Matbaacılık 'tehlikeli iş'ten çıkmalı

Matbaacılar Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği kapsamında kalmaktan şikayetçi. DÜNYA'yı ziyaret eden sektör yetkilileri, iş sağlığı eğitimlerinin artırılmasından yana olduklarını ancak tehlikeli iş kapsamında yer almak istemediklerini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Matbaacılık sektörü, 'Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği' kapsamında yer almaktan rahatsız. Türkiye'de 7.5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ve toplam 12 bin şirkette 150 bin kişiye istihdam yaratan sektörde artık kurşun baskı kullanılmıyor. Sektör temsilcileri, "Bilgi eksikliği nedeni ile hala kurşun kullanıldığı düşünülerek matbaacılık sektörü Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği kapsamında tutuluyor. Oysa kurşun baskı yapan makinalar şu an sadece müzelerde bulunuyor" diyor.

DÜNYA Gazetesi'nde biraraya gelen matbaacılık sektörü temsilcileri, sektörün sorunlarını ela aldı. Toplantıda, sektörün 'Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği' kapsamında olmasından duyulan rahatsızlık öne çıktı.

İstanbul Sanayi Odası Matbaa Meslek Komisyonu Başkanı ve Ekol Ofset Yönetim Kurulu Üyesi Ülkü Büyükgönenç, sektörün Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği kapsamında olması nedeniyle ağır yükler altında olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Tekstil gibi sektörler bu yönetmelikten çıkarıldı. Bu süreçte matbaacılık sektörünün de yönetmelikten çıkarılmasını istedik. Ancak baskı, sözkonusu yönetmelik kapsamında kaldı. Bunun nedeni sektörde hala kurşun kullanıldığının düşünülmesi. Bunun eksik anlamadan kaynaklandığını düşünüyoruz. Türkiye'de matbaacılık, son teknolojiyi takip eder. Sektörümüz ihracatta önemli bir yer alıyor. TİM listesinde ilk 10'a giren 3 firma bizim sektörümüzden. Kurşun kullanıldığı düşüncesi bir eksik anlamadan kaynaklanıyor. Bu yönetmelik kapsamında olmak sektörün yeni istihdamında önemli zorluklar yaratıyor."

Büyükgönenç, iş sağlığı eğitimlerine ağırlık verilmesi gerektiğini vurgulayarak "Sektörde iş sağlığı eğitimleri artırılsın, bunu destekliyoruz ama ağır ve tehlikeli işler kapsamından çıkarılmak istiyoruz" dedi.

'20 yıldır kurşun baskı görmedim'

Basın Sanayi Eğitim Vakfı Üyesi ve Akbasım Genel Müdürü Ayşe Kösebay ise "20 yıllık tecrübemize istinaden söylüyorum, sektörümüzde kurşun dizgi kullanımı söz konusu değil ve dolayısıyla kurşun buharından söz edemeyiz" dedi. Sektörde kullanılan mürekkepler ve boya incelticilerin de insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretildiğini belirten Kösebay, "Sektör AB normlarına uygun üretim yapıyor" diye konuştu.

Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Bölüm Başkanı Doç.Dr. Efe N. Gençoğlu da sektörde kurşun baskı kullanımının bulunmadığını vurguladı. Tehlikeli işlerin bir komisyon tarafından belirlendiğini anlatan Gençoğlu, sektörde solvent kullanımına dikkat çekerek, farklı baskı teknikleri açısından farklı güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini, bu önlemler alınmadığında her işin tehlikeli olduğunu anlattı.

'Sektöre ilişkin çok ciddi bir yanlış anlama var'

Ege Basım Yönetim Kurulu Başkanı, İSO Matbaa Basım Komisyonu Başkan Yardımcısı, Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Ramazan Güven, "Unuttuğumuz kurşun baskı nedeniyle ağır ve tehlikeli işler kapsamına sokulduk. Çok ciddi bir yanlış anlama var" dedi.

Yanında kurşun baskı yapan bir kumpas getiren Güven, "Bu bizim müze kısmımızda. Buraya gelirken üzerine Dünya Gazetesi Matbaacılık Toplantısı yazdırmak istedim, "En az 1.5 saat sürer" dediler. Bu dahi kurşun dizginin ne kadar eskide kaldığını anlatıyor. Ofset baskıda ise 10 dakika içinde baskıya giriyoruz. Sektörde ağır ve tehlikeli iş var. Burada bu solvent kullanılan tehlikeli işlerin istihdamı 20 bini geçmez" diye konuştu. 

'Sektöre rağmen hazırlanmış bir düzenleme'

Dünya Şirketler Grubu Başkan Vekili Erdem Top ise 7 uluslararası gazetenin  DÜNYA tarafından Türkiye'de basıldığını belirterek, "Bu gazeteleri  ilgili ülkelerden önce, en son teknoloji ile basıyoruz. Bu teknolojide kurşun kullanılması söz konusu değil. Bu yapay bir karar, arkasında gerçeklik yok. Anadolu'daki pek çok tesisi geziyoruz, matbaacı dostlarımız var, asla sektörde kurşuna rastlamadım" diye konuştu. Top, kimyasal kullanılan baskı tekniklerinin iyi tanımlanarak bu kapsamda yer almasının en doğru yol olarak görüldüğünü vurguladı. Asliye Hukuk Mahkemelerinde sektör temsilcilerinin bilirkişi olarak tayin edildiğini söyleyen Erdem Top, "Oysa bizimle ilgili bir yasada bizden görüş alınmayıp ortak akıl aranmamıştır. Sektöre rağmen hazırlanmış bir düzenleme bu. Ortak akılla hazırlanan bir kanun herkesi memnun eder" dedi.

Sektörde daha güçlü bir eğitim sağlanması için çaba gösterdiklerini anlatan Basım Sanayi Eğitim Vakfı (BASEV) Başkanı Yahya Tuncer ise sektörel eğitimler verdiklerini ve sektörden alınan bursları dağıttıklarını, bundan sonraki süreçte Vakıf tarafından iş güvenliği konusunda eğitimler verilebileceğini söyledi.

Okulların matbaacılık bölümleri kapatılıyor

Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Bölüm Başkanı Doç.Dr. Efe N. Gençoğlu, Marmara ve Gazi Üniversite'sinin Matbaa Eğitimi Bölümü'nün kapatıldığını vurgulayarak sektörün teknik eğitiminde önemli bir açık ortaya çıktığını söyledi. Gençoğlu, "İstanbul Matbaa Teknik Lisesi kapandı. Teknoloji Fakülteleri açıldı. Matbaa mühendisliği bölümü açılmadı. Lisans seviyesinde matbaacılık eğitimi yok şu anda. İki sene sonra mezun veremeyeceğiz. Bundan sonra ne olacağı meçhul. Yine yakın tarihlerde Fen Bilimleri Enstitüleri'nde Matbaa alanında yapılan Yüksek Lisans ve Doktora eğitimleri de sona erdirildi" vurgusu yaptı.

50 kadın matbaacı biraraya geldi

İstanbul Sanayi Odası Matbaa Meslek Komisyonu Başkanı Ülkü Büyükgönenç, BASEV altında kadın matbaacıların biraraya geldiğini anlattı. Bu kapsamda 50 kadın matbaacının biraraya geldiğini anlatan Büyükgönenç, "Ben 30 yıl önce sektörde çalışmaya başladığımda iki kadından biriydim. Şimdi hızla sayı artıyor" diye konuştu.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir