"İşsizlik fonu amaç dışı kullanılmamalı"
Türk Harb-İş, bir çok fabrikanın üretime ara vermesi nedeniyle çalışanlarını belirsiz bir dönem için izne çıkardığını belirtti
ANKARA - Türk Harb-İş Sendikası Başkanlar Kurulu, İşsizlik Sigortası Fonu'nun amaç dışı kullanılmaması, tam tersine işini kaybeden veya işten çıkartılan işçilerin sisteme çok daha kolay girişinin olanaklarının yaratılması gerektiğini belirtti.
Türk Harb-İş'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Başkanlar Kurulu'nun 22-24 Ocakta Ankara'da gerçekleştirdiği toplantıda, küresel krizin Türkiye'ye etkileri değerlendirildi.
TÜİK tarafından yayımlanan tüm ekonomik ve sosyal verilerin, krizin ülke ekonomisi üzerinde yeni yıkımlar yapacak düzeyde büyük ve önemli olduğunu gösterdiği savunulan açıklamada, sanayi kentlerinde bir çok fabrikanın üretime ara vermesi nedeniyle çalışanların ya belirsiz bir dönem için izne çıkarıldığı ya da kriz gerekçe yapılarak işten atıldığı belirtildi.
Hükümetin krizin etkilerine rağmen "önleyici, koruyucu ve onarıcı" kararlar almadığı savunulan açıklamada, bu yıl sendikalara tarihsel ve demokratik görevler düştüğü, toplu iş sözleşmelerinde kazanılmış hakları koruma noktasında dayatmaları etkisiz kılacak kararlar alınmasının zorunlu olduğu belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İşsizlik Sigortası Fonu amaç dışı kullanılmamalı, tam tersine işini kaybeden veya işten çıkartılan işçilerin sisteme çok daha kolay girişinin olanakları yaratılmalıdır. İş Yasası, Toplu İş Sözleşmesi Grev Lokavt yasası ve Sendikalar Yasası başta olmak üzere tüm çalışma, örgütlenme ve sendikal hakları düzenleyen yasalardaki kazanımlar, daha da geliştirilmelidir. Ülkeyi ucuz işgücü pazarına dönüştürmek amacıyla tam istihdam uygulamalarını ortadan kaldıran girişimlerden sakınılmalı, iş güvencesi hakkı daha da güçlendirilmelidir. Gelir dağılımı ve bölgesel dengesizlikleri derinleştirecek, sosyal yapıyı daha da kötüleştirecek bölgesel asgari ücret girişimlerine son verilmelidir. İşçi sınıfımızın en önemli kazanımlarından biri olma özelliğini koruyan kıdem tazminatı hakkına asla dokunulmamalı, tersi durumunda etkili kitle eylemleri gerçekleştirilmelidir."