”Lisanslı depoculuk için yasal altyapı tamamlandı”

POLATLI - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, lisanslı depoculuk sistemi için yasal altyapının tamamlandığını belirterek, "Bazı mali düzenlemelerin yapılması lazım. Bu yapıldıktan sonra lisanslı depoculuk ülkemizde ortaya çıkmış olacak" ifadesini kullandı. 

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Ankara İli Odalar ve Borsaları 2008 yılı İkinci Dönem Müşterek Toplantısına" katılmak üzere Polatlı Ticaret Borsasına geldi.

Hisarcıklıoğlu, borsada, açık artırma yöntemiyle yapılan buğday satış ihalesine de katılarak, 711 YTL'lik sembolik fiyattan 9 ton kırmızı anadolu sert buğdayı satın aldı.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, Polatlı Ticaret Borsasının örnek bir borsa olduğunu, yılda 300 bin ton buğdayın Borsada işlem gördüğünü belirterek yönetimi kutladı. 

Polatlı Borsasının dünyadaki modern borsalar arasında yer aldığını da kaydeden Hisarcıklıoğlu, lisanslı depoculuk ve vadeli işlemler opsiyon borsasına ilişkin düşüncelerini dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasının şu anda faaliyette bulunduğunu ancak, tarım ürünleri konusunda lisanslı depoculuk devreye girmeden, bunun gerçek anlamda hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Lisanslı depoculuğun ortaya çıkması noktasında bütün yasal altyapının bittiğini belirten Hisarcıklıoğlu, sadece bazı mali düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, bu mali düzenlemeler yapıldıktan sonra lisanslı depoculuğun Türkiye'de hayat bulacağını kaydetti. 

Gelişmiş toplumlarda bugün artık, tarım için, çiftçi için, tarıma dayalı sanayi için gerekli bütün enstrümanların tamamının Türkiye'de de yer alacağını belirten Hisarcıklıoğlu, Türk çiftçisinin böylece malını değerinden satacağını, sanayicinin de neyi, nasıl, hangi kalitede aldığını sağlıklı olarak görebileceğini anlattı. 

Oda ve Borsalar müşterek toplantısı

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve beraberindekiler daha sonra, Ankara İli Odalar ve Borsaları 2008 Yılı İkinci Dönem Müşterek Toplantısına katıldı. 

Toplantının açılışında konuşan Polatlı Ticaret Borsası Başkanı Yahya Toplu, Türkiye'de iki yıl üst üste yaşanan kuraklıktan Polatlı'nın fazlasıyla etkilendiğini, çünkü Polatlı ekonomisinin yüzde 90'ının tarıma dayalı olduğunu söyledi. 

Daha önce hükümetten, dönüm başına destek yerine, ürüne destek verilmesini istediklerini ve bu isteklerinin de uygulamaya konulduğunu anlatan Toplu, ancak bu uygulamanın "hakkaniyetle yerine getirilemediğini" savundu. 

Hububat veriminin, İç Anadolu Bölgesinde dönümde 200 kilogram olduğunu, Çukurova ve Söke ovasında ise 800 kilogramı bulduğunu belirten Toplu, İç Anadolu Bölgesinde tek ürün yetiştirilirken, diğer yerlerde çift ürün yetiştirildiğini dolayısıyla dönüm başına alınan destek priminin daha yüksek olduğunu kaydederek, bu durumu eleştirdi. 

Bölgesel tarım politikalarına acilen geçilmesini isteyen Yahya Toplu, aksi halde İç Anadolu Bölgesinde hububat ekilemeyeceğini söyledi. Toplu, lisanslı depoculuğa geçiş konusunda ise "yetkililerin zihinlerinin net olduğuna inanmadığını" ifade etti. 

Polatlı Ticaret Odası Başkanı Muzaffer Sevinçel, bölgesel krediler istediklerini, Ankara havzasında ikinci bir organize sanayi bölgesinin yer seçimini yaptıklarını, parselleme çalışmalarının ise halen devam ettiğini belirtti. Sevinçel, "İstihdama bir katkımız olursa, mutlu olacağız" dedi. 

ATB Başkanı Faik Yavuz

Ankara Ticaret Borsası (ATB) Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Faik Yavuz da, geçmişte Ankara'nın bürokrat kenti olarak nitelendirildiğini, şimdi sanayi, ticaret ve tarım şehri olma yolunda hızla ilerlediğini anlattı. 

Türkiye'deki tarım politikalarını eleştiren Yavuz, politika üretilememesinde,veri bulunmamasının belirleyici olduğunu söyledi. Havza projeleri sistemine geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Yavuz, bu yöntemle nerede, neyin üretilip, nasıl destekleneceğinin planlanabileceğini kaydetti. 

Yavuz, Ankara'da bitkisel üretimin olmadığı yerlerde organize hayvancılık bölgelerinin kurulması önerisinde bulundu. 

Tarımsal politikaların önemine de dikkati çeken Yavuz, 2005'te bir hayvancılık stratejisi projesi uygulamaya konulduğunu, ancak 3. yılında bu projeden vazgeçilerek yeni bir destekleme modeli getirildiğini anlattı. Yavuz, bu modelden de 1 ay sonra başka bir destekleme modeline geçildiğini ifade ederek, bu durumu eleştirdi. 

İzlenen politikaların sık sık değiştirilmesinin insanların, yasa yapanlara karşı güvenini yitirmesine neden olduğunu belirten Yavuz, Ankara'da sanayi, ticaret ve tarım alanlarında nelerin ön plana çıkarılarak markalaştırılabileceğine ilişkin bir çalışma yapılması gerektiğini söyledi. 

Yavuz, bu çalışmada TOBB'un öncülük yapmasını istedi. 

ASO Başkanı Nurettin Özdebir

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise Türkiye'de kural koyucular ile bu kurala uyanlar arasında yeterli diyaloğun olmadığını, diyalog kurulduğunda ise ya çok geç kalındığını ya da yanlış yollar izlendiğini söyledi. Siyasi iradenin özellikle iş dünyasının örgütleri ile sıkı diyalog içinde olması gerektiğini belirten Özdebir, son dönemlerde yaşanan gerginliklerin faturasının herkes tarafından bilindiğini, bu gerginlikler nedeniyle enerjinin lüzumsuz çekişmeler ile harcandığını dile getirdi. 

İstanbul'un canlı sosyal hayat nedeniyle bir cazibe merkezi olduğuna vurgu yapan Özdebir, Ankara'da bunun eksikliğinin hissedildiğini, herkesin bir araya gelerek Ankara'nın imajı için çalışması gerektiğini ifade etti. 

"Dayanma gücümüzün sınırına geldik"

Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Üner Karabıyık da, yaşanan ekonomik sıkıntıların çözümü için çaba sarfedilmesini isterken, dünyada yaşanan krizin Türkiye'ye etkilerinin farklı boyutlarda olduğunu anlattı. Enflasyon düşerken malların fiyatlarının yükselmesinin söz konusu olmadığını belirten Karabıyık, bu yüzden üretim ve verimliliğin artırılması gerektiğini kaydetti. 

İçinde bulunulan ortamda, firmaların sermaye yapılarının zayıfladığını belirten Karabıyık, "Dayanma gücümüzün sınırına geldik, sorunları dayanışma içinde olursak aşarız" dedi. 

Toplantıda söz alan ilçe oda ve borsa başkanları da, bölgesel olarak yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiler. Daha sonra toplantı basına kapalı olarak devam etti.