"Krize bilanço açısından yaklaşılırsa 'geç' olabilir"
Ertürk, krizde bankaların kredi mekanizmalarının etkilendiğini vurguladı
ANKARA - Türk bankacılık sisteminde türev ürünlerin az olması nedeniyle krizden fazla etkilenmeyeceği yönünde varsayımlar bulunduğunu kaydeden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, "Evet doğru, bilançolar etkilenmedi ama kredi mekanizmaları etkilendi, durgunluk ihtimali, güven kaybı ortaya çıktı. Yani sadece bilanço açısından krize yaklaşılırsa, varılacak sonuç geç kalmak olabilir" diye konuştu.
Ertürk, Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Topluluğunun etkinliği çerçevesinde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Tuğrul Çubukçu Salonunda, "Küresel Finansal Kriz ve Türkiye" konulu konferans verdi.
Ertürk, konferansta, küresel finansal krizin oluşma nedenleri, çıkış çabaları, kurtarma paketlerinin mahiyeti ve sürecin Türkiye ekonomisine etkileri konularında bilgi ve görüşlerini açıkladı.
Türkiye'nin genel olarak her alanda "Bize bir şey olmaz" refleksi gösterdiğini kaydeden Ertürk, zamanında müdahaleyle çözümün kolay olduğunu ancak, geç kalındığından müdahalenin zorlaştığını söyledi. Ertürk, özellikle ekonomide bu refleksin, "tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin" altını çizdi.
Krizin temel özelliğini "küresel" boyutu olduğunu vurgulayan Ertürk, küreselleşme sürecinin yaygınlaştırıcı ve bulaşıcı etkisiyle bütün dünyayı çok kısa sürede etkisi altına aldığını kaydetti. Ertürk, bu nedenle küreselleşmenin yarattığı refahtan en fazla faydalanan ana aktörlerin krizden daha fazla etkilendiğini söyledi.
"Krizin dibe vurduğu" yönünde yorumlar bulunduğuna işaret eden Ertürk, kendisinin krizin V tipi değil, L tipi olduğu yönündeki yorumlara katıldığını belirtti ve krizin şiddeti geçtikten sonra da bir süre durgunluğun devam edeceği yönünde işaretler bulunduğunu kaydetti.
Ertürk, krizin diğer özelliklerini aktarırken öngörülemez ve kontrol altına alınması zor olduğunu dile getirdi.
"Olayın 'olağan' algılanması gibi bir durum var"
Türkiye'de, krizin dünyayı sarması nedeniyle olayın "olağan" algılanması gibi bir durum bulunduğunu ifade eden Ertürk, "Ne biz, ne politikacılar, ne bankacılar şöyle bir rahatlığa hiçbir zaman kapılmamalıyız; 'bütün dünyada bu kriz oluyor, demek ki bu çok olağan birşey, herkesin başına gelebilir bir durum.' Bu olağandışı bir durumdur, olağan bir durum değildir, kriz her zaman olağan dışı bir durumdur, olağan görülmemelidir" dedi.
Ertürk, bu krizin Türkiye'nin 1990'lı yıllarda yaşadığı krizlerden çok farklı olduğunun altını çizerek, o dönemde yaşanan krizin "yolsuzluğa bulaşmış bir kuralsızlığın sonucu" olduğunu, bugün dünyayı etkisi altına alan krizde ise "daha çok risk yönetimi" boyutunun öne çıktığı anlattı. Ertürk, "Dolayısıyla o krizde alınan tedbirlerin benzerini almakta, biraz daha fazla düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Ahmet Ertürk, Türkiye'de kriz algısını etkileyen bir unsurun da "bizim yaratmadığımız, sorumlusu olmadığımız bir kriz" mantığı olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Belki bu, bizim krizle baş etmemizde de bazı sorunlar yaratıyor. Bu krizin etki ve sonuçlarına iyimser yaklaşımların altında da belki bu vardı. Şöyle bir varsayıma dayanıyorduk; Türk bankacılık sisteminde türev ürünler fazla yok, hatta çok çok az. Dolayısıyla Türk bankacılık sistemi bundan etkilenmez. Evet doğru, bilançolar etkilenmedi ama kredi mekanizmaları etkilendi, durgunluk ihtimali ortaya çıktı, güven kaybı ortaya çıktı. Yani sadece bilanço açısından krize yaklaşılırsa varılacak sonuç geç kalmak olabilir."