Not indirimi reel sektörü 'tarihi açık'la yakaladı
S&P'un not artırımının aksine Türkiye'nin görünümünü 'pozitif'ten 'durağan'a çevirmesi, reel sektörün döviz açığının tarihi tepe noktaya ulaşması nedeniyle sermaye girişlerinin her zamankinden çok daha kritik önemde olduğu bir döneme denk geldi.
Naki BAKIR
ANKARA - Kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poor's'un (S & P), beklenen not artırımının aksine Türkiye'nin görünümünü "pozitif"ten "durağan"a çevirmesi, reel sektörün döviz açığının tarihi tepe noktaya ulaşması nedeniyle sermaye girişlerinin her zamankinden çok daha kritik önem kazandığı bir döneme denk geldi.
S&P'nin not indirim kararı sermaye hareketlerini olumsuz etkileyebileceği için Türkiye ekonomisine tehdit oluştururken, Merkez Bankası'nın açıkladığı veriler ise finansal kesim dışındaki firmaların döviz pozisyon açığının 2011 sonu itibariyle 122.7 milyar dolara ulaştığını ortaya koydu. Şirketler kesiminin son yıllarda rekor hızla büyüyen döviz pozisyon açığı, 2011 itibariyle Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 16'sı düzeyinde bir büyüklüğe ulaştı.
Varlıklar azaldı, yükümlülükler hızla arttı
DÜNYA'nın Merkez Bankası verilerinden yaptığı belirlemelere göre finansal kesim dışındaki firmaların (reel sektör) döviz mevduatı ve menkul kıymetler ile ihracat alacakları ve yurt dışındaki doğrudan yatırımlarından oluşan "döviz varlıkları" ile dövize dayalı kredi borçları ve ithalat borçlarından oluşan "döviz yükümlülükleri" arasındaki makas, 2011'de daha da açıldı. Geçen yıl döviz varlıkları yüzde 5.4 oranında 4 milyar 882 milyon dolar azalarak 85 milyar 91 milyon dolara düşerken, yükümlülükler yüzde 13.2 oranındaki 24 milyar 238 milyon dolarlık artışla 207 milyar 745 milyon dolara ulaştı. Bunun sonucunda reel sektörün "net" döviz pozisyon açığı önceki yıla göre yüzde 31.1 oranında net 29 milyar 120 milyon dolar artarak 122 milyar 654 milyon dolarla rekor bir düzeye ulaştı.
Firmaların döviz mevduatlarında çözülme
Reel sektör firmalarının varlıklarındaki azalma mevduat ve menkul kıymetlerinden kaynaklandı. Yurt içi ve yurt dışı bankalardaki döviz mevduatları geçen yıl yüzde 12 oranında 7 milyar 478 milyon dolarlık net azalışla 54 milyar 673 milyon dolara, menkul kıymetleri de yüzde 27.8 oranında 358.5 milyon dolar azalarak 1 milyar doların altına indi. Buna karşılık yurt dışındaki doğrudan sermaye yatırımları yüzde 13.4 artışla 18 milyar 13 milyon, ihracat alacakları yüzde 7.8 artışla 11 milyar 475 milyon dolara yükseldi.
Kredi borçlarında net 21.9 milyar dolarlık artış
2011 sonu itibariyle 200 milyar doları aşan şirketler kesimi yükümlülüklerinin 187 milyar 267 milyon dolarlık bölümü, nakdi döviz kredilerinden oluştu. Geçen yıl yüzde 13.2 oranında net 21 milyar 854 milyon dolar büyüyen söz konusu kredilerin 102 milyar 251 milyon dolarını yurt içi, 92 milyar 607 milyon dolarını ise yurt dışından kullanılan döviz kredileri oluşturdu. 2011 yılında firmaların yurt içindeki banka ve finans kurumlarından kullandıkları kredi hacmi yüzde 24.8 oranında net 20 milyar 351 milyon dolar büyürken, yurt dışından sağladıkları kredilerin hacmi sadece yüzde 1.8 oranında net 1 milyar 503 milyon dolar arttı. Finans kesimi dışındaki firmaların ithalat borçları da geçen yıl yüzde 13.2 oranında 2 milyar 384 milyon dolar büyüyerek 20 milyar 478 milyon dolar oldu.
Açık, 8 yılda 6'ya katlandı
Türkiye'nin uluslar arası finans sistemine tam entegrasyon süreci olan 2003-2011 döneminde reel sektörün döviz varlıkları yüzde 182 oranında 54.9 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 310 oranında 157.1 milyar dolar arttı. Reel sektörün döviz pozisyon açık açığı, 8 yılda 5 kat arttı. Başka deyişle açık, 2003'tekinin altı katı bir büyüklüğe ulaştı.
2003 yılında bu kesimin varlıkları 30.2 milyar, yükümlülükleri 50.7 milyar dolar, açıkları da 20.5 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Özellikle, AB ile müzakere yolunun açılmasının ardından artan borçlanma imkanları sonucu 2006'dan itibaren hızla büyümeye geçen döviz pozisyon açığı anılan yıl 38.2 milyar, 2007'de 64.3 milyar, 2008'de 81.8 milyar dolara yükseldi. Kriz yılı olan 2009'da yükümlülüklerdeki hızlı küçülmenin etkisiyle 74.6 milyar dolara gerileyen açık, krizden çıkışla birlikte eski seyrine yeniden kavuştu ve 2010'da 94.5 milyar dolar oldu.
Açıktaki büyüme 2011'de ivme kazandı. Geçen yılın eylül ayı sonunda 128.8 milyar dolara kadar yükselen reel kesimin döviz pozisyon açığı, son çeyrekte ise varlıklarda artış, yükümlülüklerde azalışa bağlı olarak net 6.2 milyar dolar küçüldü. Ancak, bu gerilemeye rağmen reel sektörün döviz açığı 2011 sonu itibariyle 122.7 milyar dolarla kritik bir düzeyde oluştu ve tüm yılların rekorunu kırdı.