"Bizde sorunlu, toksik türev ürünler yok"
Active Academy tarafından düzenlenen 3. Risk Yönetimi Zirvesinde konuşan Bilgin, "BDDK için aslında bankacılık, riskin ta kendisidir" dedi
İSTANBUL - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Türk bankacılık sektöründe sorunlu, toksik türev ürünler bulunmadığını belirterek, "Bu, son bir yıldır test edildi. Hala test ediliyor. Bu konuda rahatız" dedi.
Active Academy tarafından düzenlenen 3. Risk Yönetimi Zirvesinde konuşan Bilgin, bugünlerde risk ve riskin algılanmasının öneminin daha da fazla kavrandığını ve riskin tanımının devamlı değiştiğini söyledi.
Bugün gazetelerde bir haber bulunduğunu, 25 yıllık bir bankacının "hiç bu kadar zorlanmamıştık" dediğini hatırlatan Bilgin, global ortamda karşı karşıya oldukları risklere değindi.
"Bunlar ihtimal dahilinde olan risklerdir. Ama hissiyatımız ihtimallerin de kuvvetli olabileceği yönündedir" diyen Bilgin, global anlamdaki risklerin "deflasyon mu, enflasyon mu riski", "hazine kağıtları riski", "banka kamulaştırmalarının maliyeti", "Avrupa bankacılık sektörü ve özellikle Doğu Avrupa bankacılık sektörü" ve "resesyonun süresi" olduğunu bildirdi.
Bilgin, 23 Şubat 2009 itibarıyla tüm dünyada yaşanan kayıpların 1,1 trilyon dolara ulaştığını, IMF'nin (Uluslararası Para Fonu) zararların 2 trilyon doları aşabileceği tahmininde bulunduğunu kaydetti.
"Bankacılık riskin ta kendisidir"
Bilgin, riskin tanımı, algılanması ve göstergelerine ilişkin her kurumun, şirketin veya kesimin farklı cevapları olabileceğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"BDDK için aslında bankacılık, riskin ta kendisidir. Bir risk alma sanatıdır ve doğası gereği bütün diğer kurumlardan farklı olarak çok çeşitli ve çok sayıda riskin içinde yaşamak zorundadır. Kur, likidite, faiz, mevzuat, uyum vs. riskler çok bildiğimiz riskler. Son aylarda buna bir de ana merkez riski eklendi ve parametreler devamlı değişmekte. Düşünmediğiniz değişkenlerde bu risklere eklenmekte.
Devamlı söylüyoruz; bizde sorunlu, toksik türevi ürünler yok. Bu son bir yıldır test edildi. Hala test ediliyor. Bu konuda rahatız. Bizdeki bankacılık, şube, müşteri ağına bağlı klasik bankacılıktır. Birkaç şube ile ana merkezden bankacılık yapmıyoruz. Müşterinin ayağına gidiyoruz, hizmet veriyoruz ve mevduat toplayıp kredi vermeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu dönemde bu yaygın bankacılık bir avantaj. Bankacılığımızın hep şikayet ettiğimiz bir yönü vardı. 'GSMH'nin üzerine çıkamadı, hala güdük kaldı' diyorduk. Aslında bu dönemde bankacılığımızın daha fazla büyümemesi, en azından GSMH'yi aşmamış olması da bir avantaj."