Petrol böyle giderse yüzde 4 büyüme zor

Grant Thornton Yönetici Ortağı Aykut Halit, henüz Avrupa'daki daralmanın Türkiye'de rakamlara yansımadığını düşünüyor ve ekliyor; "Yüzde 5'lik büyüme çok iyi olur ama benim beklentim yüzde 2-3." İyimser olmadığını söylüyor Halit, dolar kuru için ise "Ben

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - Denetim ve danışmanlık şirketi Grant Thornton Türkiye'nin Yönetici Ortağı Aykut Halit'e göre bu yıl için en önemli tehdit Suriye, İran ve dolayısıyla petrol fiyatlarında daha da ciddi artışlar yaşayabilme ihtimali... "Diyorlar ki Türkiye yüzde 4-5 büyür. Bence iyimser bir tahmin bu. Benim beklentim yüzde 2-3..." 
 
Grant Thornton, perakende, inşaat, enerji ve sağlık sektörleri ağırlıklı olmak üzere Türkiye'nin önde gelen pek çok aile şirketine danışmanlık ve denetim hizmeti veriyor. İstanbul dışında Bursa, Ankara ve İzmir'de ofisleri bulunuyor. Aykut Halit, kendisine en çok "Öngörülemeyen 2012'de neler olacağı" ile ilgili sorular geldiğini anlatıyor. Halit, bu yıl şirketlere borçlarmamalarını tavsiye ederken, "Ben olsam doları 2  TL'den hesaplardım. Sıhhatli seviye bu. Petrol fiyatlarındaki artış ve cari açığa bakıldığında 2 TL'yi görürüz" diyor. İnşaat sektörünün düşüşte olduğunu vurguluyar Halit ve ekliyor, "Ekonominin itici gücüdür inşaat sektörü ve inşaat düşüyorsa herkesin ayağını biraz denk alması gerekebilir." 
 
BU ŞARTLARDA DURUMUMUZUN İYİ OLMASI ÇOK DA KOLAY DEĞİL
Grant Thornton global rekabette 6'ncı büyük bağımsız denetim şirketi. Her yıl Türkiye'de reel olarak yüzde 10 büyüdüklerini anlatan Aykut Halit, bu yıl ise yeni TTK'nın etkisi ile şirketi için yüzde 30 büyüme öngörüyor. Halit 2012 için dünya ekonomisine dair ise bu kadar iyimser değil: 
"Dünyamız belirsiz. Bazıları ABD'deki büyümenin yavaşlayacağını düşünüyor. Yunanistan'ın krizi Amerika'yı da etkiledi. 2015 yılına gelindiğinde durumun daha da kötüleşeceğini söyleyenler bile var. İnşallah olmaz. Türkiye ise genç ve artan nüfusu ile yatırımcıyı çeken, büyüyen, gelişen bir ekonomi. Başbakanımız "3 çocuk yapınız" derken bunun da altını çiziyor. Türkiye şimdi Avrupa'nın en kalabalık ülkesi oldu, Rusya'yı saymazsak. Almanya 80 milyon ama, oradan 3 milyon Türk'ü çıkarıp bize eklersen biz 78 milyon oluyoruz, onlar 77'de kalıyor... Hükümetimiz güçlü ama Türkiye, Avrupa'ya ihracatta bağımlı bir ülke. Artan petrol fiyatları mutlaka Avrupa'yı da etkileyecektir. İhracatımızın yarısı Avrupa'ya ve orada 0 büyüme bekleniyor. Bu şartlar altında bizim durumumuzun iyi olması zor. Afrika'da bir atılım yapmaya çalışıyor şirketlerimiz. Çin ve Hindistan ile de ticaretimizin gelişmemesi için bir sebep yok. Dolayısıyla Avrupa ile düşen ticaret hacmini diğer ülkelere kaydırabilirsek bu dönemi atlatabiliriz."
 
AVRUPA'DAKİ DARALMA RAKAMLARA DAHA YANSIMADI
Aykut Halit'e göre henüz Avrupa'daki daralmanın Türkiye'ye etkisi rakamlara yansımadı. Hala önceden verilmiş siparişlerin üretilmesi söz konusu. "Ocak ayı üretim rakamları çok da iyi gelmedi. Daha etkilerini göreceğiz. Ben pek iyimser değilim." 
Türkiye ekonomisinin petrolde dışa bağımlılığının altını çizen Halit, "Yapılan hesaplarda petrol 100 dolar olarak alınıyordu, şimdi 120 dolar... Daha da yükselmesi bekleniyor. Politik durum, Suriye, İran... Hürmüz Boğazı'ndan petrol geçer mi geçmez mi?" diyor. 
Kötü senaryoda petrolün 200 dolara çıkabileceği söyleniyor. Grant Thornton Yönetici Ortağı, "Bu Türkiye için 50 milyar liralık ek fatura demek. Ödemeler dengesini o zaman düşününüz. Dolar ve euronun biraz daha değer kazanması gerektiğini düşünüyorum" diyor. 
 
BULANIK DA OLSA PLAN YAPIN, HİÇ GÖRMEMEKTEN İYİDİR
Şirketlerden kendisine en çok 2012 yılının nasıl geçeceğine dair sorular geldiğini anlatan Aykut Halit, "Onlara, 2015 yılına kadar sıkı bir program uygulamalarını tavsiye ediyorum. Önümüzü göremiyoruz diyorlar. Onlara Keynes'in lafını hatırlatıyorum. Bulanık olarak görseniz de yine de bir plan yapınız. Çünkü bu önünüzü hiç görmemekten daha iyidir."
 
YÖNETİCİLER EN ÇOK KARLILIKTA ZORLANACAK
Halit, "2012 yılında yöneticiler en çok nerede zorlanacak?" sorusunu, "Kar marjları giderek daralıyor. Kar yaratırken zorlanacaklar. Burada fark yaratmak öne çıkacak. Üreticiler maliyetleri düşürücü, yüzde 1 bile olsa, bunları aramaya devam edecekler" şeklinde yanıtlıyor. ABD'deki toparlanmaya dair rakamlara çok inanmıyor Halit, ülkede yaklaşan seçimleri ve seçim öncesinde nasıl tüm kuralların esnetilebileceğini hatırlatıyor. En büyük endişesi ise Suriye ve İran. "Suriye ve İran en büyük risk, beni korkutuyor ve düşündürüyor. Burada bir şey olmazsa, Avrupa'daki daralmayı yeni pazarlarla dengeleyebilirsek, Türkiye ekonomisinin zaten belirli bir potansiyeli var, iyi bir yıl geçirebiliriz" diyor. Ama yine de yöneticilere tedbirli olmalarını tavsiye etmeden de edemiyor. "Borçlanma tehlikeli. Türkiye zaten yüksek oranda borçlanmış durumda. Sınırınızı iyi tespit edeceksiniz. Bir yakınım var, tarım işine girdi, ceviz yetiştirmek için epey bir arsa aldı. Daha ceviz yemedik, biliyorsunuz en az 7 yıl gerek ağacın yetişmesi için. Ama işin içine girdi, öğrendi. Şimdi devletin kiraya verdiği arazilerden alıp yeni yatırımlar da yapmak istiyor. Kredi alacağını söylüyor. Sakın yapma diyorum. Türk Lirası faizleri yüzde 15'lerde, döviz borçlanırsanız dolar 2 liraya çıkarsa az buz bir yük değil bu."
 
TÜRK ŞİRKETLERİN EN BÜYÜK ZAAFI MAALİYET HESABINDA
"Türk şirketler maliyet hesabı yaparken biraz eksik kalıyorlar. Ürettiğiniz bir malın maliyetini bilmek o kadar da kolay değildir. İleriye dönük bir hesap yapmak gerekir. Burada mali müşavirlerin de hatası var; onlar daha çok geçmişe dönük maliyet hesabı yapıyorlar. Maliyetler arttığında şok yaşanıyor, hesaplar karlar tutmuyor. Kar marjları çok düşük ve yanlış bir hesap yaparsanız iflasa kadar gidebilirsiniz. Bunun bir de finansman tarafı var. Yüzde 1'lik yanlış hesap şirketleri çok zor duruma düşürebilir. Birkaç ürünün karını biliyor ama tek tek hangisinden ne kadar kar ettiğini bilmiyor pek çok şirket. Bir üründen zarar ettiğinden şüpheleniyor ama iyi hesap yapmadığı için tam emin olamıyor." 
 
Birçok denetçi birleşip  yeni şirket kuruyor fiyat kırma başlayacak
 
Aykut Halit yeni TTK nedeniyle büyük bir potansiyel oluştuğunu, bu nedenle birçok denetçinin ortaklık kurarak şirket kurduğunu söylüyor. Türkiye'de 80 bin serbest mali müşavir ve yeminli mali müşavir var. Halit, "Bunların yarısı piyasada çalışıyor, 40 bini şirketler bünyesinde. 200 bin şirket denetlenecek yeni TTK ile ile. Ortalama müşavir başına 5 şirket düşüyor. Sayısal olarak yeterli ama gerçekten denetimi, UFRS'yi bilenlerin sayısı bilemediniz 5 bindir. Bu nedenle şimdi UFRS'yi öğrenebilmek için önemli bir talep var" diyor. Halit'in anlattıkları, denetim sektöründe önümüzdeki dönemde inanılmaz bir rekabet yaşanacağını ortaya koyuyor. Halit, "Fiyatlar kırılacak. Şimdiden inanılmaz fiyatlar duymaya başladık" diyor. 
 
Yeni TTK'da KOBİ UFRS'si pek konuşulmuyor
 
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun çok geniş bir kanun olduğunu anlatan Aykut Halit şu bilgileri verdi: "Biz şirketler konusunda uzmanız. UFRS biraz abartıldı diye düşünüyorum. UFRS'ye geçişte değerleme konusunda yenilikler var. UFRS'yi ikiye ayırmak gerekiyor. Biri büyük şirketler için tam UFRS biri de KOBİ'ler için UFRS. Burada ciro sınırı henüz belli değil. Türkiye'de hep tam UFRS konuşuluyor, buna giden birkaç bin şirket olur ama KOBİ UFRS'si ihmal ediliyor diye düşünüyorum. Tam UFRS halka açık şirketler için. Daha basit olan KOBİ UFRS'sinde tam UFRS'den farklı olarak faiz giderlerinin aktifleştirilmesi mümkün olmayacak, duran varlıklarınızı değerlemenize cevaz verilmiyor. Bu sistemle resmi daha net, daha gerçekçi görebileceksiniz. Gerçek stok ve alacaklarınızı göreceksiniz. Çoğu zaman şirketler zarar göstermek istemez, onun için faizleri aktifleştirirler, stok değerini şişirirler. Ama şimdi şirketin durumu net olarak ortaya konulacak."
 
Denetçilerin korkulu rüyası 'tazminat davası' Türkiye'ye geliyor
+ Yeni TTK ile artık murakıp ve denetmen bağımsız olacak. Yönetim bir tarafta, denetçi bir tarafta olacak. Denetçiyi sermayedar tayin edecek. 
+ Bir rapora imza atan denetçi, daha sonra bu raporda hata çıktıysa sermayedarlarca açılacak bir davaya muhattap olacak. Amerika ve İngiltere'de olduğu gibi "açılan davada gömleğini bile kaybeden denetçi" hikayeleri Türkiye'de yaşanabilecek. 
+ Denetçiyi baştan iyi seçmek gerekiyor çünkü bir denetçi tayin edildikten sonra 1 yıl değiştirilemiyor. 
+ Denetçiden hiçbir şey saklanamayacak, "gizli" belge olmayacak, talep ettiği tüm bilgiler verilecek. 
 
Bu konularda ilginizi çekebilir