"Prangaları çözün, ekonomiyi ilk 10'a sokalım"
Türkiye'nin geleceğinden umutlu olduğunu dile getiren TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, krizde ayakta kalmak için alınması gereken dört tedbiri saydı
İSTANBUL - TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'nin önü açık, yeter ki ayağımızdaki prangaları çözün, önümüzdeki engelleri kaldırın, ekonomimizi dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri yapalım" dedi.
Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nce (TÜMSİAD) düzenlenen "İş Dünyası ve 2009 Yılı Beklentileri Konferansı"nda konuşan Hisarcıklıoğlu, iş dünyasındaki rakiplerle eşit şartlarda mücadele edildiği zaman Türk iş adamlarının da başarı hikayeleri yazacağını söyledi.
Türk ekonomisinin 2002'den itibaren hızlı bir büyüme yaşadığını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"2002 ile 2005 arasında Cumhuriyet tarihinin en hızlı ekonomik büyümesini yaşadık. Bu dönemde ülkemizin ekonomik büyüme hızı ortalama yüzde 7 civarındaydı. 2005-2006 yıllarında ise ekonomimiz durağanlaştı. 2007 ve 2008 yıllarında biz kendi içimizde kavga etmeye başladık. Siyasi krizler baş göstermeye başladı. Cumhurbaşkanlığı krizi, Anayasa krizi gibi. Daha dünyada kriz lafı edilmeye başlanmamışken bizim ekonomik büyümemiz küçülmeye başladı. Ama tüm bunlara rağmen ben geleceğimizden umutluyum. Türkiye'nin önü açık, yeter ki ayağımızdaki prangaları çözün, önümüzdeki engelleri kaldırın, ekonomimizi dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri yapalım."
İşadamlarına düşen görevler
Hisarcıklıoğlu, böyle ekonomik kriz ortamlarında iş adamlarının üstüne düşen görevler olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu krizde ve bundan sonraki dönemlerde ayakta kalmak için yapmamız gereken 4 şey var. Birincisi ortaklık. Ekonomik olarak para kazanmak istiyorsak güçlerimizi birleştireceğiz. Aynı iş kolunda faaliyet gösterenler bir araya gelerek güçlerini birleştirecekler. İkincisi kurumsallaşma. Kurumsallaşamayan şirketlerin eninde sonunda ticaret hayatına son verdiklerini görüyoruz. Üçüncüsü markalaşma. Ürünlerimizi markalaştıracağız. Bu yönde çalışmalarımızı yapacağız. Dördüncüsü ise yenilikçilik. Buna şimdi 'inovasyon' da deniyor. Ben 'icat çıkartma'yı daha çok seviyorum. İşimizle alakalı yenilikler, farklı bir şeyler yapacağız. Her sabah uyandığımızda, 'bugün ne değişiklik yapabilirim ki müşteri beni tercih etsin' diye farklı bir şeyler yapacağız. Yoksa ekonomik olarak ayakta kalamayız."
TÜMSİAD 2009'dan umutlu
TÜMSİAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım da krizin tüm parametreleri ve rakamsal boyutlarıyla değerlendirildiğinde, Türkiye'de daha çok psikolojik olarak hissedildiğini söyledi.
Yıldırım, 2008'in zor bir yıl olduğunu belirterek, "Ama TÜMSİAD olarak 2009'dan umutluyuz. Hükümet gerekli tedbirleri alır, piyasalar rahatlarsa 2009'un 5 veya 6. ayından itibaren ülkemiz büyüme rakamlarında rekorlar kırılan eski dönemlere döneriz" diye konuştu.
TÜMSİAD olarak, yaşanan bu ekonomik kriz için daha radikal tedbirlerin alınması gerektiğini düşündüklerini söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"Krize direnerek işçi çıkarmayan işletmelerin istihdam maliyetleri yüzde 50 oranında düşürülsün. Merkez Bankası faizleri piyasayı rahatlatacak seviyeye çeksin. Döviz fiyatlarındaki esneme makul seviyeye çekilsin. ÖTV'ler, KDV oranları yeniden düzenlensin. Enerji maliyetleri düşürülsün. Kayıt dışının kayıt içine çekilebilmesini sağlayacak hukuk reformu acilen gerçekleştirilsin. Asgari geçim standardı insani kriterlere göre belirlensin. Ve hepsinden önemlisi, finansal sistemle reel sistemin daha entegre olabileceği bir çalışma ortamı geliştirilsin. Biz inanıyoruz ki, bu çözüm önerileri uygulandığı takdirde KOBİ'lerimiz, ülkemizin jeostratejik ve bölgesel avantajlarını kullanarak, Orta Doğu'nun sanayi ve üretim üssü haline gelecektir."
Yıldırım, konuşmasının ardından Hisarcıklıoğlu'na plaket verdi.