"Yılın Profesyoneli" seçilen Microsoft Genel Müdürü Çağlayan Arkan, DÜNYA'ya özel açıklamalarda bulundu: Türkiye, dünyada yaşanan krizi fırsata çevirebilir

"Yılın Profesyoneli" seçilen Microsoft Genel Müdürü Çağlayan Arkan, DÜNYA'ya özel açıklamalarda bulundu: Türkiye, dünyada yaşanan krizi fırsata çevirebilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Uluslararası firmalarda zirveye ulaşmak kolay değil... 80 bine yaklaşan çalışanı ile Microsoft'ta başarılı olmak, hedeflere ulaşmak ve geniş bir ekibi yönetmek hiç kolay değil. Çağlayan Arkan, 2003 yılından beri Microsoft Türkiye'nin başında ve yalnızca rakamlara bakarak başarısını görmek mümkün. Son mali yılın sonuçlarına bakıldığında Microsoft Türkiye, finansal hizmetlerde yüzde 50, perakende ve üretimde yüzde 40, telekomda yüzde 64, nihai tüketici ürünlerinde yüzde 300, destek hizmetlerinde yüzde 60, MSN'de yüzde 126, Microsoft Dynamics'te yüzde 58, genel olarak KOBİ pazarında yüzde 38, küçük işletmelerde ise yüzde 78 büyüme kaydetmiş. Bu tablonun mimarı Çağlayan Arkan kısa bir süre içerisinde elde ettiği başarıları ile DÜNYA'nın geleneksel Ekonominin Şeref Kürsüsü anketinde Arçelik Genel Müdürü Gündüz Özdemir ile birlikte "Yılın Profesyoneli" seçildi. 24 milyon MSN kullanıcısı var Tüm bu büyümelerin yanı sıra, son dört yıl içerisinde Microsoft Türkiye birçok yeniliği Türk kullanıcılara sunmayı başarmış. Örneğin Windows Live hizmetleri arasında bulunan MSN Messenger, birçok ülkede kırılması güç bir rekorla 24 milyon kullanıcıya sahip ve bu haliyle Türkiye, dünya üçüncüsü konumunda. Aynı şekilde 19 milyonluk Hotmail abonesi, 9 milyonluk Windows Live Spaces blog kullanıcısı ile Microsoft Türkiye, Çağlayan Arkan önderliğinde birçok başarıya imza atmış durumda. Elbette son 4 yılda Microsoft Türkiye'nin kat ettiği bu mesafe hemen şirket içerisinde olumlu sonuçlarını vermiş. Örneğin Türkiye, Microsoft içinde artık kısaca BRIC olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Çin ve Hindistan gibi dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarıyla aynı kategoride görülmeye başlanmış. Türkiye ofisi, 2007 yılında Microsoft'un merkezi tarafından en fazla gelişme gösteren 5 ofis arasına girerek izlenmeye alınmış. Küresel sermayenin güveni artıyor Yabancı sermayeli firmaların Türkiye'deki bu başarıları sonuçta küresel sermayenin Türkiye'ye olan güvenini artırıyor. Son küresel krizlerden sonra oluşan tabloyu Çağlayan Arkan şöyle özetliyor: "Dünyadaki ekonomik görüntü karışık. Ortadoğu ve Arap sermayesi Türkiye'ye yönelebilir. Kriz parayı yok etmiyor, para ortada duruyor. Orta vadede Türkiye akıllı davranırsa bu rüzgârı lehine çevirebilir. Amerikan ekonomisindeki dalgalanmalar bir nevi arka bahçe konumunda bulunduğu için Latin Amerika, Çin ve Japonya'yı da etkileyecek. Bu arada Türkiye kendisine fırsat yaratabilir." Çağlayan Arkan, önümüzdeki dönemde yapılması planlanan özelleştirmeler ile yabancı sermaye girişinin beklenen düzeyde olabileceğini şu sözlerle belirtiyor: "20 milyar dolar yüksek bir rakam olsa da 15-16 milyar dolara ulaşılması da sürpriz olmaz. Önümüzdeki mayıs ayında hayata geçecek bazı özelleştirmeler var. Bunlar da önemli bir hareketlilik sağlayacak. Bu özelleştirmeleri iyi gerçekleştirebilirsek buradan önemli bir destek sağlayabiliriz." Türkiye'nin en büyük sorunlardan biri olan kayıt dışı ekonominin sıkıntı yarattığını belirten Arkan, çözüm için yapılması gerekenleri şöyle açıklıyor: "Bilanço defterleri ile şirketlerin gerçekleri arasında farklar bulunması büyük problem. Bu da kayıt dışı ekonomiyi doğuruyor. Kayıt dışı ekonominin halledilebilmesi için sadece görevli çalışması yetmez. Bunu aşmak için güçlü kanunlar konması gerekiyor. Sağlam bir denetim mekanizmasının oluşturulması da gerekli. Kanunların hazırlanması da sonrasında gerçekleşecek değişim için bir problem teşkil ediyor. Kanunun hazırlanmasından sonra muhasebe sistemlerinin elden geçirilmesi söz konusu olacak." Şirketlerin teknolojik altyapısı Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde bir dizi düzenlemelere giden Türkiye'nin halen kayıt dışı ekonominin sıkıntılarını yaşadığı bir gerçek. Öte yandan Anadolu sermayesi başta olmak üzere şirketler uyum sürecinde kendilerine çeki düzen vermek zorunda kalıyorlar. Son beş yılda kat edilen mesafeyi Arkan'a soruyoruz: "Büyük bir gelişme görmüyorum. Memnuniyet verici gelişmeler ve önemli işler yapanlar var. Ancak bunların standart hale getirilmesi noktasında çok da iyi konumda değiliz. şirketler kendi imkânlarıyla bir takım organizasyonlar yapıyorlar. Ancak genele bakıldığında çok iyi bir tablo göründüğünü söylemek mümkün değil." KOBİ'lerde teknoloji patlaması yaşanacak Çağlayan Arkan, KOBİ'lerin IT altyapısı oluştururken dikkatli davranmaları gerektiğini belirtiyor. Bilgisayar sahibi olmanın veya şirkete bir ağ kurmanın teknolojik altyapı için yeterli olmadığını belirten Arkan, özellikle küçük ölçekli firmaların IT altyapısı oluştururken yaşadığı sıkıntıların giderilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor. KOBİ'lerin IT altyapılarını tamamlamak için ne yapmaları gerektiğini sorduğumuzda Arkan şöyle cevaplıyor: "Türkiye'de çok çeşitli rakamlar var ancak bizim kabul ettiğimiz, 1.8 milyon civarında mikro, küçük, orta büyükte işletme olduğu. Bunların hemen hemen hepsi kayıtlı durumda. Türkiye genelindeki yaklaşık iki milyon adet diyebileceğimiz bu küçük ve orta ölçekli işletmelere baktığımızda şunu kabul etmemiz gerekiyor; bu işletmeler bilişim yatırımı yapabilir, ancak bu alanda istihdam yapamazlar. KOBİ'lerdeki teknoloji kullanımının artması için yapılması gereken şey "Niye kullanayım?" sorusunun cevaplarını olumlu verdirmektir. "Bunu nasıl kullanırım?", Bundan nasıl faydalanabilirim?" sorularına iyi cevap verilmesi gerekiyor. Bu konuda çok ciddi bir talep olmamasına rağmen, bir patlama yaşanacağı konusunda ümitliyiz. E-devlete daha çok yolumuz var Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde aynı zamanda e-devlet çalışmaları da hız kazandı. e-devlet çalışmaları kamu kurumlarında otomasyona geçilmesinin yanı sıra, vatandaşların devlet hizmetlerine daha rahat bir şekilde ulaşmasını sağlayacak. Çağlayan Arkan'a Türkiye'nin e-devlet çalışmaları konusunda kat ettiği mesafeyi ve karşılaştığı zorlukları soruyoruz: "E-devlet konusunda Türkiye'nin ulaştığı nokta çok da ümit verici değil. öncelikle e-devlet sisteminin tek bir yapı olması ve ortak veritabanı kullanması gerekiyor. Ancak biz bu konuda henüz doğru düzgün başlangıç yapabilmiş bile değiliz. Gerek devlet olarak, gerekse vatandaşlar olarak web'i çok daha etkin bir biçimde kullanarak, işlerimizi web'e taşımamız lazım. Bunun için de hem vatandaşa, hem de kurumlara niye kullanayım sorusuna olumlu cevap verebilecek bir bilincin aşılanması gerekiyor. Bankaların ortak bir ödeme sistemi üzerinde uzlaşmaları konusu da henüz istenen düzeyde gerçekleşmiş değil. Aynı işi yapan onlarca farklı cihazla müşteri uğraşmak durumunda kalıyor. Yurtdışında durum daha farklı. Örneğin her yerde ATM yok. Anadolu'da bile birçok yolda ATM bulmak mümkün. Bankacılık konusunda bugün Türkiye dünya ile rekabet edebilecek durumda. Bu bugüne kadar yapılmış yatırımın sonucudur. Bankalarımızın bugün satıldıkları değerlere bakacak olursanız, bankacılık sektörümüzün ulaştığı seviyeyi görebilirsiniz. Bunun arka planına baktığımız zaman, bu sektöre yapılan teknoloji yatırımı ön plana çıkacaktır. e-devlet konusunda bize düşen yapılabilecekleri göstermek, bu anlamda da büyük bir çaba gösteriyoruz. Bu alanda asıl yapılması gereken ise devlet tarafından bu işin halledilmesi. Teknolojik kalkınma meselesinin bir seferberlik gibi ciddiye alınması gerekiyor. Bu alanda en önemli eksik, liderlik." Sağlıklı strateji gerekli Türkiye'nin sorunlarının diğer ülkeler ile hemen hemen aynı olduğunu belirten Çağlayan Arkan, çözümler ve elimizdeki potansiyel konusunda şöyle diyor: "Bir yandan kendimizi geliştirirken, bir yandan da stratejiye ihtiyacımız var. Bizim genel sorunlarımız dünyanın genel sorunları ile aşağı yukarı aynı. Örneğin sosyal güvenlik bütçesi 60 milyar dolar ve açık 8-9 milyar dolar artmış. Bunun kontrol edilebilmesi için etkin kaynak kullanımı gerekiyor. Bakıyorsunuz bir milyar dolarlık bir yatırım, birçok olumsuz faktör yüzünden 5-6 milyar dolara yapılıyor. Hâlbuki bu meseleyi çözebilecek kadar iyi çalışan birçok şirketimiz var. Yalnızca siyasi iradenin bu konuyu çözün diyerek meseleye el atması gerekiyor. 700 milyon dolarlık IMF kredisinin serbest bırakılmasıyla borsası yükselen bir ülkeyiz. Harcanan kaynaklara baktığınızda da ise kullanılmayan muazzam tasarruf imkânlarını görüyorsunuz. Teknoloji artık çok ucuzladı. Önemli olan niyet, tutarlılık, devamlılık. Bunlar gerçekleştiği zaman Türkiye'de ciddi sıçramalar yaşanabilir. Kalifiye eleman yetiştirilmesi konusunda İsrail, Hindistan'dan ayrılıyor. Hindistan uzman yetiştirmezken, hizmet elemanı yetiştirdi. İsrail ise güvenlikte marka oldu. Türkiye'nin elindeki fırsat ise bankacılık uygulamalarıdır. Bu alanda Treksoft ve Garanti olmak üzere birçok örnek verilebilir. Bu alanda en önemli eksiklerimiz farkındalık ve liderlik meseleleri. KOBİ'lerin teknolojileri yakalayabilmesi için telekomünikasyon şirketleri ile bankalarla önemli çalışmalarımız oluyor. " Microsoft Türkiye mevcut ekibini % 10 büyütecek Microsoft Türkiye her yıl ortalama % 20 civarında büyüme gösteriyor. Bu büyüme sayesinde parlak beyinler uluslararası bir IT firmasında kariyer yapma imkanı buluyorlar. Önümüzdeki sene içerisinde büyümenin doğal sonucu olarak yeni iş imkânları açacak olan Microsoft Türkiye, mevcut ekibini %10 civarında büyütecek. İş ortaklarına en çok kazandıran şirket Son yapılan uluslararası bir araştırmanın sonucuna göre Microsoft Türkiye'nin ürettiği her 1 dolarlık katma değere karşılık, iş ortakları 20 dolar kazandırıyor. Bu oran dünyadaki ofisler arasında en yükseklerden biri ve Microsoft Türkiye'nin 7.000'i aşkın iş ortaklarının sayısı da her geçen gün artıyor. Türkiye'de güçlü bir ekosisteme sahip olan Microsoft böylece sektöre ciddi bir ekonomik kazanç sağlıyor. İstihdam oluşturucu kurum Microsoft Türkiye, Çağlayan Arkan'ın yönetiminde halen 300'e yakın çalışanı, 7.000'i aşkın iş ortağından oluşan "ekosistemi" ve iş imkanı yarattığı 150.000 dolayında bilişim çalışanı ile ülkemizde bilişim sektöründe katma değer üretiyor. Bunu yaparkende küresel olarak en ileri bilişim çözümleri ile ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunuyor. Arkan, Türkiye'nin bilişimle kalkınacağı vizyonunu getirdi Çağlayan Arkan, Microsoft Türkiye'ye ve tüm bilişim sektörüne "Türkiye'nin bilişimle kalkınacağı" vizyonunu getirmiş. Arkan, Microsoft Türkiye'nin artık iş ortakları ve meslektaşları ile birlikte tüm platformlarda savunduğu bu vizyon ile, bilişim teknolojilerinin daha fazla yaygınlaşması ve derinleşmesi sayesinde ülkenin kalkındığına dikkat çekiyor. Bu vizyonla ülkemizin dinamik ve genç nüfusunun bilişim teknolojilerinde eğitim görerek istihdam olanakları yaratılması amaçlanıyor. Arkan, bu eğitimin, aynı zamanda ülkemizin batı ülkelerinde bilişim alanındaki istihdam açığını da kapatmaya aday olmasına imkan vereceğini vurguluyor. Tabii aynı zamanda bütün dünyada olduğu gibi bilişimin verim ve rekabet gücünü artırarak ülkeye sağlayacağı katma değer ve rekabet edebilme gücü de buna eklenecek. Arkan'a göre bu amaçla bilişim öncelikli sektör olarak desteklenmeli ve bilişim eğitimi için stratejiler ve ulusal bir politika saptanmalı. 2008 yılında, Microsoft Türkiye, Microsoft'un Dynamics ürünlerinin en son versiyonlarının lansmanını ile en ileri iş çözümleri yazılımlarını sunmayı planlıyor. Ayrıca Microsoft'un küresel vizyonunu oluşturan "Birleşik İletişim" sistemi ile tüm iletişim ve çalışma yazılımlarının tamamen entegre edilmesi amaçlanıyor. Birleşik iletişim çözümleri de 2008 yılında ülkemizde yaygınlaşacaktır. Windows Live ise, yine Microsoft Türkiye'nin de tüm yazılım hizmet ve ürünlerinin internetten kullanılabilme imkanını veren bir proje olarak 2008'in en iddialı hedeflerinden birisi. İş hayatına Tekofaks'ta başladı 1962 yılında Ankara'da doğan Çağlayan Arkan, 1985 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Ekonomi ve idari Bilimler Fakültesi'nde Executive MBA yapan Arkan, 1984 yılında Tekofaks'ta profesyonel iş hayatına başladı. Burada satış temsilcisi olarak başladığı kariyerine satış müdürü olarak devam etti. 1987 - 1997 yılları arasında kurucu ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak Kopiteknik Şirketler Grubu'nda görev yaptı. Bu görevin ardından SBS'e (Siemens Business Services) katıldı. SBS'te sırasıyla iş geliştirme direktörü, uluslararası iş geliştirme yönetmeni ve genel müdürlük görevlerinde bulundu. 2003 yılının Eylül ayında Microsoft Türkiye Genel Müdürlüğü'ne getirilen Arkan, çok iyi derecede İngilizce biliyor. TÜBİSAD ve TBV üyesi. Çeşitli etkinliklerle öğrencilere destek sağlıyor Microsoft Türkiye çeşitli üniversiteler ile ortak düzenlediği S2B programı ile öğrencileri iş ortakları ile buluşturuyor. Imagine Cup programı ile her yıl dünya çapında düzenlenen bir yenilikçilik yarışmasında öğrenciler, farklı alandaki projelerini sunuyorlar. Geçen yıl iki Türk ekibi, Seul'da finallerde yarışma başarısı gösterdi. "Bilenler Bilmeyenlere Öğretiyor" projesi ile bugüne kadar 8.000'e yakın gence Türkiye'nin 81 ilinde temel bilgisayar bilgileri öğretildi. Microsoft Türkiye'nin yürüttüğü eğitim faaliyetlerinden bazıları şöyle: Imagine Cup 2008: Öğrenci Teknoloji Yarışması Her yıl farklı bir tema çerçevesinde düzenlenen dünya çapındaki öğrenci yarışmasında, bu yılki tema "Teknolojinin sürdürülebilir çevre için kullanıldığı bir dünya düşleyin". Yarışmanın bu yılki dünya finali, 3 - 8 Temmuz 2008 tarihleri arasında Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleştirilecek. Gençsen Geleceksin Türkiye Teknoloji Turu Turkcell ve Microsoft işbirliğiyle üniversitelere yönelik teknoloji turu. 9 ilde ve 19 üniversitede gerçekleştirilen etkinliklere 6000 üzeri öğrenci ve akademisyen katıldı. Akılları Alan Robot Seminerleri Microsoft Robotics Studio ile robot porgramlama, görsel programlama dili ve Microsoft'un robot teknolojilerine yönelik araçları örnek uygulamaların paylaşıldığı seminerler dizisi. Microsoft Yaz Okulu Programı 11 yıldan beri devam eden ve bilgisayar mühendisliği öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen 4 haftalık staj programı. Türkiye genelinde tüm üniversitelerin temsil edilmesine olanak sağlayacak şekilde planlanan program, bölgesel olarak Ankara, İzmir ve İstanbul'da yaz aylarında düzenleniyor. Bitirme Projeleri Desteği Son sınıf öğrencilerinin bitirme projelerine teknik ve yardımcı kaynak desteği sunulan program. Öğrenciler, teknik uzmanlardan yönlendirme ve sorularına yanıt alabiliyor; proje çalışmalarına destek olacak Microsoft Press yayınlarına ücretsiz olarak ulaşabiliyorlar. Student To Business (S2B) Programı Üniversite son sınıf öğrencileri ve yeni mezunlarla, Microsoft iş ortakları ve müşterilerinin biraraya gelerek staj ve istihadama yönelik, arz ve talebin buluşturulmasına yardımcı olan program. Ortadoğu ve Arap sermayesi gelebilir Dünyadaki ekonomik görüntü karışık. Ortadoğu ve Arap sermayesi Türkiye'ye yönelebilir. Kriz parayı yok etmiyor, para ortada duruyor. Orta vadede Türkiye akıllı davranırsa bu rüzgârı lehine çevirebilir. Türkiye kendisine fırsat yaratabilir. Kayıtdışı ekonomi için güçlü kanunlar gerek Bilanço defterleri ile şirketlerin gerçekleri arasında farklar bulunması büyük problem. Bu da kayıt dışı ekonomiyi doğuruyor. Kayıt dışı ekonominin halledilebilmesi için sadece görevli çalışması yetmez. Çok güçlü kanunlar konması gerekiyor. E-devlette gelinen nokta iç açıcı değil E-devlet konusunda Türkiye'nin ulaştığı nokta çok da ümit verici değil. Öncelikle e-devlet sisteminin tek bir yapı olması ve ortak veritabanı kullanması gerekiyor. Gerek devlet, gerekse vatandaş olarak işlerimizi web'e taşımamız lazım.