Merkez Bankası eski Başkanı Serdengeçti: Reform yorgunu Türkiye ev ödevini doğru yapmalı
Merkez Bankası eski Başkanı Serdengeçti: Reform yorgunu Türkiye ev ödevini doğru yapmalı
BURSA - Son 7 yılın ekonomik verilerini değerlendiren Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti, Türkiye'nin yaşadığı ekonomik sorunların yapısal reformlarla aşılabileceğini söyledi. Serdengeçti, "Reform yorgunu Türkiye ev ödevini doğru yapmalı" dedi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) şubat ayı meclis toplantısına katılan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İstikrar Enstitüsü Direktörü ve Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti, Bursa iş dünyasına Türkiye ekonomisi, global kriz beklentisi ve para politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bugünü anlamak için geçmiş dönemleri doğru değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Serdengeçti, 2001 yılında Merkez Bankası'nın bağımsızlığına kavuştuğunu ve ardından uygulanan sıkı Maliye ve para politikalarıyla enflasyonda düşüşün yaşandığını, bugünkü istikrarın kazanılmasında önemli yol kat edildiğini ifade etti. Serdengeçti son 7 yılı değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi: "Türkiye'deki 30 yıllık mahkumiyet ve istikrarsızlık 2001 yılında sona erdi. O yıllardan bu yıllara kadar bir değerlendirme yaparsak uygulanan sıkı para politikaları sonucunda faizler ve kamu borcunun düştüğünü görebiliriz. Bunun yanında özel sektör borcu yükseldi. Ancak bu normal bir gelişmedir. Risk yönetimi doğru yapıldığı takdirde özel sektörün borçlanması Türkiye açısından kötü bir gelişme değil. Bu esnada Türk parasına olan talep arttı ve dövize olan talep düştü. Türk parası bu dönemde 30 yıldan sonra ilk kez değer kazandı. Bu dönem Türkiye'nin son 30 yılda en hızlı ve istikrarlı büyüme kaydettiği yıllar." Gündem oluşturmada sıkıntı var Türkiye'nin sorunlarını cari açık, işsizlik, kamu maliyesi, reel sektör uyum sorunları, reel sektörün finansmana erişimi ve yabancı para kullanımı olduğunun da altını çizen Serdengeçti, "Ne yazık ki Türkiye reform yorgunu bir ülke. Yapısal reformlar sürecinde sorunlar var. Bir plan program kalabalığı var. Bu uzun vadeli düşünememe sorunudur. 2008 eylem planına baktığımızda hiç de tatmin edici olmadığını görüyoruz. Hangi reformun öncelikli olduğu bilinmiyor. Öte yandan seçim sürecinde yaşanan harcama popülizmi ve faiz dışı harcamalarda da sıkıntılar var. Kamu maliyesinde ciddi şeffaflık ve hesap verilebilirlik sorunları yaşanıyor. Kayıtdışı ekonomi ve vergi reformu konusunda da bir ilerleme yok. Aynı zamanda ekonomiyi gündemin birinci maddesi yapamama gibi bir de iletişim sıkıntımız var" şeklinde konuştu. 6 aydır Türkiye'nin Anayasa ile uğraştığını, Merkez Bankası'nın taşınmasını ve türbanı konuştuğunu anlatan Serdengeçti, "Rakamlara baktığımızda ise 2002-2006 yılları arasında yaşanan yüzde 7.4'lük büyümenin bu dönemde ancak yüzde 4 olduğunu görüyoruz. Bu da sanayicinin, yatırımcının tedirginliğini arttırıyor" dedi. Tüketimler kısılırken yatırımların da ertelendiğine dikkat çeken Serdengeçti, "2008 yılı bu nedenle biraz karamsar başladı. Dünya ekonomisine de baktığınızda büyümenin düştüğünü görebiliriz. Ne yapmamız gerek? Tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye içeri dönüp kendi ev ödevini en iyi şekilde yaparsa, yapısal reformları hayata geçirir, uzun vadeli plan ve programını belirlerse büyümemiz sürecektir" diye konuştu. Bekleyişler doğru yönlendirilmeli Tüm bu sorunların çözümünün yapısal reformlar yapılmasından geçtiğine dikkat çeken Serdengeçti, şöyle konuştu: "Yapısal reformlar hayata geçirildiği takdirde verimlilik, büyüme ve istihdam artarken, enflasyon ve cari açık düşecektir. Bunun yanı sıra istihdam yaratan kalıcı yabancı sermayenin gelme olasılığı artacaktır. Elimizde kalan tek kanal bekleyişler kanalıdır. Bunu da doğru kanalize ederek, dünyanın bizden beklentilerini ve bizim dış pazarlardan beklentilerimizi doğru belirleyerek bir program dahilinde hareket edersek, yani ev ödevimizi doğru yaparsak Türkiye bir sorun yaşamaz."