Mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatında hedef 6.5 milyar dolar

Ankara Sohbetleri’nin konuğu olan Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Tahsin Ata, 2019’da ihracatlarını 6.5 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Ata, orman alanlarının Finlandiya modeli ile değerlendirebileceğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YEŞİM ARDIÇ

Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı A.Tahsin Ata, 2017 yılında Türkiye’nin mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı yüzde 8.6 oranında artarak 5.1 milyar dolar seviyesine çıktığını, 2018 yılında ise yüzde 12.5 oranında artarak 5.7 milyar dolara çıktığını belirterek, “2019’da ihracatı 6.5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Ata, 2013 yılında 3.2 dolara çıkan ihracat kilogram fiyatının, 2018 yılında 2.6 dolara gerilediğine dikkat çekerek, “Kilogram fiyatının İngiltere’de 11 dolar, Meksika’da 6 dolar olması, kalite, tasarım, markalaşma açısından da farklı hedefler koymamız gerekliliğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Tahsin Ata, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak’ın sorularını yanıtladı.

Sektörün ihracat rakamlarında ciddi artış var. Nedir sebebi?

Mobilya sektöründe 2018 yılı ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14.1 oranında arttı ve 2.2 milyar dolara çıktı. En fazla ihracat Irak, Arabistan ve Almanya’ya yapıldı. Ağaç, ahşapta 2018 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 3.6 artarak 852 milyon dolara çıktı. En fazla ihracat Irak, İran ve Gürcistan’a yapıldı. Kağıt kartonda ise yüzde 13.5 oranında artışla 2.2 milyar dolara yükseldi. En fazla ihracat Irak, İngiltere ve İsrail’e yapıldı. Bu artış devam edecek. İç piyasadaki yavaşlama da dış pazarları zorlamamızda etkili oldu. Ama en küçük firmamızın dahi dışa açılma gayretini görüyor ve seviniyoruz. 2019’da toplam 6.5 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz.

Dünya pazar payı açısından bir değerlendirme yapar mısınız?

2017 yılında mobilyada 181.5 milyar dolara ulaştı toplam ihracat. Çin, Almanya, Polonya ve İtalya başı çekiyor. Biz mobilyada 17’inci sıradayız. Tabii bu pazardan en az 5 milyar dolarlık bir pay alabiliriz. Bu amaçla en büyük ithalatçı ülkeler olan ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve Kanada’nın yanı sıra Afrika ülkelerinde çalışmalarımız var. Kağıt kartonda ise dünya pazarı 161 milyar dolara ulaştı. Biz burada 1.5 milyar dolarla 25’inci sıradayız. İthalatımız 2.5 milyar dolar civarında. Burada da kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz. Ancak yabancılarla rekabet edebilmemiz, girdi maliyetlerini düşürebilmemize de bağlı. Onun için de girişimlerimiz sürüyor.

Nedir o girişimler?

Mobilya konusunda AR-GE ve tasarım çalışmalarına verilen desteğin her geçen gün artması ile ihracatçı girişimcilerimiz bu konuda hızlı bir şekilde yol katetmeye başladılar. Özellikle tasarımda yol katetmiş olan İtalya mobilyasına eşdeğer katma değerli ürünleri dünya pazarına sunmak ve ülkemizin bu konuda söz sahibi olarak geniş bir vizyonla ilerlemesini sağlamak adına çabamız büyük.

Kilogram fiyatının arttırılması için tasarım ve marka değerinin global düzeyde önem kazandığı günümüzde, OAİB olarak her yıl düzenlediğimiz Ulusal Mobilya ve Tasarım Yarışmamızın bu yıl 11’ncisini düzenliyoruz. Bu yarışma ile hem firmalarımızın hem de gençlerimizin bu konuda bilinçlenmesine ve ülkemizin bu konuda gelişimine katkıda bulunmak en büyük hedeflerimizden biri.

Tabii girdi maliyetleri derken, ormancılığı başa çıkarmamız gerekiyor. Orman potansiyelimizi tam olarak kullanabiliyor muyuz?

Model alacağımız bir ülke var mıdır? Türkiye’nin yaklaşık 23 milyon hektar olan orman alanlarının 10 milyon hektarı kullanılmıyor. Türkiye’nin ormanlarından yılda yaklaşık 1 milyar dolar gelir ediliyor. Bir o kadar ürün de yangınlarda yok oluyor. Örneğin Finlandiya. Ülkemizin orman varlığı Finlandiya’nın orman varlığı ile aynıdır. Yıllardır herkes tarafından örnek verilir ama ormanın getirisini gösteren somut bir örnektir ve Finlandiya’da ormanlarının yüzde 62’si özel şahıslara, yüzde 24’ü devlete, yüzde 9’u orman ürünleri üreten firmalara, yüzde 5’i ise muhtelif kurumlara ait. Uygulanan bu politika ile her geçen yıl odun rezervleri ve orman genişliği artıyor. Finlandiya’nın orman ve orman ürünlerinin milli gelire yıllık katkısı 30 milyar dolara, ihracata katkısı 15 milyar dolara yaklaşıyor. Ve istihdama çok büyük katkı sağlıyor. Türkiye’de ise ormanların yüzde 99’u devlete ait.

Bu yolla, bir çok sektöre de can veriliyor…

Evet çok haklısınız. Avcılık ve ormanlarda yetişen meyveler de gelir kapısı. Ve tabi ki orman ve ormana hizmet eden yan sanayi sektörleri makine, nakliye, lojistik gibi sektörler de katma değer sağlıyor. Odun kabuklarından ve artıklarından üretilen bio enerji çok önemli konuma geldi.

Ormanların reel hayata verdiği katkıların gittikçe öne çıktığı görülüyor. Bu çerçevede tüm dünyada ormanların gıda güvenliğine, istihdama, sanayiye, enerjiye, madenciliğe, suya, günlük yaşama, şehirciliğe ve diğer sektörlere katkılarına özellikle vurgu yapılmaya da başlandı.

Orman Genel Müdürlüğü’nün stratejik hedefleri de bu doğrultuda galiba?

Odun kalitesi, tohum ve meyve verimliliği yükseltilecek, sağlıklı ormanların kurulmasına yönelik bir plan var. Verimli orman alanlarının 13 milyon hektara çıkarılacağı vurgulanıyor. Endüstriyel ağaçlandırmaya uygunluğu tespit edilen toplam 165 bin hektarlık potansiyel alanda uygulama oranı yüzde 11’den yüzde 26’ya çıkarılacak. Orman varlığımız, ülke toplam alanının yüzde 30’una çıkarılacak. Toprak kaybının azaltılmasına yönelik erozyonla mücadele edilecek, mera ıslah çalışmaları geliştirilecek. Bunlar önemli. Burada da ‘Finlandiya Modeli’ örnek alınabilir. Orman köylülerine, ormana ve ağaç tarımına uygun araziler Finlandiya’da olduğu gibi 49, 69 veya 99 yıllığına kiraya verilebilir veya gelir ortaklığı yapılabilir. Ülkemizin iklimi, toprağı, suyu, doğası ve coğrafyası endüstriyel orman potansiyelinin gelişmesine uygun konumda. Ülkemizin dört bir yanında çeşitli ağaç türleri çam, kayın, köknar, sedir, meşe, akasya ve okaliptüs türü endüstriyel ormanlar kurulabilir.

Bu potansiyel değerlendirildiğinde ihtiyacımızı karşılayabilir miyiz?

Yani birkaç milyar dolarlık yatırımla, değil ihtiyacımızı karşılamak, ihracatçı konuma geliriz. Sadece hammaddede değil, endüstriyel ürünlerde de rekabet şansımız artar. Mobilyada, kağıtta da ciddi ihracat rakamlarına ulaşabiliriz.

ATIL BIRAKTIĞIMIZ ALANLAR…
AYRINTI / Ferit B. PARLAK

Sermaye, girişim ve/veya mevzuat eksikliğinden dolayı atıl bırakıp, ekonomiye kazandıramadığımız o kadar çok alan var ki…

Yaklaşık 10 yıl önce, dönemin OAİB Başkanı Ahmet Kahraman (mekanı cennet olsun) ile konuşurken dikkat çekmişti, “Unutulmamalı, Finlandiya sadece endüstriyel ormancılıkla, kişi başı gelirini 11 bin euro artırdı”…

Evet, 10 yıl sonra bugün, hala, 23 milyon hektar ormanlık alanımızın yarısını kullanmıyoruz. Kullandığımız alanın 3’te ikisini ise ekonomiye kazandıramıyoruz. Kalan bölümden ise verimsizlik nedeniyle ancak 1 milyar dolarlık gelir elde edebiliyoruz. Bizimle aynı orman alanına sahip Finlandiya, bu alandan yıllık 25 milyar dolara yakın para kazanıyor olmasından ders almıyor, sadece seyrediyoruz… Ve yatırım yapıp, 6 milyar dolarlık ihracata ulaşmış sanayicimizi de girdi maliyetinde rekabet edemediği için yeni ve büyük hedeflerden mahrum bırakıyoruz!