunu açıklayan Tezer, "İlk beş aylık rakamlar gösteriyor ki, her iki hedefi de yıl yıl sonun kadar aşacağız. Geçen yıl 20 milyar dolar civarında olan ihracat geliri bu yıl 25 milyar doları aşacak. Çünkü geçen yılın sonuna doğru bir otomobil ve bir hafif ticari araç projesi olan minicargo üretime geçti. Lisans hakları da bize ait. Bunun iki boyutu var. Birincisi, önemli bir katma değerin ülkede kalmasını sağlayacak. İkinci boyutu, tasarıma ortak olan yan sanayi şirketleri başka ülkelerde üretim olursa, onların da tedarikçisi olacak. Tasarım sürecindeki ortaklık, pazarlama sürecinde de sürecek" dedi. ISO 9000 rafa kalktı, yeni hedef tasarım Üretim ve ihracatın artmasında tasarımın artık ön plana çıktığını söyleyen Tezer, "Şu anda olay üzerimize geliyor. Hedefimiz, 2012'de 2 milyon adet üretim. Bu önemli bir eşik. 2 milyon üretime ulaştığınızda İtalya, İngiltere gibi ülkelerin önünde geçiyorsunuz. Bu gelişmeyi getiren, otomotivin altyapısı. Belirli bir deneyime ulaşan şirketler artık, merkez tarafından "Kendi işini kendin yap" noktasına getirildi. Yani üretimin yanına, tasarım da eklendi. Şirketlerimizin bir numaralı hedefi artık üretim kadar, tasarımda da güçlü olmak" dedi. Otomotiv firmalarının bünyesinde 700 kişilik AR-GE ekipleri kurulmaya başladığını dile getiren Tezer, "Bu önemli bir gelişme. Geçen 10 yılda ISO 9000 belgesi alan firmaların ilanları çıkardı gazetelerde. Bundan sonra şu kadar AR-GE yaptık, şu kadar patent aldık diye şirketlerin ilanları çıkacak. Bu Türkiye için çok önemli. Çünkü ssanayileşme geçmişi çok derin olmayan bir ülkede yaşıyoruz. Bunu göz ardı etmemek lazım. Ama rakip ülkelerde 300 yıllık bir geçmişi var. Üniversite-sanayi işbirlikleri gelişiyor artık" dedi. Şirketlerde tasarım etkinlği artmasına karşın, yetişmiş insan gücünün önemli bir sorun olmaya devam ettiğini söyleyen Tezer, "Türkiye, uzun yıllar insan gücünün performansını diploma ile ölçtü. Diplomayı alan profesyonel hayata başlayabiliyordu. Oysa mühendislik gibi mesleğin diploma dışında sertifikasyona da tabii tutulmalı. Şimdi bunlar tartışılmaya başladı" diye konuştu. 2 milyon araç istihdamı ikiye katlar İş hayatında arz-talep dengesini sağlamak için 2006'da Mesleki Yeterlilik Kanunu ve ona bağlı bir kurumun kurulduğunu anımsatan Tezer, "Bu mevzuatta çırak, usta, ustabaşı gibi 5 alan öngörülüyor. Lisan ve lisansüstü bunun dışında. Sağlık ve hukuk gibi meslekler de özel statüye tabi olduğu için sertifikasyonun dışında. Mevzuata göre, belirli meslekler tanımlanacak. Bunların ulusal standardı olacak. Diyelim ki tornacı; Bunun örgün eğitimden çıkma mecburiyeti yok. Sertifikasyon önemli olacak. Sertifika, o kişinin nüfus kağıdı gibi dolaşım belgesi olacak. Standartları ise bu yıldan itibaren oluşmaya başlayacak. Bu formasyon beklentisini yansıtacak. Bugün sanayide arz-talep dengede değil. Müthiş bir işgücü arzı var. Örneğin piyasada muazzam bir kalıpçı açığı var. Ama bir türlü arz-taleple örtüşmüyor" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın da projeye destek verdiğini söyleyen Tezer, "Bakanlık, talep edildiği taktirde ders programlarına oryante edebileceğini söylüyor. Bu da otomotiv sanayiinde önemli bir düğüm noktası. Okumuş binlerce diplomalı insan var, ama beklentimle örtüşmüyor. Diploması olmak bu saatten sonra meslek değil" dedi. Otomotiv sanayiinin ise bu sorunu fabrikalarda verdiği 25-30 saatlik eğitimlerle çözmeye çalıştığını dile getiren Tezer, "Bu rakam yıllık çalışma saatinin yüzde 2'sine denk geliyor. Mesleki yeterlilik mevzuatı, fabrikalarda verilen eğitimi de sertifikaya dahil edecek. Hiç okula gitmemiş bir insan, fabrikadan aldığı sertifikasyon sayesinde belki bir mühendis seviyesine terfi edebilecek. Almanya'da var böyle sistem. Otomotiv sanayiinde bugün ana ve yan sanayiide toplam 250 bin kişilik istihdam yarattığımızı düşünüyoruz. Bu 1 milyonluk bir kapasite için. Demek ki üretim 2 milyona çıkınca bir 250 bin kişi daha gerekecek" diye konuştu. İTÜ teknoloji merkezi şirketleşti 3 yıl süren tartışmaların ardından çıkan AR-GE Yasası'nın otomotiv sanayiinde tamamlayıcı bir rol üstleneceğine belirten Tezer, yasanın uygulanabilir olması için yönetmeliğin de çıkmasının beklendiğini söyledi. AR-GE Yasası'nın üç önemli özelliği olduğunu hatırlatan Tezer, bunların rekabet öncesi işbirliği, AR-GE merkezleri ve AR-GE projesi olduğunu belirtti. Halen otomotiv firmalarının, tasarımını yaptığı araçları titreşim, gürültü, dayanıklılık, su geçirgenliği ve performansına yönelik test için yurtdışına gönderdiğine dikkat çeken Tezer, AR-GE Yasası'nın etkisi ile bu testleri yapmak üzere bir şirket kurulduğunu söyledi. İTÜ'deki otomotiv teknoloji merkezinin anonim şirket haline dönüştürüldüğünü bildiren Tezer, "Sektördeki ilk AR-GE şirketi diyebiliriz. Ortakları OSD, TAYSAD, UİB, İTÜ Vakfı. Ve bir de çok cüzi oranda şahıs hissesi var. 12 milyon dolarlık yatırımla motor, emisyon, gürültü, titreşim ve şasi dinamiğinde deneyimli bir laboratuvar haline getirildi. Kadrosu da 8-9 kişilik idari personelden oluşuyor. AR-GE için üniversite mensuplarının saat zamanlarını alıyoruz. Amacımız şirketi, kendi kaynaklarıyla ayakta duran yapıya kavuşturmak. Şirketler, ücret karşılığı hizmet alıyorlar" dedi. Bu altyapı içinde test pisti çalışmalarının da hızlandırıldığını açıklayan Tezer, "Klimatik rüzgâr tüneli ve çarpma testlerinin yapılacağı toplam 60 milyon dolar civarında bir altyapı projesi üzerinde çalışıyoruz. Yıl sonuna doğru yeni adımlar sonuçlanacak. O tesislerin kurulması, işletilmesi şirket modeliyle çözümlenecek. Kamu yatırımlarıyla desteklenecek. Sanayie ciddi boyut kazandıracak. Tasarıma ağırlık verdikçe önem kazanacak. Bunu yurtdışında yürütmek güç bir olay. İnanılmaz da maliyeti var. Bu da otomotiv sanayi için bir düğüm noktası" dedi. AR-GE Yasası'nın özellikle KOBİ'lere de ciddi kapılar açacağını ifade eden Tezer, "Bir otomobil ya da motor geliştirirken ona destek veren aksam ve parça üreticileri de konsorsiyum oluşturabilir. Ya da birkaç şirket bir araya gelip ortak AR-GE yapabilir. Kalıpçılar, plastik kalıpçılar da bir araya gelip ortak konsorsiyum kurabilirler. Türkiye'de buna ihtiyaç var" dedi. Marmara'nın lojistik haritası çıkartılıyor Otomotiv sanayiinin karşılaştığı bir diğer önemli sorunun ise lojistik planlaması olduğunu ifade eden Tezer, "Marmara Bölgesi'nde şimdi bir çalışma yürütüyoruz. Bölge, otomotiv lojistiği açısından derinlemesine incelendi. Bütün taşıma modları, karayolu, demiryolu, liman, 2 milyonluk üretim hedefi doğrultusunda gözden geçirildi. Avrupa Birliği (AB) ile kıyaslamalar yapılıyor. Ayrıntılı bir raporu kamuoyu ile paylaşacağız. Çok sayıda eksik görülüyor" dedi. Limanların hemen hiç birinin demiryolu bağlantısı olmadığını belirten Tezer, "1.5 milyonluk ihracat ve 2 milyon adetlik üretim hedefi, 2.5 -3 milyon ton mal hareketi getiriyor. Yatırım hesabına girmedik, ancak sevinilecek bir nokta, Devlet Demir Yolları'nda tali birçok demiryolu projesi olduğunu öğrendik. Bunlara da bakılacak" dedi. 300 bin araçlık otomotiv yatırımı gündemde Türkiye'nin yatırımda yeni oyuncular kazanabileceğine de dikkat çeken Tezer, yatırıma yönelik ciddi çalışan bir şirket olduğunu açıkladı. Yatırımla ilgili bilgi desteğini sağladıklarını bildiren Tezer, "Verileri paylaşıyoruz. Karar aşaması, bu yılın içinde tamamlanabilir. Önemli bir kapasite düşünülüyor. Yılda 300 bin adetlik otomobil üretimi. Dolayısıyla bizim 2 milyon adetlik üretim hedefini öne çekebilir" açıklamasında bulundu. AB'nin getirdiği ömrünü tamamlamış araç mevzuatının da sanayiinin gündeminde olduğunu söyleyen Tezer, uygulanmasına başlandığı taktirde 15-20 bin aracın tamamen trafikten çekilebileceğini ifade etti. Tezer, "Bu aslında bir hurda mevzuatı. Trafikten çekilmiş araç belirli yöntemlere göre parçalanacak. İçindeki malzemeler zararlı sıvılar depolanacak; plastikler, demirçelik, metal aksamı tasnif edilerek yeniden kullanıma götürülecek. Böylece çok az atık bırakarak hurda araçlar ortadan kaldırılacak. Bütün AB ülkelerinde yılda yaklaşık 12 milyon ton otomobil hurdası hesaplıyor. Türkiye de yılda 15-20 bin aracın trafikten çıktığını tepsi ettik. Böyle bir çalışma da sürüyor. Biz çalışmamızı tamamladık. Şimdi Çevre Bakanlığı'nın idari kapasite kurmasını bekliyoruz. Özellikle çevre için idari kapasite kurulması, eğitimli işgücü yetiştirilmesi çok gündemde. O nedenle bekliyoruz. Bu yılın sonunda yayınlanmasını bekliyoruz" açıklamasında bulundu. Ekonomik yavaşlama ve siyasi belirsizlik ekonomiyi etkiliyor Küresel kriz ve ekonomik yavaşlama ortamındaki otomotiv sanayiini değerlendirdi. İhraç pazarı olarak Avrupa'nın otomotiv sanayii için önemli olduğuna dikkat çeken Otomotiv Sanayi Derneği Genel Sekreteri Ercan Tezer, "Petrol fiyatları ile yeni bir boyut kazanan küresel krizin etkisiyle İspanya'da kamyon nakliyesi durdu. Avrupa'da da endikatif olarak protestoları görüyoruz. Bu gelişmelerin, ana pazarımız olan Avrupa'da bir talep değişikliği olup olmayacağını gözlemliyoruz. Bazı ülkelerde kırılmalar olabilir. Özellikle doymuş pazarlar olan Fransa, İtalya Almanya gibi ülkelerde, bizim ürünlerimiz için kırılmalar olabilir. Bunlar zaman içinde gelişecek. Küresel krizin etkilerine iç piyasadaki olumsuzluk da eklenince biraz daha çarpan etkisi yapacaktır" dedi. Ekonomik yavaşlama ve siyasi belirsizlik nedeni ile bugün iç piyasanın olumsuz etkilenebileceğini ifade eden Tezer, hafif ticari araçlarda talebin ertelenme noktasına geldiğini söyledi. Geçen yıllarda inşaat sektöründeki canlılık nedeni ile kamyonda talep patlaması olduğunu hatırlatan Tezer, "Şimdi inşaat sektörüne yönelik damper takılabilecek kamyonlarda önemli bir durgunluğun başladığını görüyoruz. İçinde bulunduğumuz süreç düzelirse hem ekonomide, hem kendi faaliyetlerimizde istikrarlı bir talep ortamı sağlanabilir. Biz bu yılın sonunda yüzde 15 artış bekliyorduk. Ancak siyaset, ekonomiyi her zaman etkiliyor. O nedenle bu yılın sonunda pazarın geçen yılın dolayında kalacağını tahmin ediyoruz" dedi. ERDEMİR'de kalite sorunu yaşıyoruz fiyatlar dünya standardında değil ERDEMİR'in gövde malzemesinde kalite sorunu yaşandığını bu nedenle şirketlerin yurtdışından alım yaptığını dile getiren Otomotiv Sanayi Derneği Genel Sekreteri Ercan Tezer,Tezer, "Kalite meselesi çözülürse ERDEMİR'den alınabilir. Zaman zaman ihracata ağırlık verilmesi nedeni ile sevkıyat gecikmelerinden şikayet var. Fiyat artışının da dünya ortalamasının üzerinde olduğu tespit edildi. ERDEMİR ile görüşmeler sürüyor. İhracat fiyatının üzerinde fiyat uygulaması da olabilir muhtemelen. KOBİ'ler için fiyat ciddi handikap olmaya başladı" dedi. Demir-çelik fiyat artışının bütün Avrupa'nın sorunu olarak gündeme gelmeye başladığına işaret eden Tezer, demir üretimindeki firma birleşmelerinin, tekelci faaliyet olarak Avrupa'da tartışılmaya başladığını dile getirdi. Tezer, "Demir-çelik üretimi belirli yerlerde yoğunlaştı. Bunun getirdiği fiyat baskısı Avrupa'da da ortaya çıktı" dedi. Türkiye otomotiv'de Ukrayna ve Rusya ile stratejik ortak olabilir AB'ye yeni katılan ülkelerde ciddi bir pazar beklentisi olduğuna dikkat çeken Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer, Rusya ile Ukrayna'nın ortak üretim stratejisi içinde yer alabileceğini söyledi. Türkiye'de üretilen bazı modellerin, küresel ortaklar tarafından Rusya'da üretime alınabileceğini, aksam parça tedarikinin de Türkiye'den yapılmasının söz konusu olabileceğini dile getiren Tezer, "Buna benzer stratejik ortaklık Türkiye-Romanya arasında söz konusu. Biz Türkiye'de yeni ürün üretirken, eski ürünlerin parçaları da Romanya'ya sevk edilecek. Bu da yeni bir perspektif. Bu dışa açılım, ileriki yıllarda önem kazanacak gibi görülüyor. Türkiye için de ek bir potansiyel getirecektir" dedi. Ercan Tezer'den satır başları . Bir firmanın yılda 300 bin araç üretim hedefi olan bir firmanın yatırım planı var. Bu yıl içerisinde karar verecek. . Avrupa'da sendikalar çok güçlü. Almanya'da VW ile anlaşma yaptı. Daha fazla çalışacaklar; o da dışarıya yatırım yapmayacak. . Türkiye'de üretilen bazı modellerin Rusya'da üretime alınması, parça tedarikinin Türkiye'den gönderilmesi gündemde. Benzer bir stratejik ortaklık Türkiye-Romanya arasında söz konusu. Türkiye'de yeni ürün üretirken, eski ürünlerin parçaları da Romanya'ya sevk edilecek. Bu da yeni bir perspektif. . 2008 üretim hedefi 1 milyon 300 bini aşmak. Üretimin tamamının ihracata bağlı olması karlılık açısından çok iyi değil. Yurtdışında da yoğun rekabet var. Yüzde 30 iç piyasa, yüzde 70 ihracat oranı var. Gelecek yıllarda uzun vadeli tedbirlerle yüzde 40 iç piyasa, yüzde 60 ihracat olması bekleniyor. . Bursa'da kapasite 1 milyon adete ulaşıyor. Bu nedenle Bursa'da yeni bir yatırım olanağı kalmadı. Çevre illerde bir hareketlilik var. Yerel yönetimlerin de yatırım çekmek için teşvik politikaları olmalı. . Türkiye, Avrupa'nın en büyük otobüs üreticisi. Avrupa'nın bütün otobüs ihtiyacını Türkiye karşılıyor. Buna karşın yerel yönetimler otobüs ihtiyaçlarını ihtalat yaparak karşılıyor. . Bir işveren sendikasının Marmara Bölgesi'nde önemli bir atık merkezi kurmak için hazırlık yapıyor. . 9. plan yeniliğe endeksli bir sanayi politikası öngörüyor. Ama hiç tartışılmadı. . Master plan yerine, 5'er yıllık gelişim hedefler içeren bir strateji daha doğru. . Sanayi stratejisi önemli. Ancak tek merkezden çıkmalı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın, Devlet Planlama Teşkilatı'nın bir raporu var. Bunlar birbirinden kopuk. En son TÜSİAD bir rapor sundu, ancak o da hiç tartışılmadı. . 2 milyon adetlik üretim 3 milyon tonluk mal hareteti yaratacak. Marmara Bölgesi, otomotiv lojistiği açısından derinlemesine incelendi. Limanların demiryolu ile bağlantıları yok. . İTÜ'deki otomotiv teknoloji merkez, anonim şirkete dönüştürüldü. 12 milyon dolarlık yatırımla motor, emisyon, gürültü, titreşim ve şasi dinamiğinde deneyimli bir laboratuvar oluşturuldu. . Test pisti çalışmaları hız kazandı. Klimatik rüzgâr tüneli ve çarpma testlerinin yapılabileceği toplam 60 milyon dolar civarında bir altyapı projesi üzerinde çalışmalar devam ediyor. . Siyaset ve belirsizlik ekonomiyi her zaman etkiliyor. Bu belirsizlik ortamı hafif ticari araçlarda talebi erteleme noktasına dayandı. İnşaat sektörüne yönelik damper takılabilecek kamyonlarda bile önemli bir durgunluk yaşanmaya başladı. İhraç geliri (Dolar) Toplam 10.961.531.199 (İlk 5 ay) Otomobil 3.728.395.697 (İlk 5 ay) İhracat ve üretim 2004 2005 2006 2007 Üretim 864,073 916,062 1,026,427 1,132,952 İhracat 518,595 561,078 706,402 829,879 Kaynak: OSD