“Morgol gömlek” giyen Danimarka Prensi “Hamlet”e veda

Sessizce uğurladığımız Engin Cezzar öyle bir aktördü ki “Keşanlı"nın repliğini oyundan çıkarıp hayata geçirdi: İnsanlar ölür, destanlar kalır...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Aktör dediğin nedir ki? Fasulyacıyan’ın sorusunun bir yanıtı da “heybesi dolu kişidir” olmalı bence. Çünkü, heybesi boştan ne aktör olur ne de rejisör... Geçen günlerde veda ettiğimiz Engin Cezzar’ın kariyerine göz atarsanız “heybesi dolu”dan kastımın ne olduğunu kolaylıkla görürsünüz. Atak ve hareketli bir çocuk; öyle ki Teşvikiye Camisi’nin minaresine tek başına tırmanıp imama yakalanmış bacak kadarken... İşte bu haylaza annesinin zorla aldırdığı keman dersleri, yıllar sonra “Direklerarası” müzikalinde çıkıvermiş heybeden... Gerçi o kadar ileriye gitmeyelim: Robert Kolej’de, ardından Yale’de ve nihayet Actor’s Studio’da alınan eğitimin ve verdiği özgüvenin getirisiyle, Muhsin Ertuğrul’un “Hamlet’te ne oynamak istersin?” sorusuna “Hamlet, hocam” diyebilmiş bir aktör o. Sadece 24 yaşında! Tiyatromuzun efsane “Hamlet” yorumlarından biri. İzleyemediğime en çok hayıfl andıklarımdan da biri ayrıca.

Madem heybeden gidiyoruz, “Keşanlı Ali”de duralım. Bu kadar iyi eğitimli, kalburüstü bir ailenin çocuğundan “morgol gömlek giyen” Sineklidağ “kabadayısı” nasıl çıkmış olabilir? Elbette sancıyla, ama... “Engin Cezzar’ı Takdimimdir”i okursanız kolaylıkla görebileceğiniz insan sevgisinin ve gözlem yeteneğinin bunda payı az mı? Belli ki o yüzden, ABD’den sonra İstanbul’u da bırakıp askerlik için gittiği Mazmahor Köyü’nde, öğretmenlik yaptığı çocuklar için gönülden didinip uğraşması. Ya “Ayaktakımı Arasında”n Luka? Elbette hayatın eğittiği bir bilge. Biz onu kaybettik işte...

                               

Bu konularda ilginizi çekebilir