"Krizde en büyük tehlike gıdaya ulaşımdaki zorluklar"

TZOB Başkanı Bayraktar, krizlerde en büyük tehlikeye karşı tarımsal üretimin artırılması gerektiğini belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, krizlerde en büyük tehlikenin, halkın gıdaya ulaşmasındaki zorluklar olduğuna dikkati çekerek, "Halkın moralini yüksek tutmak için gıdaya ulaşması temin edilmelidir. Bunun için de tarımsal üretimi artırmak zorundayız" dedi.

Bayraktar, TZOB Genel Merkezi'nde 15 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. TZOB Başkanı, dün "Dünya Kadın Çiftçiler Gününü" kutladıklarını hatırlatarak, Türkiye'de çalışanların yüzde 27'sini kadınların oluşturduğunu, tarım sektöründe çalışanların ise yüzde 50'sinin kadınlar olduğunu anlattı. 2010 yılında ülkede tarım sektöründeki aktif nüfusun yüzde 70'inin kadınlardan oluşacağının öngörüldüğünü kaydeden Bayraktar, "Tarımda başarılı olmamız, gıda güvencemizi sağlayabilmemiz, kadınlarımızın eğitimine, yaşama ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine bağlı" diye konuştu.

Bayraktar, dünya nüfusundaki artış, yüksek enerji fiyatları sebebiyle biyoyakıtlara olan ilginin artması, küresel iklim değişikliği, bazı ülkelerdeki gelir artışlarına bağlı olarak tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerle tarımın stratejik öneminin dünyada daha net hissedildiğini ve gıda güvencesinin sağlanmasının daha zor hale geldiğini dile getirdi.

"Gıdaya ulaşım daha da zorlaşacak"

Biyoyakıtlardan kaynaklanan talep artışları ve iklim değişikliğinin üretimi sınırlandırıcı etkileri yüzünden, gıda güvencesini sağlama ve açlıkla mücadelenin daha zor hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, küresel krizin etkisiyle gıdaya ulaşımın daha da zorlaşacağını söyledi.

Artan fiyatlar nedeniyle açlık riski taşıyan insan sayısının 100 milyon artarak, 1 milyara ulaştığını belirten Bayraktar, "Gıda güvencesinin sağlanması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir" dedi.

Bayraktar, dünyada yaşanan bu gelişmelerin Türkiye'yi de etkilediğini, dünyadaki tüketim taleplerinin karşılanabilmesi ve fiyat artışlarından asgari düzeyde etkilenmek için tarımsal üretimin artırılması, bunun için de üreticilerin desteklenmesi gerektiğine işaret etti.

"Türkiye, tarımdaki avantajını kullanabilir"

Dövizdeki yükselmenin tarım ve gıda fiyatlarını bir miktar yukarıya çekebileceğini, bu durumun tarım ürünleri ile gıda ithalatını azaltıp, ihracatını teşvik edebileceğine dikkati çeken Bayraktar, "Türkiye, tarımdaki bu avantajını kullanabilir. Tarımsal üretimi artırmak suretiyle, etkileri uzun süre devam edeceği düşünülen ve reel sektörü de olumsuz etkileyeceği bilinen küresel mali krizin etkilerini asgariye indirmede katkı sağlanabilir" diye konuştu.

Bayraktar, böyle dönemlerde, temel ve zorunlu ihtiyaç maddesi olan gıda fiyatlarında olağanüstü artışlarla halkın gıda temininde daha büyük sıkıntıya düşmemesi için de tarımsal üretimin artırılması gerektiğini belirtti. Bayraktar, dövizdeki artışa bağlı olarak girdi maliyetlerinin de artabileceğini, bu konuda tedbir alınması gerektiğine de işaret etti. 1990'lı yıllardan bugüne Türk çiftçisinin alım gücünün artmadığını aksine azaldığını örneklerle anlatan Bayraktar, şöyle konuştu:

"2001 krizinden sonra yaşadıklarımızı yeniden yaşamak istemiyoruz. Bu krizden sonra tarımsal destekler kaldırılmış, çiftçilerimize sadece Doğrudan Gelir Desteği verilmeye başlanmıştır. Ayrıca, çiftçilerimiz kredi bulamaz hale gelmiş, üretimde kullanılan girdilerin fiyatları olağan üstü artmıştır. Dünya Bankasının tespitlerine göre, tarım politikasında yapılan bu değişiklikler ve yaşanan krizin etkisiyle 1999-2002 döneminde çiftçilerimizin gelirleri yüzde 16 oranında düşmüştür."

"Ucuz gıda için maliyetler düşürülmeli"

Küresel mali krizin Türkiye'yi de etkisi altına almaya başladığı bugünlerde tarım kesiminin yeniden böyle durumlarla karşılaşmaması gerektiğini belirten Bayraktar, "Bu sıkıntılı dönemde halkın ucuz gıdaya ulaşması lazım. Bizim ucuz gıda üretebilmemiz için maliyetlerimiz düşürülmeli" dedi. Kriz döneminde özellikle girdi fiyatları ve faizlerin yükselmesi halinde tarım sektöründe daha büyük kayıplar yaşanacağını vurgulayan Bayraktar'ın dile getirdiği bazı tespitler şöyle:

"Türk tarımı krizlerden kendini koruma araçlarına sahip değildir. Finansal ve mali kriz tarım sektörünü de etkileyebilir.

Hükümetin, krizle ilgili olarak önlemler alırken tarım kesimine ayrılacak kaynaklarda kısıntıya gitmemesi halinde, bu zor dönemde sektör, ekonominin çekici gücü işlevini görebilir.

Krizlerde en büyük tehlike, halkın gıdaya ulaşmasındaki zorluklardır. Halkın moralini yüksek tutmak için gıdaya ulaşması temin edilmelidir. Bunun için de tarımsal üretimi artırmak zorundayız.

Tarımı ayakta tutabilirsek yükselmeye başlayan işsizliğin daha büyük boyutlara ulaşmasını engelleyebiliriz. Bunu başaramazsak ve son yıllarda olduğu gibi tarımdan kaçış hızlanırsa şehirlere göçün önüne geçilemez. Tarımı ayakta tutmak için, kriz gelmeden tedbir almalıyız."