Makarna Günü kutlamalarının merkezi bu yıl Türkiye oldu
Makarna üretim kapasitesi yıllık 3 milyon ton olan Türkiye, 1.5 milyon ton ihracat ile küresel pazarda güçlü bir konuma sahip. Dünya Makarna Günü kutlamalarının 2025 yılı ev sahibi olan Türkiye’de yatırımlar devam ederken, çözüm bekleyen sorunlar da mevcut. İç pazarda kişi başına makarna tüketimi düşük seviyede seyrederken, ihracat ise ülkelerin korumacı politikaları nedeniyle azalıyor.
Türkiye’nin önerisi üzerine 25 Ekim, her yıl Dünya Makarna Günü olarak kutlanıyor. Her yıl başka bir ülke ev sahipliği yaptığı kutlamalarda 2025 yılında görev Türkiye’nin oldu. Bu kapsamda tüm makarna dernekleri ve sektörün duayenleri 24-25 Ekim tarihlerinde TMSD ve MÜSAD işbirliği ile İstanbul’da bir araya geldi. Sektörle ilgili teknolojik gelişmeler ile sektörün geleceği üzerinde durulacak toplantılarla sektör paydaşları görüş alışverişinde bulundu.
Küresel makarna sektöründe Türkiye, üretim ve ihracatıyla ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’deki toplam 23 makarna tesisi, toplamda 50 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yıllık 3 milyon ton makarna üretim kapasitesine sahip olan Türk makarna sektörü,1.5 milyon ton ihracat ve 700 bin ton iç tüketim olmak üzere toplam 2.2 milyon ton üretim gerçekleştiriyor. Toplam 2 milyar dolarlık büyüklüğe sahip Türk makarna sektöründe yatırımlar devam ederken, çözüm bekleyen sorunlar da mevcut.
Makarna sektöründe hem yeni yatırımlar hem de kapasite artışına yönelik yatırımlar devam ediyor. Bu yatırımlar sektörün geleceğine olan güveni gösterirken ihracatta yaşanan daralma ve iç piyasada kişi başı tüketimlerin henüz istenilen orana gelmemesinden dolayı sektör yoğun çalışıyor. Ayrıca sektörün en büyük sorunlarından birinin döviz kurlarının düşük seyretmesi olduğu bildirilirken, Türk makarna sektörünün kendi makarnalık durum buğdayını kullanarak ihracat yapabilmesi için döviz kurlarının da enflasyonla paralel olması gerektiğine vurgu yapılıyor.
“Durum buğdayının gen merkeziyiz”
Makarnalık durum buğdayı üretiminde dünyanın en büyük 3’üncü üreticisinin Türkiye olduğunu bildiren Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Başkanı Aykut Göymen, “Yıllık 4 milyon tonluk bir üretimimiz var. Bu yıl 6-7 milyon ton ile Kanada birinci, İtalya ise ikinci sırada yer alıyor” dedi. Göymen, Türkiye’nin makarnalık durum buğdayında 2023 yılında 1 milyon tonun üzerinde makarnalık buğday ihraç ettiğini, 2024 yılında bu ihracatın 300 bin ton civarında gerçekleştiği ve bu yıl yaklaşık 150 bin tonluk bir buğday ihracatı söz konusu olduğu bilgisini paylaştı. Bu üretim ve ihracatta sektör paydaşları kadar Tarım Bakanlığı’nın ve Toprak Mahsuller Ofisi’nin uyguladığı yerinde politikaların önemli bir yer tutmakta olduğunu söyleyen Aykut Göymen, makarnalık durum buğdayının gen merkezi Mezopotamya Ovası olduğunu hatırlatarak, bu gidişatın ülke ekonomisinin lehine olduğunu vurguladı.
“Makarna yatırımları hem ülkemizde hem de dünyada devam ediyor”
Bu yıl yüzde 7 düşen ihracata rağmen Türk makarna sektörünün hem ihracatı hem de iç piyasada tüketimini artırmaya odaklı çalıştığına değinen Başkan Göymen, “Ülkemizde toplam makarna üretimi 3 milyon tona ulaştı. Halen makarna sektörüne yatırımlar devam ediyor. Sektörde olan firmalar kapasite yükseltirken diğer tarafta Şanlıurfa 1 ve Mardin’de 2 tane olmak üzere 3 tane yeni makarna tesisi kuruluyor. Bildiklerimizin dışında girmeye hazırlanan firmalar olduğunu da duyuyoruz” dedi. Yeni gelecek kapasiteler haricinde üretimin 3 milyon tona ulaştığını dile getiren Aykut Göymen, “Dünyada 3 milyon ton güç büyük bir güç. Türkiye dünyadaki en büyük ikinci üretici konumuna geldi. Aynı zamanda ülkemiz en büyük ikinci ihracatçı ülke. İhracat ile ilgili talep bu yıl yüzde 7 düştü. Bu yıl ihracatın 1.4 milyon tona düşeceğini düşünüyoruz. 700 bin ton da iç piyasa talebi var. Sektörümüzde toplamda 2 milyon 100 bin ton kapasite kullanım oranı var. Yani yaklaşık yüzde 75 oranında kapasite kullanım oranımız var” şeklinde konuştu.
Sektörde atıl kapasitenin dörtte bir oranında olduğunu kaydeden Aykut Göymen, “Yeni pazarlar bulmak için çok uğraşıyoruz, zaten 165 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2024 yılı ile bu yılı kıyasladığımızda ülkelerin değiştiğini görüyoruz. Bazı ülkelerin artık Türkiye’den makarna almadığını, bazı ülkelerinde alımlarını artırdığını görüyoruz. İhracat yaptığımız özellikle Afrika ülkelerinde makarna üretimi ve yatırımlar yapılmaya başlandı ve kapasite artışları gözlemliyoruz. Türkiye’nin en büyük pazarı olan Afrika kıtasında ciddi oranda makarna makinaları alınıyor. Her ülke kendi üreticisine korumaya yönelik önlemler alıyor” diye konuştu.
Türkiye, kişi başı makarna tüketimde 8’inci sırada
İç piyasada tüketimi artırmak için sektörün yoğun çalıştığını söyleyen Göymen, “İç pazar konusunda makarna tüketiminde artış var. Özellikle son 25 yılda iyi bir tüketim artışı yaşandı. Kişi başı makarna tüketimi yılda 4.5 kilogramdan 7.5 kilograma çıkmış durumda. Üretimde, ihracatta Türkiye ikinci sırada ama tüketimde sekizinci sırada. İtalya’da kişi başı tüketim 24 kilogram. Komşumuz Yunanistan 16 kilogram tüketiyor. Ülkemizdeki makarna tüketimi artırmak için sektör yoğun çalışıyor” diye konuştu.
Makarnanın sağlıklı bir ürün olarak ön plana çıkması gerektiğinin altını çizen Başkan Göymen, “Türkiye’de şuanda bizim yediğimiz tüm ürünler marka ayrımı yapmaksızın makarnalık durum buğdayından üretilmiştir. Üretilen makarnalarda sadece durum buğdayı ve su kullanılıyor. Makarnada katkı maddesi yok” şeklinde konuştu.
“Suriye’ye ihracatımızdaki sorunu çözemiyoruz”
Suriye’de eski yönetim döneminde yapılan ihracatın yüzde 10’unu dahi yapamadıklarına dikkat çeken Başkan Göymen, “Suriye’ye aylık ihracatımız 10 bin tonlarda iken şu an 500 tonun üzerine çıkamıyoruz. Bunun sebebi vergiler. Ton başına unda 20 dolar, yağda 30 dolar vergi alıyor. Makarna da vergi oranı ton başına 300 dolar gibi korkunç bir oran var” dedi. Makarnanın temel gıda maddesi olduğunu anımsatan Aykut Göymen, bu durumu bir hata olarak değerlendirdi. Yetkili makamlara ve kişilere konunun önemi anlattıklarını kaydeden Aykut Göymen, “Suriye’de bir organize sanayi bölgesi kurulmaya çalışılıyor. Üretim için Suriye’den yatırım çağrıları var. Ancak öncelikle güvenlik sorununun çözülmesi lazım” dedi.
Başkan Göymen, diğer tarafta Avrupa Birliği’nde 20 bin ton yıllık kotanın sektörün büyüklüğü yanında çok az bir miktar olduğunu, diğer tarafta ABD’de uygulanan yüzde 60’lık anti damping vergisinin de ABD’ye olan ihracatı neredeyse imkansız hale getirdiğini bildirdi.