Otomobil vergisinde Avrupa ikincisiyiz
Yeni otomobil satışına uygulanan toplam vergi yükünde Avrupa'da ikinci olduk
İSTANBUL - Otomotiv Distribütörleri Derneğinin (ODD), "Otomotiv Ticaretinde Yol Haritası, Gelecek 10 Yıl" başlıklı çalışmasına göre, Türkiye'de yeni otomobil satışına uygulanan toplam vergi yükü, Danimarka'dan sonra Avrupa'da ikinci en yüksek oran oldu.
Prof. Dr. İ. Yılmaz Aslan, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Prof. Dr. İbrahim Kırcova, Prof. Dr. Şükrü Kızılot, Prof. Dr. Metin Taş, Doç. Dr. Galip Altınay, Doç. Dr. Ahmet Mete Çilingirtürk, Doç. Dr. Ercan Gegez, Doç. Dr. Adem Şahin, Yard. Doç. Dr. Burcu Onat, Yard. Doç. Dr. Nükhet Sivri, Yard. Doç. Dr. Ülkü Şahin, Dr. Turgut Ün, Avukat Fatma Eceaslan tarafından hazırlanan çalışmada, "önümüzdeki 10 yıllık perspektifte otomotiv ticaretinin yol haritası, potansiyel, fırsatlar, çözüm ve öneriler" ele alındı.
Çalışmaya göre, Türkiye'de yeni otomobil satışına uygulanan toplam vergi yükü, Danimarka'dan sonra Avrupa'da ikinci en yüksek oran oldu. Satınalma gücü paritesine göre, Danimarka'nın 2007 yılı kişi başına milli geliri 35 bin 961 dolar ve Türkiye'nin 2007 kişi başına milli geliri 12 bin 74 dolar olduğu göz önüne alındığında, kişi başına gelire oranla Avrupa'da "en yüksek" vergi yükü Türkiye'de bulunuyor.
16 Mart-15 Haziran 2009 arasında ÖTV oranının geçici olarak yüzde 37'den yüzde 18'e indirilmesiyle, en düşük gruptaki toplam vergi yükü yüzde 61,7'den yüzde 39,2'ye inerek, otomobil fiyatları ortalama yüzde 13,9 ucuzladı.
16 Haziran-30 Eylül 2009 tarihleri arasında ÖTV oranı yüzde 27 olarak belirlenirken, otomobil fiyatlarında vergi indiriminden kaynaklanan ucuzluk etkisi satış rakamlarına yansıdı. 2009 Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları toplam otomobil satışları, önceki yılın aynı aylardaki toplam satışlarına göre yüzde 30 arttı.
Çalışmaya göre, 2009 yılının ilk yarısındaki ekonomik durgunluğa rağmen bu sonuçlara ulaşılması, vergi indirimi uygulamasından önce tahmin edilen esneklik katsayılarının doğruluğunu ortaya koyuyor.
ÖTV oranının yüzde 27 olarak devam ettirilmesi durumunda, en düşük gruptaki toplam vergi yükü yüzde 61,7'den yüzde 50'ye inerken, otomobil fiyatları, ortalama yüzde 7,3 ucuzluyor.
KDV'nin diğer bazı ürünlerde olduğu gibi yüzde 8'e indirilmesi, yeni otomobil satışları üzerinden alınan yüzde 37 ÖTV'ye ek olarak bu değer üzerinden yüzde 8 KDV alındığında, toplam vergi yükü yüzde 48 olacak. Toplam vergi yükünün yüzde 61,7'den yüzde 48'e düşmesi, reel otomobil fiyatlarının yüzde 8,5 ucuzlamasına neden olacak.
Akaryakıttan elde edilen ÖTV
Türkiye'de elde edilen toplam vergi hasılatının yaklaşık üçte birini, doğrudan veya dolaylı biçimde otomotiv sektörü sağlıyor. Türkiye'de otomotiv sektöründen doğrudan veya dolaylı biçimde alınan vergiler şöyle:
"Motorlu Taşıtlar vergisi, motorlu taşıt satışı üzerinden alınan ÖTV ve KDV, otomotiv sektöründe üretim yapan firmaların karları üzerinden alınan Kurumlar Vergisi ve kar dağıtımı üzerinden alınan Gelir Vergisi stopajı, otomotiv sektöründe iş yapan yan sanayide üretim yapan firmaların karlarından alınan Gelir ve Kurumlar Vergisi, oto yedek parça alım satımı yapan kişi veya firmalardan tamir, bakım ve onarım yapan kişi veya firmalardan alınan Gelir veya Kurumlar Vergisi ve KDV, otomotiv sanayi ve yan sanayinde çalışan işçi ve yöneticilerin gelirleri üzerinden alınan Gelir Vergisi, otomotiv satışıyla uğraşan distribütör, bayi ve acentelerin karlarından alınan Gelir ve Kurumlar Vergisi, otomotiv satışıyla uğraşan distribütör, bayi ve acentelerin çalıştırdıkları işçi ve yöneticilerin gelirleri üzerinden alınan Gelir Vergisi, akaryakıt, yağ ve bunun gibi ürünlerin satışı üzerinden alınan ÖTV, KDV ile bu sektörde alım satım yapan kişi veya kurumların kazançlarından alınan Gelir ve Kurumlar Vergisi ile bu sektörlerde çalışan işçi ve yöneticilerin gelirleri üzerinden alınan Gelir Vergisi, ikinci el motorlu araç alım satımı için noterde yapılan işlemler üzerinden alınan harçlar."
Çalışmaya göre, Türkiye'de sadece akaryakıt satışından elde edilen ÖTV, sayısı 700 bine yaklaşmış Kurumlar Vergisi mükellefinin ödediği toplam verginin yaklaşık 2 katından fazla.
Değerlendirme ve öneriler
Çalışmada yer verilen değerlendirme ve önerilere göre, Türkiye'de otomobil talebini etkileyen temel iki faktör, tüketici gelirindeki artış ve otomobil fiyatları olurken, önümüzdeki yıllarda gelire bağlı talep artışı Türkiye'nin ekonomik gelişmesine paralellik gösterecek.
Lokomotif sektör olarak tanımlanan, yatırım ve istihdam olanaklarıyla Türkiye'nin gelişmesine önemli katkı sağlayan bu sektörün gelişmesini hızlandırmak, otomobil fiyatlarının aşağı çekilmesiyle mümkün olacak.
Reel otomobil fiyatları, uluslararası koşullardan kaynaklanan rekabet, girdi fiyatları ve benzer etkiler dikkate alınarak belirlenirken, Türkiye'de otomobil fiyatlarının yüksek oluşunun temel nedeni yüksek vergi oranları oluyor.
Hurda piyasasına bağlı olarak hurda teşvikinin çıkarılması, katma değer yaratacak. Hurda piyasasının kurulması konusunda önerilen modelin geliştirilmesi ve kamuoyuna sunulması gerekiyor.
Otomobil piyasasının gelişmesi, toplam satışların 1 milyon üzerinde gerçekleşmesi, ticaretin organizasyonuyla ilgili olarak yatırım ve istihdam artışı sağlayacak. Servis ve satış organizasyonunun, 1 milyon üzerinde araç satışına yönelik olarak düzenlenmesi, yeni satış sonrası hizmet istasyonlarıyla satış noktalarının oluşturulmasıyla ilgili olarak yeni yatırımların yapılmasını sağlayacak ve ek istihdam olanakları da yaratılacak.
Sektörün daralmasının yaratacağı işsizlik sigortası ve eksik çalışma ödeneği ödemeleri dikkate alındığında, otomotiv sektöründe talep sorununun çözülmesinin önemi ortaya çıkıyor.