Lisanslı depoculuk Türk tarımının nefes borusu olur

Lisanslı depoculuk Türk tarımının nefes borusu olur

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ADANA - 2005 yılında yürürlüğe giren Lisanslı Depoculuk Kanunu ile ilgili son gelişmeler, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu illerindeki ticaret borsaları, ziraat odaları ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Adana Ticaret Borsası'nda (ATB) düzenlenen bir toplantıda masaya yatırıldı. Toplantının açılışında konuşan ATB Başkanı Fethi Coşkuntuncel, lisanslı depoculuk sisteminin Türk tarımının gelişimine yönelik önemli bir uygulama olduğunu söyledi. Coşkuntuncel, "Lisanslı depoculuk sistemini önemsiyoruz. Şimdi kuraklık nedeniyle gıda fiyatlarının yükselmesi ve kıtlıktan dolayı daha da önemsiyoruz. Lisanslı depoculuk, Türk tarımının nefes borusu, Türk tarımının geleceği" dedi. Sistem sayesinde ürün kalitesinin korunacağını, arz-talep dengesinin sağlanabileceğini kayıtdışılığın azalacağını dile getiren Coşkuntuncel, "Üreticilerimiz sistem sayesinde malını daha iyi değerlendirebilecek, tüccar daha kapsamlı ve sistemli bir ticaret yapabilecek ve sanayicilerimiz de stok maliyetlerini düşürebilecek" şeklinde konuştu. Arz-talep dengesi sağlar Toplantıda bir konuşma yapan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başkontrolörü Mustafa Akay ise katılımcıları lisanslı depoculuk sisteminin işleyişi konusunda bilgilendirdi. Sistemin sağlıklı bir depolama altyapısı oluşturacağını,ürün kalitesinde bozulmayı öncleyeceğini belirten Akay, "Sistem, teminat ve kredi imkanı, arz ve talep dengesi, tarım ürünleri ticaretinde kolaylık, geniş pazar alanı, fiyat istikrarına katkı, sanayiciye kaliteli ve zamanında ürün, hammadde tedariki, standart ve kaliteli ürünün teşviki ile Vadeli ve Opsiyon Borsası'na (VOB) kurumsal altyapı gibi birçok avantaj sağlıyor" dedi. Türkiye'de yaklaşık 900 bin ton civarında ürünün depolama ihtiyacı olduğunu ve varolan kapasitenin yetersiz kaldığını dile getiren Akay, "Pamuk ürününe göre Ege'de 5, Çukurova'da 4, Antalya'da 1 ve Güneydoğu'da ise 11 depoya ihtiyaç var" dedi. Tescil gelirleri üçe katlanır Akay, lisanslı depoculuk sistemi ile birlikte borsalarda tescil gelirlerinin yaklaşık 3 katına çıkacağını da vurgulayarak, "Devletin vergi gelirlerinde de artış olacak. Sistemle kayıtdışılığın önüne geçilecek. Bazı ürünlerde alım ve stoklama maliyetinden kurtulma olacak, daha doğru tarımsal veriler elde edilecek. Depolama ihtiyacı giderilecek. Ürün senedi vasıtasıyla kredi imkanı doğacak. Alternatif yatırım anacı oluşacak. Ürünün kalitesi korunacak. Ürün piyasalarında rekabetçi yapı artacak. Ürün tedarik, dağıtım ve pazarlamasında kolaylık sağlanacak. Kaliteli üretim teşvik edilecek. Özel sektör ürün ticaretinde aktif rol oynayacak. Ürün ticareti, ürün borsaları ve VOB gelişecek. Tarımsal desteklemeler daha doğru yapılacak" bilgisini verdi. Tarla söktüren kuraklık hayvancılığı da vurdu ADANA - Şiddetli kuraklığın yaşandığı Güneydoğu'da buğday, arpa ve mercimek ekili alanların önemli bir bölümü söküldü. Bölge borsası başkanları DÜNYA'ya zararın ciddi boyutlara ulaştığı bilgisini verdi. Borsa başkanları, bu sezon ürün alınamayacağını belirtirken, kuraklık dolayısıyla yeşermeyen meraların hayvancılığı da sıkıntıya soktuğunu dile getirdi. Güneydoğu'ya oranla önemli bir sorunun yaşamayan Çukurova illerinde de tedbir alınmasını isteyen borsa başkanları bölgelerinin 'pilot bölge' ilan edilerek desteklenmesi gerektiğini söyledi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin diğer bölgelere oranla bu sezon kuraklıktan daha çok etkilendiğini, bunun tarımsal ürünlerde ciddi kayıplara yol açtığını ifade eden borsa başkanları, GAP'ın bir an önce tamamlanmasını istedi. Sulama yatırımlarına önem verilmesi gerektiğinin altını çizen başkanlar, tarımda bir an önce yeniden yapılanmaya gidilmesinin artık şart olduğunu ifade etti. 'Çiftçiler hayvanlarını satıyor' Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl, kuraklığın bu yıl bölge tarımını zora soktuğunu belirterek "Güneydoğu'da kuraklık oluyordu ama bu sene çok kötü vurdu. Hububat yok, ot yok. Buğday, arpa, mercimek bitti. Bölgede meraların yeşermemesi hayvancılığı da sıkıntıya soktu. Meralarda otlama imkanını ortadan kalktığı için çiftçilerimiz hayvanlarını satmaya başladı. Hayvancılık sektörü de bitti" dedi. Zarar tespiti yapılmasını isteyen Akyıl, "GAP hayata geçmiş olsaydı kuraklıktan bu kadar etkilenmeyecektik. GAP'a sahip çıkmamız lazım, projenin bir an önce bitirilmesi gerekiyor" dedi. Kuru tarımda yüzde 100 kuraklık Şanlıurfa Ticaret Borsası Başkanı Abdülkadir Binici ise geçen yıl kuraklıktan çok fazla etkilenmeyen Güneydoğu'nun bu yıl diğer bölgelere oranla en büyük sıkıntıyı yaşayan bölge olduğunu söyledi. Bu sezon Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adıyaman'da kuru tarımda tam anlamıyla kuraklık yaşandığını belirten Binici, "Bu bölgelerde yüzde 100 kuraklık söz konusu. Kuru tarım yapılan bölgelerin tamamı bitti. Yüzde 80-85'i bölgemizde üretilen mercimeğin yüzde 80'i yok olmuş durumda. Aynı şekilde arpada da sıkıntı var. GAP'ın merkezi Şanlıurfa'da sulanabilen arazilerde buğday iyi. Pamuktan dönüş oldu. Bu alanların yüzde 80'i buğday ekili" bilgisini verdi. Atatürk Barajı'ndan 26 kilometrelik iki tünelle suyun yönünün değiştirildiğini ve Harran Ovası'na su verildiğini belirten Binici, şöyle devam etti: "Ceylanpınar, Viranşehir ve Mardin ovaları sulanmıyor. Ceylanpınar'da 500 bin dekar alan tamamen yok oldu. Yeraltı sularından, kuyulardan sulama yapılan bölgelerde çok fazla sıkıntı yaşanmıyor. Tabii suyu da tasarruflu kullanmamız lazım. Çünkü su kaynaklarımız da tükeniyor. Damla sulama sistemine geçilmesi gerekiyor. GAP'ın bitirilmesi gerekiyor. 5 yıldır bu projeye çivi çakılmadı. Hükümetin 5 yıllık eylem planında GAP'ın bitirileceğinin belirtilmesi ve kaynak arayışı bizim için bir umut. Keşke bu proje 5 yıl önce bitirilmiş olsaydı da bu sıkıntı yaşanmasaydı. Bu bölge hububat üretiminde büyük bir potansiyele sahip. Avrupa'yı, dünyayı besleyebilecek bir bölge. Ülkenin hububat ihtiyacı var, ithal ediyoruz. Dünyada hububat üretiminde sıkıntı var. Üretimi artırmanın yollarını aramamız lazım." Buğday ve mercimek kalmadı Türkiye'de üretilen kırmızı mercimeğin tamamına yakınının üretildiği Güneydoğu Anadolu'da sıkıntının had safhada olduğunu ifade eden Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Ömer Çelik, "Mercimek ve buğday hiç yok. Tamamına yakın bir bölümü söküldü. Bölgede hayvancılık da öldü" dedi. Türkiye genelinde yılda 500-600 bin ton kırmızı mercimek üretildiğini, üretimin yüzde 80-90'lık bölümünün Güneydoğu'da yapıldığını kaydeden Çelik, "Bu sene 200 bin ton alınırsa başarı. Tarımda devlet politikası yok. Çiftçiler borçlanmış, gübresini, mazotunu borca almış. Ödemede güçlük söz konusu. Bunu hükümetin düşünmesi, ciddi tedbirler alması lazım. Sulama yatırımları artırılmalı, ürün yelpazesinin genişlemesi, alternatif ürünlerin üretilmesi gerekiyor. Bölgede ne yapabiliriz, ne üretebiliriz bunun hesabı yapılmalı" şeklinde konuştu. 'Çukurova pilot bölge olsun tarıma destekler artırılsın' Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel: Küresel ısınmayla gelen kuraklık karşısında Çukurova diğer bölgelere oranla daha şanslı. Çukurova, yılda en az birkaç ürünün alınabildiği, katma değeri yüksek ürünlerin üretildiği, geniş ürün desenine sahip bir bölge. Ancak Çukurova'da dahi üreticiler maliyet artışı nedeniyle zor durumda. Buna bir de kuraklıkla gelen rekolte kaybı eklenince sorunlar daha da büyüyor. Ancak diğer bölgelerle kıyaslanınca yine de çok büyük bir sorunumuz yok. Bu anlamda, kıtlığı önleyecek, kuraklığa çare olacak tek bölge Çukurova. Bölgemizin tarımda pilot bölge olması ve üreticinin daha çok desteklenmesi gerekiyor. Konuyu Tarım Bakanlığı'na da ilettik. Yeni barajların yapılması lazım Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir ise kuraklıkla mücadele için baraj ve gölet yapımına ağırlık verilmesi gerektiğğgin söyledi. Bu yıl ciddi bir sorun yaşanmamasına karşın sıkıntının kapıda beklediğini dile getiren Özdemir "Mersin'de anormal bir sorun yok. Ekili alanların çoğu sera. Olumsuz bir şey yok. Ancak, bu durum ilerde sorunun olmayacağı anlamına gelmemeli. Sulama sorununu çözmek için barajların yapılması gerekiyor. Silifke Ovası için bir baraj çalışması var. Kayraktepe Barajı tamamlandığı zaman bölgede sulama ihtiyacına ciddi katkı sağlayacak. Diğer taraftan hükümetin havza projelerini hayata geçirmesi lazım. Hangi bölgede ne ekilecek onun tespiti iyi yapılmalı ve teşvik edilmeli" dedi.