Muhakkak şikayetler vardı ki aday olma ihtiyacı hissettik

DÜNYA Ekonomi TV'ye konuk olan Deniz Ticaret Odası Başkan adayı Salih Zeki Çakır, hayal ettiği Deniz Ticaret Odası'nı anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

 
 
 
İSTANBUL - İş dünyasının ekranı DÜNYA Ekonomi TV'de yayımlanan Pusula programında Murat Erdoğan'ın sorularını cevaplayan Deniz Ticaret Odası Başkan adayı Salih Zeki Çakır, adaylığı ile ilgili yaptığı açıklamada "Muhakkak şikayetler vardır ki biz de buradayız deme ihtiyacı hissettik. Aday olarak bir beklentiye tercüman olduk" dedi.
Adaylığını açıklamadan önce nabız yoklamak ve adaylığı açıkladıktan sonra destek için kapı kapı dolaşan DTO Başkan adayı Salih Zeki Çakır, değişime öncülük etmek isteyen bir ekibin kendi imkanlarıyla aktif bir seçim kampanyası yürüttüğünü belirterek "Sektörel STK'lar başta olmak üzere sektörün ayağına giderek talepleri ve beklentileri topluyoruz.  Bir beklentiye tercüman olduğumuz için çıkışımız büyük bir takdirle karşılandı. Yeni yönetimin bir seçimle belirlenecek olması beğeni ve ilgi topladı" ifadelerini kullandı. Hayal ettikleri bir Deniz Ticaret Odası'nı yaratmak için bir adım öne çıktıklarını dile getiren Çakır, şöyle devam etti: "Deniz Ticaret Odası'nın sektörün en önemli çatısı olduğuna vurgu yaparak, kurumsal işleyişin daha etkin, aktif, sorun çözücü ve sorunların çözümünde üniversitelerden ve uzmanlardan istifade edecek bir yapıda olması gerektiğine dikkat çekiyoruz. Her şey iyi yapılıyor olsaydı bizim ortaya çıkmamıza gerek kalmazdı. Yıllardır sektörün içinde olduğumuz için odadaki eskilikler hep konuşuyordu. Yaptığımız görüşmelerde de bunları net gördük.  Muhakkak şikayetler vardır ki biz de buradayız deme ihtiyacı hissettik. Görev alacak arkadaşlarımızın da bunları bir hedef olarak alması gerekir. Odanın sektörün bütün paydaşlarıyla eşit diyalog ve kapsamlı bir çalışma içine girmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye'nin çok büyük hedefleri ve projeleri var. Dış ticaretini yüzde 90 denizyoluyla yapan bir sektörün ulaştırma stratejisinin muhakkak buna uyarlaması gerekir."  
 
'Grup şirketleri komitelere dağıtıldı'
NACE kodları ve komitelerdeki düzenlemelerle ilgili de bir açıklama yapan Çakır, komitelerdeki düzenlemelerin seçime yönelik yapıldığının çok net olduğunu belirterek "Yüzeysel olarak inkar edilse bile sektörde herkesin görebileceği bir gerçek var. Komitelerin belli bir maksatla dizayn edildiği çok açık. Mevcur yönetimlerin bir artısıdır. Maça bir sıfır öne başlamaktır. O konuda çok fazla şikayet alıyoruz. Yargı sürecini başlatmak isteyen üyelerimiz de var fakat ben buna taraf değilim. 2008 seçimlerinde benim grup firmalarım ağırlıklı olarak belirli bir komitesindeydi. Şimdi firmalarım tek tek farklı meslek komitelerine dağıtılmış durumda. Bu anlamda pek çok örneği de bize desteğini açıklayan grup firmalarda bunu gözlemledik. Bunun şık bir davranış olmadığını düşünüyoruz. Böyle bir dezavantajı üyelerimizin desteğiyle lehimize çevireceğiz" açıklamasında bulundu. 
 
'Koster projesi sektörün en gerçekçi projesidir'
 
[PAGE]
 
'Koster projesi sektörün en gerçekçi projesidir'
Koster yenileme projesinin zor günler geçiren gemi inşa sanayiye zaman kazandıracak bir proje olmanın yanında Karadeniz ve Akdeniz'de Türk koster filosunun çevreci ve modern bir dizayn ile bölgedeki varlığını büyüterek daha etkin bir şekilde  sürdürebilmesi için bir fırsat olduğunun altını çizen Çakır, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Projelerimizden en önemli başlık ve konu budur. Çünkü uygulamaya en hazır sektörün önündeki en somut ve en gerçekci projedir. Çalışmalarım içinde temel ilkem, odanın ve sektörün önündeki fırsatları gösterecek projeler üzerinden gitmektir. Sektördeki bütün paydaşlar projeler üreterek, projelerine destek aramalılar. Kuru bir teşvik, çok tanımlanmamış bir teşvik arayışı sonuç vermemektedir ve hiçbir kabul görmemektedir. Bu anlamda koster filosunun yenileme projesi, seçim sonrasında ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre oluşturulacak projeler, sektörün önünü açmaya ve potansiyelini artırmaya ve sektörün milli ekonomiye katkısını artırmaya yönelik çalışmalarımız olacak. Yeni dönemde sektördeki bütün iş kollarının sorunlarını güncellemek ve önceliklerini belirlemek açısından çalışma gruplarıyla bir yol haritası önümüze koyacağız. Üniversiteleri de sürece dahil ederek ve uzmanlık desteği vererek genelin menfaatine olan projelerin gün yüzüne çıkarılmasını sağlayacağız. Bu süreçte teşvik ve destek verilerek odamız bütün imkanlarını ortaya koyacaktır." 
 
'Piri Reis bir denizcilik üniversitesi değil'
Mevcut oda yönetiminin denizcilik eğitimine katkılarının  yadsınamayacağını fakat desteklerde adil olmadığını dile getiren Çakır, "Piri Reis Üniversitesi sektörün bir kazanımıdır. Fakat bir denizcilik üniversitesi değildir. İçinde denizcilik fakülteleri olan bir üniversitedir" dedi. Krizden sonraki çıkış sürecinde sektörün bir değil birkaç denizcilik üniversitesine ihtiyaç duyacağını ifade eden Çakır, "Bu anlamda mevcut üniversite ve ilgili fakültelerinin Deniz Ticaret Odası tarafından desteklenmesi ve imankanlarının artırılmaı yönünde bir ihmal olduğunu düşünüyoruz. Bunu da vurguluyoruz. Bizden sonraki süreçte kaynakların kullanımında eşitlik ilkesini koruyacağımıza dair beyanatlarımız var" şeklinde konuştu.
Çakır, DTO üyelerinin komitelerine sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak "Üyelermizin kimi destekledikleri önemli değil seçim günü sandığa gelerek değişim sürecine katılmalarını rica ediyoruz. Tüm üyelerimizi hiç bir bahane bulmadan seçim günü komitelerine sahip çıkarak oy vermeli. Seçimlerin de sektörün önemli bir çoğunluğunun bulunduğu Anadolu yakasında ferah bir ortamda yapılmasından yana olduğumuzu da belirtiyoruz.
 
'Sektörün dayanıklılığını artıracak destekler lazım'
Aynı zamanda İstanbul Navlun Endeksi'nin (ISTFIX) Başkanı olan Kaptan Salih Zeki Çakır, denizcilik piyasalarına dair yaptığı analizlerde "2013'te finans kurumlarının sektöre bakışı ve yaklaşımına bağlı olarak bir piyasa oluşacaktır. 2013 yılının daha iyi geçeceğine dair göstergeler var fakat bu sektörün finansal çarkını döndürecek bir gelişme olmayacaktır" yorumunu yaptı. Küçük tonaj gemi piyasasında farklı bir senaryonun olduğunu ifade eden Çakır, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Büyük tonajda çokça vurgulanan yeni gemi inşa kapasite fazlası, Karadeniz ve Akdeniz'de küçük tonajda bir avantaj olarak öne çıkıyor. Küresel kriz sonrası oldukça fazla tonaj hurdaya giderken piyasaya giren yeni gemi tonajı sınırlı kalmıştır. Arap Baharı olmasaydı küçük tonajın çok daha iyi bir durumda olacağı verilerle ortaya çıkan bir gerçek. Kısa vadede küçük tonaj armatörlerinin iyileşme süreci daha müspet bir seyir izleyeceği ve büyük tonajda sürecin daha uzun olacağı beklenmektedir.  Sektörümüzün dayanıklılığını artıracak konular için hükümet ve finans sektörleriyle iyi diyalog geliştirerek sektöre zaman kazandırmanın elzem olduğunu düşünüyorum."