"Türkiye, altında cazip ülke olmaktan çıkıyor"

"Türkiye, altında cazip ülke olmaktan çıkıyor"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı ve Kanadalı Eldorado Gold'un Türkiye'deki operasyonunu yürüten iştiraki Tüprag Metal Madencilik'in Genel Müdürü Ümit Akdur, madenlerin durmasının Türkiye'ye gelen risk sermayesini azalttığını belirterek, "Türkiye cazip ülke olmaktan çıkıyor" uyarısı yaptı. DÜNYA'ya konuşan Akdur, Türkiye'de aramadan üretime kadar 20 yabancı sermayeli şirket bulunduğunu belirterek, "Türkiye'de bulunanlar gitmez ama yeni gelenlerin tereddütleri oluyor. Bu şirketlerin Türkiye'ye harcayacağı risk sermayesinin miktarı etkileniyor. Kışladağ madeninin durması, aramalar için Türkiye gelen risk sermayesini azalttı. Kanada'da ve ABD'de onlarca firma var, Türkiye'ye gelmek isteyen. Ancak anında haberdar oluyorlar" dedi. Dünyada altın aramalarına ayrılan risk sermayesinin 10 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Akdur, bunun 4.2 milyar dolarının altın aramaları için kullanıldığını kaydetti. Arama bütçesi 400 milyon dolar Sadece Kanadalı madencilerin Meksika'da altın aramaları için 1 milyar dolar harcama yaptığını kaydeden Akdur, "Bizde ise geçen yıl tüm aramalar için kullanılan rakam 60 milyon dolardı. Türkiye bu anlamda cazip bir ülke olmaktan çıkıyor" diye konuştu. Türkiye'nin yeraltı zenginliklerinin kendi kendine ortaya çıkmayacağını söyleyen Akdur, 6 bin 500 ton altını ortaya çıkarmak için her yıl 300-400 milyon dolar arama bütçesi gerektiğini bildirdi. Akdur, "Bu para Türkiye'de maalesef yok. Kanadalı, Avustralyalı ve ABD'li yatırımcı hukuki altyapısı, madeni olan yere o parayı gönderiyor. Türkiye'de mahkeme süreçleri uzun zaman alıyor" dedi. Kışladağ'da kararı bakanlık verecek Uşak Kışladağ'daki altın madeni için çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporunun geçersizliği konusunda verilen alt mahkeme kararına karşı açılan temyiz davasında Danıştay yeniden bilirkişi heyeti oluşturulmasını öngördü. ÇED raporunun iptal edilmesine yönelik açılan davada Manisa İdare Mahkemesi'nin kendi lehlerine karar verdiğini hatırlatan Akdur, şunları söyledi: "Danıştay temyizde yürütmeyi durdurma kararı vermişti. O tarihten bu yana da maden durmuştu, yeni kararda bilirkişilerin raporunda bir ittifak olmadığı gerekçesiyle ÇED olumlu belgesi hakkında karar verme imkanına ulaşılamadığı belirtiliyor. Bu durumda biz madenin açılıp açılmaması konusunda Çevre Bakanlığı ile görüşeceğiz. Kararı onlar verecek." Madenin kapalı olması nedeniyle hem Tüprag'ın hem de vergiler nedeniyle devletin zarar ettiğini bildiren Akdur, kapalı olmasına rağmen 620 kişinin ücretini aldığını söyledi. "Acele kamulaştırma herkese yapılıyor" Bakanlar Kurulu'nun acele kamulaştırma kararını da değerlendiren Akdur, bu tip kararların başka şirketlere de uygulandığını öne sürdü. İzmir Efem Çukuru'nda 10 yıldır çalıştıklarını, 10 milyon dolar harcama yaptıklarını belirten Akdur, "Bu bir an önce devreye girerse devlette vergi alacak. Biz zaten arazinin yüzde 57'sini köylü ile anlaşıp aldık, geri kalan arazi sahipleri de kamulaştırma kararı çıkınca bize gelip anlaşma yolunu seçiyor" dedi. Akdur, altın madencilerin devletten maddi teşvik değil, mevzuatın basitleşmesini, yargı sürecinin kısaltılmasını ve öngörülebilir sürede üretime geçilmesini istediklerini ifade etti. ÇED raporu 7 klasör 2 bin 500 sayfa Toplumda bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak istediklerini söyleyen Ümit Akdur, Uşak'ta madenin 12 kilometre yakınındaki bir köyün kendilerini desteklememesi nedeniyle "kuzular ölüyor" diye çeşitli haberler ortaya attığını savundu. Akdur, "Halbuki maden 6 aydır çalışmıyor, Tarım Bakanlığı müdahale etti. Meğerse şap hastalığı yayılmış. Bölge karantinaya alındı" dedi. Tüprag'ın hazırladığı ÇED raporunun 7 klasör, 2 bin 500 sayfa ve eklerden oluştuğunu kaydeden Akdur, altın madencilerinin gerçek sorununun çevrecilerle olmadığını söyledi.