"Gayrimenkul ve turizm ön plana çıkacak"
"Gayrimenkul ve turizm ön plana çıkacak"
(17:00)İSTANBUL - Citigroup Türkiye Araştırma Bölüm Başkanı Akın Tüzün, bundan sonra gayrimenkul ve turizm sektörlerinin ön plana çıkması gerekeceğini, söz konusu sektörlere gelecek yatırımların, cari açığın finansmanında önemli olacağını söyledi. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından düzenlenen 8'inci Gayrimenkul Zirvesinin 'Ekonomik Bakış: Global Piyasalar ve Türkiye' oturumunda konuşan Tüzün, global krizin Türkiye'ye etkileri konusunda şu ana kadar hisse senedi piyasasında 116 milyar dolarlık kayıp yaşandığını, faizlerin yüzde 4 artış gösterdiğini, buna karşılık YTL'nin daha dayanıklı olduğunu ve dolar karşısında yüzde 4, euro karşısında yüzde 13 kaybettiğini anlattı. Tüzün, şu ana kadarki etkilerin ciddi bir krize yol açacak boyutta olmadığına işaret ederek, "Bundan sonra kurda meydana gelecek bir gerileme, reel sektör için ciddi problem yaratabilir. Çünkü reel sektörün ciddi dış borcu var" diye konuştu. Şu anda yabancı sermaye girişinde bir yavaşlama olsa da, son beş yılda cari açığın çok üzerinde yabancı sermaye girişi olduğu için, önceden birikmiş bu rezervlerin sermaye girişindeki yavaşlamanın etkisinin hissedilmemesini sağlayabileceğini aktaran Tüzün, artan cari açıkta, petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükselişin oynadığı role dikkati çekti. Tüzün, petrolün varil fiyatı ortalama 130 dolarda kalacak olursa, bunun Türkiye'ye 32,5 milyar dolarlık bir fatura çıkaracağını, bu sene Türkiye'de cari açığın 50 milyar dolara ulaşabileceğini, bu nedenle yabancı sermayeye ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Cari açığın finansmanında doğrudan yabancı sermaye girişinin sürekliliğinin büyük önem taşıdığını, şimdiye kadar özelleştirmeler ile bunun sağlandığını ifade eden Tüzün, "Bundan sonra gayrimenkul ve turizm sektörlerinin ön plana çıkması gerekecek. Oraya gelecek yatırımların, cari açığın finansmanında önemli olacağını düşünüyorum" dedi. Tüzün, "Ev kredilerinde düşüş olması için reel faizin yüzde 10'un altına inmesi lazım. Bu da 2008 yılında zor" dedi. Borsa, bono ve satın almalarda yabancı sermaye girişinin azaldığını, buna karşılık yabancı sermayenin artış gösterdiği tek alanın gayrimenkul olduğunu vurgulayan Tüzün, bunda, yatırımcıların kısa vadede parlak olmasa da, uzun vadede bu sektörü karlı görmelerinin rol oynadığını söyledi. "Türkiye, dış sermaye akımlarına çok bağlı" Pennsylvania Üniversitesinden Prof. Dr. Bülent Gültekin ise, sorumsuz ABD para politikasının enflasyonu dünyaya ihraç ettiğini belirterek, "Nerede bir köpük veya balon varsa, bunun arkasında mutlaka sorumsuz veya durumu anlamamış bir para politikası vardır" dedi. 2001'den beri Türkiye ekonomisinin bir raya girdiğini, bunun hem olumlu hem de olumsuz bir anlamı bulunduğunu söyleyen Gültekin, ekonominin, istikrarsız dönem sonrası bir şekilde ekonomik programla raya oturduğunu ancak, bu raydan çıkış stratejisi göremediğini kaydetti. Gültekin, son yıllardaki AB perspektifi, özelleştirme gelirleri, bütçe disiplininin sağlanması gibi olguların ekonomiye olumlu yansıdığını, ancak son 5 yıldaki başarıların arkasında dünyadaki likidite bolluğunun da önemli rol oynadığını vurgulayarak, "Türkiye, dış sermaye akımlarına çok bağlı bir ülke. Bu sürdürülebilir mi?" dedi. "Düşüşün henüz sonu görülmedi" Loyola Üniversitesinden Prof. Dr. Vefa Tarhan ise, "Geçen sene tık tık sesleri duymaya başladık. Bu çalar saat miydi, bomba mı? Dedik ki 'Umarız saattir', ama bomba olduğu ortaya çıktı. Geçen yıl finansal piyasalara yansıdı ve şu anda reel sektöre yansımakta. Tsunami daha sahillerimize gelmedi ama geliyor maalesef" diyerek, bu krizin likidite fazlalığından ve riskin gerektiği kadar fiyatlanmamasından kaynaklandığını anlattı. Tarhan, ABD'de 2008 yılının ilk çeyreğinde ev fiyatlarının yüzde 14 düştüğünü, bunun da 2,8 trilyon dolarlık bir düşüş anlamına geldiğini belirterek, düşüşün henüz sonunun görülmediğini kaydetti. Tüketim ve inşaat sektörlerini etkileyen bu resesyonda Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) da rol oynadığını dile getiren Tarhan, reel sektör etkilenmesin diye para politikasının kolaylaştırılmasının sorunu çözmediğini, sadece ertelediğini vurguladı. Bu global gelişmelerin Türkiye'ye etkisi konusunda ise Tarhan, "Türkiye'de dar gelirli evlerin bütçesinde gıda ve enerjinin oranı çok yüksek. Enflasyon artışı, (gayrimenkulde) talebi azaltacak" dedi. Tarhan, yatırım açısından da, kredi maliyetinin arttığını, kredi alabilmenin zorlaştığını, öz sermaye maliyetinin de yükseldiğini belirterek, dolayısıyla yatırımların da düşeceğini, bir yıl önce karlı olan bir projenin artık karlı olmadığını, dışarıdan gelen yatırımların da azalacağını kaydetti. Vefa Tarhan, "Tam tutsat piyasası oluşmuştu. Zamanlaması kötü oldu. Gayrimenkul sektörü için şanssızlık oldu" dedi.