"Savunma sanayinde ilk 10 ülke arasına gireceğiz"
İSO tarafından düzenlenen 'Savunma Sanayii Semineri'nde Türk Savunma Sanayi'nin geldiği nokta ve hedefler masaya yatırıldı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük "2016 yılında savunma sanayinde ilk 10 ülke arasına girmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
İSTANBUL - İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Savunma Sanayii Müsteşarlığı'mız 2016 yılında savunma sanayinde ilk 10 ülke arasına girmeyi, savunma ve havacılık sanayi ihracatını, 2 milyar dolara, sektör cirosunu ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir" dedi.İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafında düzenlenen Savunma Sanayi Seminerinde konuşan Küçük, güvenlik ve savunmanın tarih boyunca olduğu gibi, günümüzde de, devletlerin asli görevi olduğunu belirterek, "Türkiye, büyük Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözünden hareketle, komşu ve bölge ülkeleriyle ilişkilerini, daima, barışçı temeller üzerinde yürütme gayretinde olsa da, bulunduğu coğrafyanın özellikleri gereği, güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmak zorundadır" ifadelerini kullandı. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin gücünü tamamlayan, önemli unsurlardan birinin hiç kuşkusuz güçlü bir savunma sanayisi olduğunun altını çizen Küçük, "Yerel kaynaklara dayalı, dışa bağımlılığı mümkün olan en düşük seviyelere indirilmiş, bir savunma sanayi, güvenliği teminde getirdiği üstünlüğün yanında, o ülkenin ekonomisi, büyüme ve kalkınması için de çok önemli bir itici güçtür" şeklinde konuştu.
"İhtiyaçlarının yarısını karşıladık"
İSO Başkanı Küçük savunma sanayi sektörü hakkında şu bilgileri verdi:"Ülkemiz savunma sanayi, yerel kaynak kullanımı açısından arzu ettiğimiz düzeyin gerisindedir. Ancak, ne mutlu ki son yıllarda, bu durumu değiştirmek üzere çok önemli adımlar atılmış, Savunma Sanayi Müsteşarlığımız, bu anlamda önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir.2010 yılı rakamlarıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı yüzde 52 seviyelerine ulaşmıştır. Daha önceki yıllara kıyasladığımızda, ulaşılan bu oran son derece sevindirici ve ümit vericidir. Hedefimiz, bu oranı daha da artırabilmek olmalıdır.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı'mız, 2 2016 yılında savunma sanayinde ilk 10 ülke arasına girmeyi, savunma ve havacılık sanayi ihracatını, 2 milyar dolara, sektör cirosunu ise, 8 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Bu rakamlar, savunma sanayi sektörümüzde, geleceğe yönelik önemli proje ve hedeflerin belirlendiğine ve sektörün, önümüzdeki yıllarda, büyüme eğiliminde olacağına işaret etmektedir. Savunma sanayinde yerli katkı payını artırmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen, projeler, sanayimize ve ilgili tüm sektörlerimize de büyük fırsatlar sunmaktadır."
"İnovasyon konusunda hızla yol alıyoruz"
Rekabet gücünün ana unsurlarından biri olan, teknoloji geliştirme, savunma sanayinin de bel kemiğini oluşturduğunu söyleyen Küçük, teknoloji hakimiyeti ve bilgi üstünlüğünün savunma sanayinin olmazsa olmazları olduğunu ifade etti. Bugün gelinen nokta itibarıyla, Türk sanayisinin, savunma sanayinde yerli katkıyı artırmak için gerekli alt yapı, güç ve potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Küçük, "Sanayimiz, Ar-Ge, teknoloji geliştirme ve inovasyon konusunda hızla yol alma gayreti içindedir. Sanayimizde, özellikle, gemi inşaat, havacılık, yazılım, otomotiv ve kimya sektörlerindeki üretim kapasitesi, savunma sanayi projeleri için de önemli bir alt yapı sunmaktadır" şeklinde konuştu.
Tanıl Küçük konuşmasını şöyle sürdürdü:"Doğru ve bilinçli bir yönlendirme ile, Ar-Ge ve teknoloji geliştirmede daha çok destek ile, sanayimizin, bu alanda yapabileceklerini azami düzeyde ortaya koyacağına inanıyoruz. Bu inançla, İSO olarak, savunma sanayimizde yerli katkının artırılmasına yönelik projelerin ve ortaya çıkacak üretim fırsatlarının sanayicilerimize iyi aktarılması gerektiğini düşündük ve bugünkü semineri düzenledik."
Lisansın çizdiği sınırlar içinde ürünü pazarlayabilirsiniz
MSB Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, kara araçlarındaki bütün ihtiyaçların Türk sanayinin tasarımı ve üretimi olan lisanslı araçlardan oluştuğunu belirterek, "Bunları yapan özel sektör kuruluşlarımız. Zırhlı paletli araçlarımızın üretimin yapan kuruluşlarımız, bunların ciddi bir şekilde ihracatını da yapıyorlar. İhracat yapabilmek için ürünün sizin olması gerekiyor. Bir yerden lisans aldığınız zaman bu lisansın çizdiği sınırlar kadar ürünü pazarlayabilirsiniz. Ürün hakları size ait ise istediğiniz gibi pazarlama imkanınız var" şeklinde konuştu.
Gemilere bakıldığında, Milgem (Milli Gemi) projesi ile birlikte bütün su üstü gemilerin artık Türkiye'de tasarım ve üretim olarak gerçekleştirilebildiğinin altını çizen Bayar, bunların tamamının Tuzla'da ve özel sektör tersanelerinde yapıldığını belirtti.
Havacılık teknolojisinin zor alanlardan biri olduğunu vurgulayan Bayar, bu alanda da yeni projelerin üretim safhasına geldiğini ve önemli projelerin seri üretime başlama aşamasında olduğunu söyledi.
Türkiye'nin savunma harcamasının ciddi bir teknoloji çıktısına döneceğini belirten Bayar, birçok alanda bunun örneklerini de görmeye başladıklarını, bunu, savunma sanayi projelerinde İstanbul sanayinin katılımı çok daha güçlü hale getireceklerini ifade etti.
Sabiha Gökçen Havaalanı yanında, İstanbul Ticaret Odası ile birlikte yürüttükleri teknopark projeleri olduğunu hatırlatan Bayar, bu teknoparkın Türkiye için teknoloji merkezi olmasını hedeflediklerini belirtti.