"Petrol fiyatları Türkiye'yi darboğaza soktu"

"Petrol fiyatları Türkiye'yi darboğaza soktu"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

(18:00) ANKARA - Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından onaylanan elektrik zammıyla ilgili görüşlerini dile getirirken, "elektrik fiyat artışını sizlere karşı savunmak zorunda kaldığım için maalesef üzüntülüyüm. Ama dünyada petrol fiyatlarındaki artış Türkiye'yi bu konuda darboğaza soktu" şeklinde konuştu. Çağlayan, Ankara Sanayi Odasının (ASO) yeni binasındaki ilk oda meclisi toplantısına katıldı. Yeni binanın yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Çağlayan, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Elektrik zammıyla ilgili oda meclisi üyelerinden birinin yaptığı eleştiri üzerine görüşlerini açıklayan Çağlayan, elektrik zammına kendisinin de oda başkanı olduğu dönemde her zaman karşı çıktığını söyledi. Ancak hiç kimsenin bundan 5 yıl önce 22-23 dolarlarda olan petrol fiyatının bugün 140 dolara çıkacağını tahmin edemeyeceğini belirten Çağlayan, bu artış nedeniyle 2002 yılında petrol ithalatına 9 milyar dolar ödeyen Türkiye'nin bugünkü faturasının 39 milyar dolara yükseldiğini anlattı. Türkiye'nin petrolü dışarıdan almak zorunda olduğuna işaret eden Çağlayan, petrol ve petrol türevlerinin fiyatlarındaki artışın Türkiye'ye getirmiş olduğu ek bir fatura bulunduğunu söyledi. Çağlayan, şöyle dedi: "Enerji piyasasının düzenlenmesi adına, dağıtım başta olmak üzere öngörülen uygulama, otomatik fiyatlandırmaya geçilmesi. Piyasanın bu konuda kendi fiyatını kendi belirlemesi. Ve bu konuda 1 Temmuz itibariyle yeni uygulama başlayacak. Bu uygulama iki yönlü yapılabilir. Uygularsanız faturası ödenir. Uygulamazsanız faturası 70 milyon tarafından ödenir." Dünyada enerji fiyatlarının çok arttığını konuşmasında sık sık vurgulayan Çağlayan, "elektrik fiyat artışını sizlere karşı savunmak zorunda kaldığım için maalesef üzüntülüyüm" dedi. Ancak gerçekleri de meclis üyeleriyle paylaşmak zorunda olduğunu belirten Çağlayan, dünyada petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye'yi bu konuda darboğaza soktuğunu bildirdi. "Merkez bankası, suyu tersine çeviremez" ASO Başkanı Nurettin Özdebir'in konuşmasında Merkez Bankasının uyguladığı yüksek faiz politikasına ilişkin eleştirilerine de değinen Bakan Çağlayan, Merkez Bankasının uyguladığı yüksek faizlerden kendisinin de şikayetçi olduğunu kaydetti. Ancak bu faizleri Merkez Bankasının bağımsız olan Para Politikaları Kurulunun belirlediğine vurgu yapan Çağlayan, "Merkez Bankasının bundan önce önlem almak için şansı vardı. Ancak maalesef Türkiye treni kaçırdı. Şu an suyu tersine çeviremez" dedi. Tekstil ve konfeksiyon sektörüyle ilgili çok önemli bir çalışma yaptıklarını da söyleyen Çağlayan, bu konunun birkaç gün içinde Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK) ele alınacağını kaydetti. Çağlayan, bu görüşmenin ardından tekstil ve konfeksiyon sektörüne ilişkin strateji ve yol haritasını açıklayacaklarını bildirdi. "Ekonomik endişe taşıyoruz" Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de konuşmasında küresel ekonomideki gelişmelerin endişe verdiğini, dünyada bir yandan enflasyon diğer yandan stagflasyon endişelerinin giderek attığını söyledi. Gelişmiş ülkelerin faiz artırımına gitmeler durumunda küresel likidite koşullarının önemli ölçüde değişeceğini belirten Özdebir, "Biz ekonomideki dengelerin sürdürülemez bir trende girdiği endişesi taşıyoruz" dedi. Cari işlemler açığındaki hızlı artışın kaygı verici olduğunu, YTL'nin değerinde sert bir düzeltme ve enflasyonla mücadelede elde edilen tüm kazanımların geri verilme riskinin giderek arttığını kaydeden Özdebir, sürdürülen yüksek faiz politikasının Merkez Bankasının para politikası üzerindeki etkinliğini giderek azalttığını anlattı. Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin kendilerinin yaşadığı sorunların ciddiyetini anladıklarından emin olmadığını da ifade eden Özdebir, "Onlar (ölen ölür, kalan sağlar bizimdir) diyorlar. Ancak sağlıklı olan, normal koşullarda rekabet edebilecek firmaları yüksek faiz ve düşük kur politikasıyla ölüme mahkum edersek elimizde fazla bir şey kalmayacak" dedi. Özdebir, yaşanan siyasi krizin Türkiye'yi erken bir seçime götürme olasılığının giderek arttığını belirtirken, bu durumun seçim ekonomisi uygulanması riskini doğurduğunu anlattı. Nurettin Özdebir, bu yüzden hükümetin mali disiplini bozacak harcamalardan kaçınması ve mikro ekonomik reformları hızlandırmak gerektiğini bildirdi.