”Pazar kampanyayla canlanmaz, tedbir şart”
Renault Mais Genel Müdürü Aybar, Avrupa'da sektöre sağlanan destekleri Türkiye'nin de örnek alması gerektiğini söyledi
İSTANBUL - Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, "İthal ve üretim maliyetini yükseldiğini belirterek. "Bunların fiyatlara yansıtılması kaçınılmaz, iç pazarın canlandırılması sadece bizim kampanyalarımızla olacak konu değil. Çeşitli tedbirlerin alınması lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Renault Mais, kadın çalışanlarını, Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlediği "Kadınlar Buluşuyor, Gündemi Konuşuyor" konulu etkinlikte bir araya getirdi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aybar, Renault'un 2009 kontratında 26 yeni model bulunduğunu anımsatarak, bu modellerin tamamlandığını, bunların hepsinin bir arada yeni showroomda sergilenebileceğini söyledi.
Yeni showroomun Renault Mais'in en büyük showroomu olduğunu belirten Aybar, servis hizmeti de bulunan mekan için 7 milyon doların üzerinde yatırım yapıldığını bildirdi.
Otomotiv sektörünün Türkiye'de lokomotif bir sektör olduğunu hatırlatan Aybar, "Bu sektörde bir de lider pozisyondaysanız, yeniliklere, değişime öncülük etmeniz gerekir. Bu anlamda bizim bu yatırımlarımız, şartlar ne olursa olsun devam eder. Kriz zamanı Renault, Oyak Renault ortaklığı olarak Türkiye'de yatırım kararı alıp cesaretle yatırım yapmakla bilinir. Bu yatırımlar devam edecektir" diye konuştu.
Aybar, önümüzdeki 2 ay içinde 5 yeni modeli tanıtacaklarını, Megane ailesinin 2 modelini, Laguna Coupe, yenilenmiş Clio 3 ve Clio Grand Tour'u sunacaklarını bildirdi.
"Kontrol edebileceğimiz dış pazarlar değil, iç pazarlar"
İbrahim Aybar, otomotiv şirketlerindeki stok baskısına işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu baskının getirdiği ciddi bir kampanya yarışı var. Fiyatlar zam görmedi, şirketler faizleri olabildiğince aşağıya çektiler. Hala cazip kampanyalar devam edebiliyor ki talepte bulunan müşterilere uygun çözümler bulunabiliyor. Bence bu dönemin de kıymetini bilmek ve değerlendirmek lazım. Çünkü yerine koyma maliyetleri çok arttı. Dövizin yükselmesi, fabrikalardaki kapasitelerin çok boşalması, birim maliyetleri artırdı. İthal ve üretim maliyeti yükseldi. Bunların fiyatlara yansıtılması kaçınılmaz. Şu anda bu mevcut şartlardaki satışlara çok ideal şartlar getirildi, müşteriler bunu değerlendirmeli."
Otomotiv sanayindeki daralmaya ilişkin ise Aybar, bunun yurt dışı ve içerideki pazarla ilişkili olduğunu belirterek, "Türkiye'de üretim bütün dünya için yapılıyor. Ama şunun da altını çizmek lazım; bizim şu anda kontrol edebileceğimiz dış pazarlar değil, kontrol edebileceğimiz iç pazarlar" diye konuştu.
İç pazarların mutlaka dinamik ölçüde tekrar canlandırılması gerektiğine işaret eden Aybar, "Ancak öyle olursa Türkiye'ye yeni model yatırımların gelişi teşvik edilmiş, uluslararası markalar şevklendirilmiş olur. İç pazarın canlandırılması sadece bizim kampanyalarımızla olacak konu değil. Çeşitli tedbirlerin alınması lazım" değerlendirmesinde bulundu.
"Teşvik alan ülkeler morallendi"
Avrupa'da otomotiv sektörüne sağlanan desteklere de değinen Aybar, bu ülkelerin morallendiğini gördüklerini, Türkiye'nin de bunu örnek alıp, örnek hareketlere girişmesi gerektiğini söyledi. Aybar, konuşmasına şöyle devam etti:
"Tek başımıza bizim yapabileceğimiz bir şey değil. Çünkü biz ülkemizde ciddi yatırım olanaklarını bugüne kadar sağladık. Hep birlikte yatırımlar gerçekleşti. Ama bu yatırımları yapanlar global markalardı. Bu global markalar Türkiye'de ciddi imkanlar buldular ki geldiler. Bunları Türkiye'de kurmamız, hepimizin menfaatine. Bu markaların Türkiye'de bulunmalarını cezbedecek şekilde iç pazarı canlandırmamız lazım. İç pazar, iç pazar dememin nedeni; başka türlü markalar gelmiyor. Son 5 yıla bakarsanız bütün markaların Rusya'da yatırım yaptığını görürsünüz. İç pazarı ne kadar canlı tutarsak, üretim artar."
Renault olarak toplam otomobil satışlarının yüzde 90'ını Türkiye'de üretilen otomobillerle yaptıklarının altını çizen Aybar, "Toplam araç satışımızın ise yüzde 60'ını Türkiye'de üretilen araçlarla yapıyoruz. Bu da şu anlama geliyor, Türkiye'de üretildiği zaman Türk insanı tercihine mazhar oluyorsunuz. O zaman Türkiye'de ne kadar çok üretirseniz, o kadar çok çeşidi Türkiye'de satabilme imkanınız var" diye konuştu.
Kampanyaların stok baskısıyla doğru orantılı olduğuna işaret eden Aybar, pazarın daralmasıyla elde stoklar kaldığını, bu stokların eritilmesiyle ilgili çabaların devam ettiğini anlattı.
Aybar, "Onun için stok baskısı kalktığında ne böyle fiyatlar, ne böyle kampanyalar olur" dedi.