"Alınan kararlar hayata geçirilmeli"

MÜSİAD, 'Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine Yönelik Sosyoekonomik Kalkınma' raporu açıklandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ERZURUM - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğince (MÜSİAD) hazırlanan "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine Yönelik Sosyoekonomik Kalkınma" raporu açıklandı.

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, Erzurum'da, Palandöken Sky Lodge Otel'de düzenlediği basın toplantısında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin mevcut durumu göz önüne alınarak hazırladıkları raporda, ortaya çıkan sorunlarla ilgili çözüm önerilerini sunduklarını söyledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınması için şimdiye kadar yapılan çalışmaların arzu edilen düzeyde sonuç vermediğini ifade eden Vardan, bu konuda hala çalışmaların yapılmakta olduğunu belirterek, artık alınan kararların ve atılan adımların bir an önce hayata geçirilmesi ve bunların da bölgeye katkı sağlamasının büyük önem arz ettiğini söyledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini ilgilendiren hemen hemen her konunun, ülkenin hayati öneme sahip en önemli toplumsal sorunlarının başında geldiğine dikkati çeken Vardan, şöyle konuştu:

"Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine yönelik Sosyoekonomik Kalkıma Raporu'nda bölgenin mevcut durumunun resmini çekerek sorunlara çözüm önerileri sunuyoruz. Raporumuzda 38 adet öneriyle bölgenin sorunlarına çözüm aranmaktadır."

Bölgenin kalkınmasına yönelik her çözüm arayışında, bölge insanının sosyal, kültürel, dini ve siyasal talep ve beklentilerinin dikkate alınmasının son derece önemli olduğunu dile getiren Vardan, "Hükümetlerin bölgede yaşayan bütün vatandaşlarını kucaklayıcı bir politika yürütmesi, bunu yaparken de devlet millet buluşmasının üst düzeyde sağlanması, aradaki bağın kuvvetlendirilmesi olmazsa olmaz bir şarttır" dedi.

MÜİSAD Kurumsal İlişkiler Komisyonu Başkanı Sadık Ayhan Saruhan da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin Sosyo Ekonomik Kalkınma Raporu'nda, bölgesel kalkınma programlarını uygulama modellerinden, kalkınma ajanslarının başarılı olma şartlarına ve bölgesel gelişmişlik düzeylerinin karşılaştırılmasına kadar birçok açıdan farklı analizlere yer verildiğini söyledi. Ekonomik kalkınmanın ancak sosyal ve kültürel kalkınma unsurlarıyla birlikte uygulanmasıyla başarılı sonuçlar alınabileceğine dikkati çeken Saruhan, raporda, kalkınmanın sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne odaklanmaması ve tüm az gelişmiş illeri kapsayacak şekilde bütüncül bir anlayışla yapılandırılması gerektiğinin vurgulandığını ifade etti.

"Kalkınma bakanlığı kurulsun"

Raporda yer verilen önerileri açıklayan Saruhan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kalkınma Bakanlığı kurulması gerektiğini, her türlü gelişme, yatırım ve teşviklerin Devlet Planlama Teşkilatı yerine bu bakanlık tarafından izlemeye alınmasının daha uygun olacağını ifade etti. Bakanlığın bütçesinin de önceden belirlenen 5 yıllık stratejik hedefleri gerçekleştirecek ölçüde yüksek tutulması gerektiğini dile getiren Saruhan, şunları kaydetti:

"Bölgede kurulacak kalkınma ajansları da doğrudan bu bakanlığa bağlanmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınma sorumluluğu bürokratlara değil siyasilere verilmelidir. Siyasiler bu konuda doğrudan sorumlu olmalıdır."

"Sınır ticareti geliştirilmeli"

Bölgedeki illerin sınır ticareti yapma imkanlarının geliştirilmesinin önemine de dikkati çeken Saruhan, şöyle dedi: "Daha fazla sınır ticareti için özel ajanslar ve kurumlar oluşturulmalıdır. Sınır ticaretinde bürokratik işlemler azaltılmalı, konuyla ilgili mevzuat yeniden gözden geçirilmelidir. Sınır ticaretini artırmaya yönelik olarak Irak'a açılan Habur Sınır Kapısı yedeklenmeli ve ayrıca Suriye sınırında ikinci bir sınır kapısı daha açılmalıdır. Bu kapı ile Şanlıurfa'nın tarımsal ihraç merkezi olması temin edilmelidir."

"Sermayenin bölgede kalması sağlanmalı"

Saruhan, bölgede kazanılan paranın yine bölge yatırımlarında değerlendirilmesi için, pazar oluşturma, pazar genişletme ve komşu ülkelerle ticareti geliştirecek tedbirlere önem verilmesi ve bölge şehirlerinin ekonomik açıdan canlı yatırım üniteleri haline getirilmesi gerektiğini kaydetti. Sermayenin bölgede kalmasının, zorlayıcı tedbirlerle değil, kazanç sağlayan tedbirlerle mümkün olabileceğini vurgulayan Saruhan, "Bölgede yatırım yapmak gelir ve kurumlar vergisi muafiyetleriyle avantajlı hale getirilmeli ve böylece bölgenin kalkınmasında ivme sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.

Vergi muafiyeti getirilmeli

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da fert başına düşen gayri safi milli hasıla değerleri en düşük 15 ilde, 10 yıl boyunca gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti getirilmesini önerdiklerini ifade eden Saruhan, "Bu tür politikalarla özel sektör yatırımcıları bu bölgeye çekilmelidir. Böylelikle yatırımcı göçü tersine çevrilmelidir" dedi. Saruhan, raporda ayrıca, GAP projesinin gerçekleştirilmesinde özel sektör kuruluşları için yeni roller tanımlanması gerektiğini ifade ederek, uzun yılları kapsayacak yap- işlet- devret modelleriyle projenin hızlandırılması ve gerçekleşmesinde özel sektörün girişimcilik yeteneğinden yararlanılması tavsiyesinde bulunulduğunu ifade etti.