MÜSİAD: Bankacılıkla sürtüşme içinde değiliz

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, özel sektörün yatırımları için yeterli finansmana kolay erişim ihtiyacı duyduğunu belirterek, bankacılıkta teminattan, projeye de kredi veren sisteme geçilmesi gerektiğini savundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, bankacılıkla bir sürtüşme içinde olmadıklarını, ancak özel sektörün yatırımları için yeterli finansmana kolay erişim ihtiyacı duyduğunu belirterek, bankacılıkta teminattan, projeye de kredi veren sisteme geçilmesi gerektiğini savundu. 

Olpak, MÜSİAD tarafından hazırlanan "2013 Türkiye Ekonomisi Raporu"nu Sütlüce'deki Genel Merkez'inde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. MÜSİAD'ın ekonomi raporlarının, Türkiye ekonomisi için sadece konjonktürel değil, aynı zamanda vizyoner bir tablo da çizdiğini söyleyne Olpak, bu çerçevede, 2013 Türkiye Ekonomisi Raporu'nun, finansman kaynağı oluşturulmasında önerileri ile finansal kaynaklara ulaşmadaki problemlere değindiğini söyledi. Raporun ana temasını oluşturan çözüm önerilerini başlıklar halinde açıklayan Olpak, ilk olarak bankacılık sistemi ve finansmana erişim konusuna değindi. 

İşletmeler neredeyse krediye ihtiyacı olmadığını ispat ettiklerinde finansmana erişebilmektedir
Bankacılığın, teminata kredi veren sistemden, projeye de kredi veren sistemi geçmesi gerektiğini belirten Olpak, çözüm süreci ve yeni teşvik sistemi ile yatırımların önemine işaret ederek, şunları söyledi: 
"Yatırımlar, Yeni Teşvik Sistemi ile yer ve sektör bazında oldukça yerinde bir yaklaşımla teşvik edilmektedir. Ancak, ulaşılmak istenen hedefler göz önüne alındığında, ilave yatırımlara ve bu yatırımların önemli bir kısmını gerçekleştirecek olan özel sektörün, yeterli finansmana, daha kolay erişmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Mevcut bankacılık sisteminde işletmeler, neredeyse krediye ihtiyacı olmadıklarını ispat ettikleri takdirde ve neredeyse, sadece teminata dayalı olarak finansmana erişebilmektedir. Bankaların da birer ticari işletme olarak zarar etmeleri istenmez. Ancak, tamamen teminata dayalı, üstelik de aşırı teminatlamayla uygulanan bir yapıda, topladığı mevduatı üzerine masraf ve karını koyarak, talep edene verme olarak çalışan sistem, piyasa ekonomisi şartlarında, büyümeye fren etkisi yapmaktadır." 
Bu noktada, yeni yapılanmaya giderek, büyümenin önünün açılmasının acilen gerekli olduğunu savunan Olpak, makul teminatlar alınarak, kaliteli ve hızlı finansmana erişimin, ülkenin önündeki en önemli gündem maddesi olduğu değerlendirmesinde bulundu. 

Kamu bankalarının amacı, özel bankalarla kar yarışı değil 
Kamu Bankalarının, mevduat bankacılığı kadar, yatırım bankacılığı faaliyetlerinin de ağırlık kazanması gerektiğini söyleyen Olpak, "Devletin asıl görevi, ticari kar elde etmek değildir. Kamu bankaları için de asıl olan, elbette zarar etmemektir, ancak, önceliği kar etmek, ya da özel sektör bankaları ile kar yarışı yapmak da değildir" dedi. Bankacılık sisteminin, proje finansmanı için teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Olpak, "Melek Yatırımcılara sermaye sağlayan işletmelerdeki uygulamadan yola çıkarak, proje finansmanının, bankacılık sistemi için, pozitif bir ayrımcılıkla teşvik edilmesi gibi uygulamalar da düşünülebilir" dedi. 

Kademeli hisse devri de gözönünde bulundurulmalı
Büyükölçekli portföy özelleştirmelerinde kademeli uygulamalardan da bahseden Olpak, "Büyük ölçekli portföy özelleştirmelerinde bildiğiniz üzere kamunun elindeki hisselerin tamamı blok yöntemle elden çıkarılmaktadır. Bunun yerine, kademeli bir hisse devri opsiyonu da göz önünde bulundurulabilir. Bu uygulamayla, kamu-özel sektör ortaklığı bir müddet daha devam etmiş olacaktır" dedi. Olpak, kamu-özel sektör işbirliklerinin ise daha fazla etkin kılınması gerektiğinin altını çizdi. 

Başbakan'a hakaret etme, kamu ve vatandaşa ait mallara zarar verilmesine karşıyız
Konuşmasında Gezi Parkı eylemlerine de değinen Olpak, çevre hassasiyeti ile mayıs ayında başlatılan eylemlerin, amacından saptırılarak, başka amaçlar uğruna provoke edildiğine şahit olduklarını söyledi. MÜSİAD olarak, farklı düşüncelerin, şiddet içermeden ve şiddetle karşılaşmadan ifade edilebilmesini savunduklarını söyleyen Olpak, şöyle devam etti. 
"Elbette, demokrasiden ve özgürlüklerden yanayız. Ancak, talepleri ifade etme özgürlüğünün, ülkenin başbakanına hakaret etme, kamu ve vatandaşa ait mallara, sosyal hayata, iş hayatının sürmesine zarar verme aşamasına getirilmesine ve gösteri terörüne de karşıyız." 

Bankacılıkla sürtüşme içinde değiliz
Soruları da yanıtlayan Olpak, bankacılık sektörüne yönelik bir soru üzerine, "Bankacılıkla bir sürtüşme içinde değiliz ancak, bankacılık da sadece teminata kredi vermekten çıkmalı. Bir miktar risk taşımalı diyoruz. Ticari hayatın doğasında risk taşımak vardır" yanıtını verdi. Olpak, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olaylara ilişkin bir başka soruya, "Geçmişte, bir tartışmayla gecelik faizin yüzde 7 bin 200'lere çıktığı Türkiye'den, gösteriler sebebi ile piyasaların beklendiği oranda etkilenmediği bir Türkiye'ye geldik" yorumunu yaptı. Olpak, bu yıl için büyümede yüzde yüzde 4, enflasyonda yüzde 6-6.5 tahmininde bulundu.