Özince: Hazine ve MB piyasaya fazla hakim değil
Özince: Hazine ve MB piyasaya fazla hakim değil
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, piyasalardaki yabancı yatırımcılarla ilgili istikrar ortamını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, Türkiye'de ekonominin baş aktörleri olan Hazine ve Merkez Bankası'nın (MB) para ve sermaye piyasalarında fazla bir hakimiyeti olmadığını düşündüğünü söyledi. İş Bankası'nın çocuklara yönelik kitap kampanyasının tanıtım toplantısı sonrasında,"Özellikle son zamanlarda yabancıların çok fazla gecelik piyasada durduğu ve buradaki yatırım miktarının 10-15 milyar dolarlara geldiği söyleniyor, çünkü dövizde bir hareket yok, dövize geçmiyorlar... Önümüzde bir beklenti mi var, bunlar çıkacaklar mı, yoksa temmuzdaki yüklü itfa öncesi faizleri bilerek yukarı mı çıkarmak istiyorlar?" sorularını şöyle yanıtladı: "Zaten cari açık finansman kompozisyonuna da baktığımızda yabancı yatırımcıların yani yurtdışı fonların özellikle portföy yatırımcıları yönünden terse döndüğünü görmeye başladık, yani negatif. Artık portföy yatırımcısında özellikle kısa vadeli tercihler açısından biraz daha kısa vadeye yoğunlaşma ve azalma eğilimi var, yani söylediğiniz tespit doğrudur." Özince, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin bir şekilde yabancı yatırımcıyla ilgili istikrarı sağlayacak mevzuat ortamını düzenlemesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuç; bugün Türkiye'deki para ve sermaye piyasasında bizlerin, hatta Türk Merkez Bankası ve Hazine'sinin, Türk ekonomisi baş aktörlerinin büyük ölçüde bir hakimiyeti olduğunu düşünmüyorum." Günlük hareket üzerinde durmuyorum Özince, faizlerdeki yükselmenin beklentileri dahilinde olduğunu, ancak bunun sürekli ve artarak devam edeceği kanaatini taşımadığını söyledi. Siyasi belirsizlik ve artan enflasyon kaygıları ile tahvil/bono piyasasında gösterge kıymetin bileşik faizi dün işlem bazında yüzde 22.54 ile Ekim 2006'dan bu yana en yüksek seviyesini gördü. Özince, faizdeki yükselişle ilgili olarak, "Ben günlük hareket üzerinde durmuyorum, yükselebilir faizler. Faizin yükselebileceği düşüncesini çok önceden paylaşmıştım ve zaten bu nedenle konut kredisinin ucuz olduğunu söyler dururdum" dedi ve şöyle devam etti: "Hem dünyadaki trend, hem de ülkemizdeki gelişmeler ne yazık ki en çok da kamu borçlanmasının maliyetini artıran faiz yükselmesini gündeme getiriyor. İyi bir şey değil; ancak ekonomik ve siyasi istikrara ağırlık vererek bu olumsuzluluğu aşabiliriz, ama yükselmenin sürekli olacağı ve artarak devam edeceği kanaatini taşımıyorum. En azından bankacılık sektöründe ve İş Bankası özelinde böyle bir beklentimiz yok. Belki likidite konusunda böyle bir hassasiyeti olanlar vardır ama bizim böyle bir düşüncemiz yok." Enflasyonla mücadele sürmeli Enflasyon hedeflerinin yukarı çekilmesini de "gerçeği kabul etmek" olarak yorumlayan Özince, Türkiye'nin enflasyonla mücadeleye gücünün yettiğini ve bir zamanlar Maastricht kriterlerini yakalamakla övünüldüğünü hatırlatarak, bundan vazgeçilmemesi gerektiğini vurguladı. Özince, "Hedef yukarıya doğru revize edildiği gibi ümit ediyorum aşağı yönde de revize edilmeye başlar, yoksa çok kötü etkileneceğiz, özellikle ücretli kesim bundan çok kötü etkilenecek" diye konuştu. Özince, enflasyonun, tansiyon gibi kötü bir şey olduğunu belirterek, "Bunun az yükseği, çok yükseği olmaz. Bu konuda taviz verilmeden devam edilmesi lazım" dedi. Son birkaç gündür Anadolu'nun birkaç şehrine gittiğini anlatan Özince, konuştukları insanların hep enflasyonun bir miktar yüksek olmasına göz yumulup, ekonominin rahatlatılmasının daha yerinde olup olmayacağı sorusunu sorduklarını belirterek, şöyle devam etti; ''Bu aynen şuna benziyor. 'Biz biraz daha fazla yesek, şişmanlasak acaba daha gürbüz ve daha sağlıklı mı oluruz?'. Hayır, hiç ilgisi yok. Enflasyon, tansiyon gibi birşey. Bunun az yükseği, çok yükseği olmaz. Yüksek oldu mu, yüksektir." ''Enflasyon hedeflemesi şaşmış, faiz yükseliyor, siyasi belirsizlik var. Böyle bir ortamda kriz değil ama ona benzer bir olumsuzluk söz konusu olur mu?'' sorusu üzerine ise Özince, ''Kriz olması hiç önemli değil. Ama bizi bir tembelliğe ve ilkesizliğe itmesinden endişe ederim'' İş Bankası Genel Müdürü Özince, yatırımcılara ne önerdiği sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Ne önerebilirim? Böyle güzel faiz... Harika. Ama çocuklara ne önereceğiz onu bilemiyoruz. Kitap önerdik de, böyle giderse ikincisini almaya borç ödemeye güçleri yetmeyecek. Kumbaraya koymaya para kalmayacak. Paralar faiz bütçesine gidecek. Çocuk yapacağız. Ama ne yazık ki. Borçlu çocuklar yapacağız" dedi. 1 milyon karneye 1 milyon kitap İş Bankası, 2007-2008 öğretim yılı sona ererken çocukların tatil sevincine "Karneni Göster Kitabını Al" başlıklı anlamlı bir kampanya ile ortak oluyor. Kampanya ile öğretim yılının sona erdiği 13 Haziran 2008 tarihinden itibaren Türkiye ve KKTC'deki herhangi bir İş Bankası şubesine karnesini getiren 1 milyon ilköğretim öğrencisine karnesindeki notlara bakılmaksızın Lewis Carroll'un "Alice Harikalar Diyarında" adlı kitabı armağan edilecek. Kampanyanın tanıtım toplantısında konuşan İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye'nin dünyada en fazla çocuk nüfus yoğunluğuna sahip ülkelerden biri olmasının çocukların gelişimi için gerekli imkanların yaratılmasını zorunlu kıldığını söyledi. Türkiye'de çocuk kitapları yayıncılığı alanında sorunların bulunduğuna, bu nedenle son dönemde Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nca çocuk yayıncılığına özel bir önem verilerek, her yaş grubuna uygun dil, üslup ve içeriğin yanı sıra kağıt ve baskı kalitesine özen gösterilen 250'yi aşkın çocuk kitabının yayımlanmış olduğuna işaret eden Özince bu çerçevede "Karneni Göster Kitabını Al" kampanyasının da Türkiye'deki tüm çocukların tatil sevincine ortak olmanın yanında Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bu konuya dikkat çekme amacını taşıdığını belirtti.