”Özel sektör krize karşı aşılı”

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Küçük, Türk özel sektörünün krize karşı "adeta aşılanmış" olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, Türk özel sektörünün son derece dinamik ve krizlere karşı adeta aşılanmış olduğunu belirterek, "Ülkemizin geleceği de üretimde, sanayide ortaya koyacağı performansa bağlıdır" dedi.

İSO haziran ayı meclis toplantısında konuşan Küçük, nisan ayı ile birlikte sanayi üretimindeki kesintisiz küçülmede 9. ayın geride bırakıldığını, ancak olumlu bir gelişme olarak küçülme oranlarının giderek azaldığını ifade etti.

Mart ve nisan ayında küçülme oranındaki düşüşün azalmaya başladığını belirten Küçük, mayıs ayı ve sonrasında düşüş oranlarının daha da azalacağı beklentisi taşıdıklarını, istihdamda ise durumun oldukça olumsuz olduğunu anlattı.

İlk çeyreğin zorluğuna karşılık, yılın ikinci çeyreği itibariyle en azından üretimde, kötü gidişte hız kesmenin başladığına işaret eden Küçük, "Ancak, bu hız kesme ve nispi toparlanma eğilimi, oldukça kırılgan ve geri dönüşlere açık görünüyor. Şimdi, önümüzdeki mesele, iyileşme ivmesini hızlandırmak, toparlanma eğilimini istikrarlı hale getirebilmektir" diye konuştu.

Küçük, hükümetin açıkladığı yeni teşvik ve istihdam paketine de değindiği konuşmasında, paketin, genel çerçeve itibarıyla, kendi önerileri ile örtüştüğünü, ancak büyük ölçekli yatırımların bölge ve sektör farkı gözetilmeden desteklenmemesi, enerji konusunda bir destek unsurunun bulunmaması, teşviklerden yararlanmak için 2010 yılına kadar yatırıma başlama zorunluluğu getirilmesi gibi eksik tarafları da bulunduğunu kaydetti.

İstanbul'un 1. bölge içinde yer alması nedeniyle, yeni yatırımlara getirilen teşviklerden en az derecede yararlanacak olmasına ilişkin olarak ise Küçük, "İSO olarak, sanayimizin büyük bölümünü oluşturan ve krizin olumsuz etkilerini şiddetle hisseden İstanbullu sanayicilerimizin mağduriyetini telafi edecek, ilave uygulamaların yer almamasını önemli bir eksiklik olarak değerlendirmekteyiz" değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan, paketin yarattığı olumlu psikolojik etkinin, ekonomiyi de olumlu etkileyeceğini dile getiren Küçük, getirilen teşviklerin çoğunun ekonomiye geri dönüşlerinin zaman alacak türden olduğunu, ekonomide filizlenmek üzere olan iyiye gidiş ivmesini hızlandırabilmek için doğrudan krizle mücadeleye yönelik önlemlere ağırlık verilmesi gerektiğini ifade etti.

İlave destekler gündeme gelmeli

Küçük, krize karşı mücadelede kısa vadede sonuç almak için iç pazarı harekete geçirecek önlemlerin önemine işaret ederek, ÖTV ve KDV indirimlerinin yarattığı olumlu gelişmeler çerçevesinde, indirimlerin tüm sektörlere yayılarak devam ettirilmesini istediklerini, hükümetin ise vergi indirimini daraltarak devam kararı aldığını kaydetti.

İSO Başkanı Küçük, "Ancak, ikinci aşamada, indirim oranlarının çok düşük tutulması özellikle otomotiv sektörümüzde, ilk dönemdeki cazip uygulamanın rüzgarıyla yükselen satış ivmesinde yeniden düşüşler yaşanmasına yol açmıştır. Otomotiv gibi, üretimde ağırlığı yüksek sektörlerimiz öncelikli olmak üzere, iç satışları artırmaya yönelik ilave destekler mutlaka gündeme gelmelidir" diye konuştu.

"İstihdam ve üretimi koruma mücadelesi"

"Kriz varsa, çare de var" kampanyasına da değinen Küçük, hükümetten de dar gelir grupları için ilave harcama potansiyelleri yaratılarak kampanyaya destek verilmesini beklediklerini aktardı.

Sanayi için orta ve uzun vadede en önemli hedefi, katma değeri yüksek bir üretim yapısına geçiş olarak gördüklerini vurgulayan Küçük, bu kapsamda, bu sene "İSO inovasyon ödülleri" uygulamasını başlattıklarını kaydetti.

Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türk özel sektörü son derece dinamiktir, krizlere karşı adeta aşılanmıştır. Küçük, büyük pek çok krizin içinden çıkıp gelmektedir. Türkiye'nin bugün geldiği noktaya ulaşmasında en büyük katkı sanayiden gelmiştir. Ülkemizin geleceği de üretimde, sanayide ortaya koyacağı performansa bağlıdır. Sanayiciler olarak, geçmişteki katkımızdan gurur duyuyor ve gelecekte daha da iyisini başarmak istiyoruz. Bizler, kriz karşısında ayakta kalma, üretim ve istihdamımızı koruma mücadelesini sonuna kadar devam ettireceğiz. Beklentimiz hükümetimiz ve ekonomi yönetiminin bu mücadelemize desteğini artırarak sürdürmesidir."