Ne yemeli nelerden uzak durmalı?

Kışı ortalama 10 derece olarak, yazı ise 28 derece olarak düşünün (ki bu sıcaklıkların altı ve üstü de söz konusudur) aslında su bazlı bir sistemde gram başına 18 kalorilik bir fark ortaya çıkar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YAVUZ DİZDAR

Beslenme mevsime göre özellik gösterir mi?

Mevsimler bizim algıladığımız sıcaklık gibi hava koşullarının ötesinde etki gösterir, bunu aslında doğada da izleriz. Renkle ilgili kavram yaz güneşini gerektirir, ancak güneş sayesinde yapılabilen likopen gibi maddelerin de vücudumuza alınmasını sağlar. Bu durumu yumurtanın sarısında da izleyebiliriz, yumurtanın sarısı yaz aylarında ve sonbahara doğru koyulaşırken, kış ve ilkbahar aylarında açılma eğilimindedir. Dolaysıyla yaz güneşe bağlı kaynakları sunar. Biz bunun bir kısmını taze tüketirken, kış için gerekenleri de salça, konserve haline getirip depolarız. Dolayısıyla “peynir-domates-karpuz” mantığı beslenmek açısından yeterli görünmektedir.

Yazla birlikte vücudumuzda nasıl bir metabolizma değişikliği olur?

İnsanlar sıcak kanlı canlılardır, biyolojik sistemin sürdürülebilmesi için yaklaşık 36.5 dereceyi mümkün kılan bir enerji harcanır. Kışın, havanın soğuk olması bu nedenle ek kalori gereksinimi doğurur. Şöyle düşünebiliriz, kışı ortalama 10 derece olarak, yazı ise 28 derece olarak düşünün (ki bu sıcaklıkların altı ve üstü de söz konusudur) aslında su bazlı bir sistemde gram başına 18 kalorilik bir fark ortaya çıkar. Bu ciddi bir farktır ve yazın alınması gereken kalorinin düşürülmesi gerektiği sonucuna götürür. Biz yeşillik, zeytinyağlılar, soğuk içecekler tüketerek bunu pratik olarak bir yere kadar gerçekleştiririz. Ancak metabolizmayı yükseltebilecek yiyeceklerden de uzak durulmalıdır.

Metabolizmayı yükseltebilecek besinlerden kasıt nedir?

Proteinden zengin gıdalar metabolizmayı genel olarak yükseltir, bu zaten protein ağırlıklı diyetlerin de bir etki mekanizmasıdır. Ama benzer özellikler baharatlar için de geçerlidir. Yani bu durumda yazın et ve baharat tüketimini azaltmak, beden üzerindeki metabolik yükü de azaltacaktır. Benzer durum toplam alınan kalorinin kısıtlanması açından da geçerlidir, yağlı yemekten kaçınılması gerekir. Yağ tüketilecekse de bu tereyağ ya da tohum yağı değil, meyve yağı, yani zeytinyağı olmalıdır.

Aşırı sıcağa bağlı sıvı kaybının etkisi nasıl giderilir?

Sıcak elbette terleyerek dengelenmeye çalışılır, ama terlemek sadece su kaybı değildir, ister istemez elektrolit kaybını da beraberinde getirir. Biz günlük konuşmada her ne kadar “tuz kaybı” olarak adlandırsak da, eser element olarak kabul edilenler de dahil tuz dengesi bozulur. Hele hele seyahat vb. nedenlerle “su içmeyeyim” gibi bir düşünce varsa, sodyum kaybı belleği etkiler hale bile gelebilir. Kaybedilen toplam tuzun bizim sofra tuzu olarak adlandırdığımız sodyum klorürle yerine konması mümkün olmaz. Kaya ya da deniz tuzu alınması gerekir, bir diğer seçenek de maden suyu içmek ya da ayran, cacık gibi içecekleri doğrudan maden suyuyla hazırlamaktır. Aynı şey taze meyve suyu gibi içecekler için de söz konusudur, tuzun vücuda geçişi şeker varlığında kolaylaşmaktadır.

Özellikle serinlemeyi sağlayacak bir beslenme biçimi var mıdır?

Taze nane yapraklarıyla zenginleştirilmiş limonata, evde hazırlanmış gerçek soğuk çay gibi seçenekler metabolizmanın yükünü alır. Bunun nedeni içeceğin soğuk olması değil, biyolojik bileşimidir. Ancak aynı şey hafif bile olsa, alkollü içecekler için geçerli değildir, özellikle günün sıcak saatlerinde serinlemek amacıyla alkollü içecek tüketilmemelidir. Alkol idrarla sıvı kaybını alındığı miktardan daha fazla artırır, damarların genişlemesi nedeniyle ciltten olan kayıp da ister istemez buna eklenir.

Bu konularda ilginizi çekebilir